Şişecam grevinin 'milli güvenliği bozduğu için' değil, ekonomik nedenlerle ertelendiği belirtildi. Kristal-İş karara itiraz edecek. Sendikanın başvurusunu kabul eden ILO, hükümetten savunma isteyecek.
Birgün'de yer alan habere göre, Danıştay 10. Dairesi'nin, Şişecam grevinin Bakanlar Kurulu kararıyla iki ay ertelenmesiyle ilgili olarak Kristal-İş Sendikası'nın yürütmeyi durdurma talebini neden reddettiği açıklandı. Sendikaya tebliğ edilen gerekçeli kararda, “grev uygulanan işyerlerinde ülkedeki cam üretiminin yüzde 90'ının gerçekleştirildiği dikkate alınarak kararın yürütmesinin durdurulmasına gerek olmadığı” belirtildi.
Gerekçeli kararda, kararın oy çokluğuyla alındığı ifade edildi. Buna göre, 10. Daire'nin üç üyesi sendikanın talebinin reddi yönünde oy kullanırken, 10. Daire Başkanı ve bir üye talebin kabulü yönünde oy kullandı. Talebin reddi kararına şerh koyan Danıştay üyeleri, Danıştay'ın eski kararlarından örnekler vererek, grevin ekonomik nedenlerle ertelenmesinin hukuka uygun olduğunu ifade etti. Muhalefet şerhi yazılarında, “ertelenen grevin milli güvenlik ve genel sağlığı bozucu nitelikte olduğuna dair geçerli ve inandırıcı hiçbir kanıtın olmadığı” da vurguladı.
Kristal-İş, Danıştay 10. Daire'nin oy çokluğu ile verdiği karara karşı bugün Dava Daireleri Genel Kurulu'na itiraz edeceklerini duyurdu. İdari Yargılama Usulü Kanunu'na göre, sendikanın itirazının 7 gün içinde karara bağlanması gerekiyor.
Grev ertelemeleri, 6356 Sayılı Kanun'un 63'üncü maddesinde düzenleniyor. Bu maddede “karar verilmiş veya başlamış olan kanuni bir grevin genel sağlığı veya milli güvenliği bozucu nitelikte olması durumunda belirli bir süre ertelenebileceği” belirtiliyor. Buna göre, grev ertelemesi sebeplerinin genişletilmesinin olanağı bulunmuyor.
Hukukçular, yasaya göre 'ülke ekonomisinin zarara uğraması' gibi bir gerekçeyle Bakanlar Kurulu'nun grevi ertelemesinin hukuken mümkün olmadığı görüşünde. Halbuki Danıştay 10. Daire'nin gerekçeli kararında grevin ekonomik nedenlerle ertelendiği ifade ediliyor.
Danıştay 10. Daire'nin bu kararı, geçmiş içtihatlarıyla da çelişir nitelikte. Örneğin Danıştay 10. Dairesi'nin 1997 tarihli kararında şöyle deniyor: “Yasal bir grevin yasada öngörülen anlamda genel sağlığı bozucu nitelikte görülebilmesi için, toplumun önemli bir kesiminin sağlık yönünden veya buna bağlı olarak sosyal bakımdan ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya kalması, giderilmesi olanaksız kayıp ve zararların söz konusu olması gerekir. Yine bir grevin milli güvenliği bozucu nitelikte görülebilmesi için de, ülke ve devletin özel savunma ve güvenlik altına alınmasını zorunlu kılacak ciddi tehlikelerin ortaya çıkması gerekmektedir.”
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ise 2005 yılında verdiği bir kararda, “Anayasal hak ve işçi açısından güvence olan grev hakkının yasada belirtilen sebepler dışında ertelenebilmesine olanak bulunmadığı, yasal bir grevin yasada öngörülen anlamda genel sağlığı bozucu nitelikte görülebilmesi için toplumun önemli bir kesiminin sağlık yönünden ciddi tehlikeyle karşı karşıya kalması ve bu sakıncanın Anayasal hakkın süreli de olsa kullanılmasını engelleyen geciktirme yetkisini kullanılmasından başka bir yolla giderilmesinin mümkün olmaması gerektiği...” ifadelerine yer veriyor.
Bu kararlara göre, ekonomik sebeplerden hareketle bir grevin milli güvenliği ve genel sağlığı tehlikeye attığını ileri sürmek mümkün görünmüyor.
Şişecam'a bağlı çalışan Kristal-İş üyesi 5 bin 800 işçi, toplusözleşme görüşmelerinde taleplerinin karşılanmaması üzerine, 20 Haziran'da 10 fabrikada greve çıkmıştı. Grev, Bakanlar Kurulu kararıyla “genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu” gerekçesiyle 60 gün ertelenmişti. Bunun üzerine sendika grev ertelemesinin yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay'a başvurmuş, ancak Danıştay 10. Dairesi bu talebi reddetmişti.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Kristal-İş'in 'grev ertelemesi kararının ILO sözleşmelerinin ihlali olduğu' yönündeki başvurusunu kabul ederek değerlendirmeye aldı. ILO Sendika Özgürlüğü Komitesi konuya ilişkin önümüzdeki günlerde hükümetten savunma isteyecek. Hükümetten gelecek savunmayı takiben Komite kararını verecek. Hükümet makul süre içinde Komite’ye cevap vermezse Komite hükümetin cevabını beklemeden karar verecek.