Onur Erem
Türkiye'nin kuruluşunda kilit öneme sahip Sivas kentindeyim. Burası 1919'da Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının çağrısıyla Sivas Kongresi'nin düzenlendiği, Cumhuriyet'in ilk yıllarında da önemli yatırımların yapıldığı bir şehir.
Fakat bugün Sivas o eski günlerinden uzakta. Yıllar boyunca verilen göç nedeniyle bugün Sivas, 600 sandalyeli Meclis'te yalnızca beş sandalye ile temsil edilecek. Bugün o beş sandalyenin dördünde AKP'liler, birinde ise CHP'nin milletvekili oturuyor.
Sivas sokaklarında en büyük sorun olarak işsizlik ve göç görülüyor. Sivas'a gelmeden önce uğradığım Konya ve Kayseri'ye oranla Suriyelilerden şikayet edenlerin sayısı daha az. Konuştuğum seçmenlerin önemli bir kısmı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a büyük bir sevgi besliyor. Diğer kentlerde olduğu gibi, burada da görüşlerini açıklamak istemeyen seçmenlerin sayısı fazla.
Kentin göç ve işsizlik sorunlarını AKP Sivas İl Başkan Vekili Abdülkadir Demirel'e sormak için AKP il binasına gidiyorum. İçerisi kalabalık, yurttaşlar dertlerine çözüm bulmak için yetkililerle görüşüyorlar.
Abdülkadir Demirel, Sivas'ta sorunun kültürel bir yapıdan kaynaklandığını belirtirken, Sivas'ın Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında bürokrasinin, eğitimin kenti olduğunu, bu yüzden Sivas halkının bin yıldır her şeyi devletten beklemeye alışkın olduğunu söylüyor:
"İş denildiği zaman Sivas halkı devleti anlıyor. Organize sanayide (OSB) şu anda 612 tane işçi arayan fabrika var, işçi bulamıyorlar. İnsanlar çalışma şartlarını özel sektörde beğenmiyor, özel sektör insanları kalıplar altına alıyor, Sivas halkı da o kalıba girmek istemiyor.
"Devlet yatırımlarının az olduğu illerde kalkınma daha hızlı. Kayseri bunun en büyük örneği. Orada devlet yatırımı çok az olmuş, şahıs yatırımları fazla."
Demirel, seçimden sonra hayata geçirilecek ikinci üniversite, ikinci OSB ve hızlı tren hattının Sivas'ın kalkınmasına katkı sağlayacağını belirtiyor.
Partisinin Sivas'taki Alevilerden de destek aldığını, Alevi köylerinde üye kayıtları yapmaya başladıklarını söylüyor.
AKP'nin cemevlerine hukuki statü vaadini soruyorum, "Orası insanların bir mabedi. Oraya saygı duyulmalı ve gereken değer verilmeli" diyor ve Alevi köylerinde de üye kaydı yapmaya başladıklarını söylüyor.
Peki 2015 seçim beyannamesinde de aynı vaadin olması ve yerine getirilmemesi inandırıcılıklarını zedeliyor mu? Şöyle yanıtlıyor:
"Biraz zamansal olarak uzadı. Herhangi bir eleştiri almadım ama bir de şu var: 2015'ten günümüze gelen süreçte Türkiye'nin neler yaşadığı ortada. Ana, öncelikli konular listesine giremedi. Alevi vatandaşların cemevleriyle ilgili sorunlarını biz kendimizin sorunu olarak görüyoruz. Bu Türkiye'nin kanayan bir yarası. Bunun en kısa sürede çözüleceğini düşünüyorum, çözülmesi de gerekir."
Sivas'taki Aleviler genellikle CHP'ye oy veriyor. CHP'nin kapısını çalıp, ikinci sıradan gösterilen milletvekili adayı Sinan Öztürk ile görüşüyorum.
Cemevlerine statü vaadinin Alevileri etkilemeyeceğini, artık bu hükümetin vaatlerinde samimi olmadığının düşünüldüğünü söylüyor ve vaat için "Cumhurbaşkanının günü kurtarma mantığıyla hareketidir" diyor.
Peki kendilerinin, Madımak Katliamı sırasında Sivas'ın belediye başkanı olan Temel Karamollaoğlu'nun liderliğindeki Saadet Partisi ile kurmuş oldukları ittifak Alevi tabanlarında rahatsızlık yarattı mı? Buna yanıtı 'hayır' oluyor.
Öztürk bu seçimde Sivas'ta ekonominin rolünün büyük olacağını, esnafın durumuna çare olacak adaylara yöneldiğini anlatıyor ve ekliyor:
"Bu seçimlerin belirleyicisi esnaflar, köylüler ve gençler olacak. Eskiden ekonomik sıkıntılar köylülere çok yansımaz diye söylenirdi ama biz köylerde insanların mutsuz olduğunu görüyoruz. Eskiden ununu alıp ekmeğini yaparlardı, artık ununu da alamıyorlar."
CHP'nin gençlik teşkilatından gelen ve Sivas'ın en genç adaylarından biri olan 34 taşındaki Öztürk, SP ve İYİ Parti vekil çıkaracak kadar oy toplayamazsa, onların ittifaka kattığı oyla CHP'nin ikinci vekilini çıkarmasının mümkün olduğunu söylüyor.
'Cemevlerine statü için seçim sonrasına gerek yok.'
CHP ve AKP'nin Alevilere yönelik açıklamalarını dinledikten sonra Türkiye genelinde faaliyet yürüten Alevi vakıflarından Cem Vakfı'nın kapısını çalıyorum. Sivas Şube Başkanı Ünal Karataş'a hükümetin cemevine statü vaadinin Aleviler tarafından nasıl karşılandığını soruyorum.
Karataş, her seçim öncesi Alevilere yönelik sözler verilip sonra tutulmasından rahatsız, "Aleviler yüzyıllardır hep ezilen, ötekileştirilen, toplum dışında eşit yurttaşlık şartlarından mahrum bırakılan kesim oldu Alevi İslam inancının gereği olan saygı, sevgi, hoşgörü çerçevesinde Aleviler bugüne kadar bir defa olsun eline bir taş, sopa alıp devlete baş kaldırdığını göremezsiniz" diyor ve ekliyor:
"Siyasiler yine statü sözü veriyor. Kimseyi tutan yok, isterseniz bugün de hayata geçirebilirsiniz, seçim sonrasına gerek yok, daha samimi olmaları lazım. Önceki seçimlerde de böyle olmuştu."
Haklarının devlet tarafından tanınmaması üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtıkları davalarda cemevlerinin ibadethane olarak tanındığını söyleyen Karataş, artık Türkiye'nin hukuka saygı göstermesi ve bu kararı uygulaması gerektiğini vurguluyor.
Vaatlerin gerçekleşmemesinin nedeni olarak neyi gördüklerini soruyorum, "Bunun arkasında siyasi bir korku olabilir, tabanlarında oy kaybına yol açabileceği düşüncesi olabilir… Ama sokakta halka sorduğunuzda halkın yüzde 99'u destekliyor. Vergisini veren, çocuklarını askere gönderen kişilerdir Aleviler. Bu insanların kendi vergilerinden bir payı alması gerekmektedir. Dini hakkını camide kullanamıyorsa, cemevinde kullanabilmesi gerekmektedir" diyor.
Merak ettiğim diğer konu ise Alevilerin CHP'nin Saadet Partisi ile ittifakına yorumu.
"Aleviler genelde CHP'yi kendilerine daha yakın görseler de SP ile ittifaka biz bir tepki olduğunu görmedik. Temel Karamollaoğlu Madımak olayları sırasında Sivas'ta belediye başkanı olduğu için tepki görebileceğini düşünüyorduk ama böyle bir tepki oluşmadı" diyor Karataş.
Bir sonraki durağım, bu ittifakın diğer tarafındaki Saadet Partisi.
Onlar CHP ile kurdukları seçim ittifakı nedeniyle, kendilerine AKP tabanı tarafından tepki gösterildiğini söylüyor.
Saadet Sivas İle Başkanı Abdullah Çetinkaya, AKP'ye diğer partilerden kayan seçmenin kendilerine yaklaştığını fakat Milli Görüş çizgisinden AKP'ye ilk kayan kitlenin çok inatçı olduğunu belirtiyor.
Çetinkaya, Necmettin Erbakan ile Bülent Ecevit'in koalisyon kurduğu yıllarda da siyasette, Milli Selamet Partisi'nin gençlik kollarında olduğun anlatıyor:
"O zaman koalisyon kurduk diye bize 'Yeşil Komünist' demeye başladılar. Erbakan hocamızın çıplak kadınlarla fotoğraflarını montajlayıp köylere dağıttılar. Ama biz bütün bunlara rağmen kendimizi anlattık."
Madımak Katliamı sırasında Sivas'ta olan Çetinkaya'dan olayları kendi gözünden anlatmasını istiyorum, şöyle konuşuyor:
"Madımak Otel'in az ilerisinde marketim vardı o zamanlar, o yüzden olay yerine yakındım. Orada gözlemlediğimiz şu: İnsanlar bir harekete kalkıştı ve Temel Karamollaoğlu onları durdurmak için çok çaba sarf etti, maalesef başarılı olamadı. İnsanlar çünkü zemberekten boşanmış gibiydi, birileri onları provoke etmiş. Yangını çıkaran insanların resimleri var, onlar nerede? Niye yakalanmamış, niye gözaltına alınmamış? Kurşunla öldürülen insanlar var, bu insanlar neden kurşunla öldürüldü? Anlamakta güçlük çekiyoruz, ayrıntıları bilmiyoruz."
Çetinkaya Madımak'ın müze olması taleplerini olumlu karşılıyor.
Türkiye'de 11 milyon insanın sosyal yardım aldığını belirten Çetinkaya, insanların ekonomiye katkı vermesini sağlayacaklarını söylüyor: "Hayta yetiştiriliyor. İnsana para veriyorsun kahvede oturuyor. İnsana iş yapmayı öğretmezseniz böyle olur. Herkes kazandığı kadar yiyecek, bedavadan geçinmeyecek."
Bu nedenle Erdoğan'ın millet kıraathanesi vaadini de eleştiriyor.
MHP ve İYİ Parti'nin etkili olduğu İç Anadolu'daki diğer kentlerin aksine Sivas'ta üçüncü bir milliyetçi parti var: Büyük Birlik Partisi (BBP).
BBP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Sayan, AKP listesinin son sırasında bulunuyor. Bu durum kentteki BBP seçmenini üzmüş. CHP'nin bir vekil çıkarmasına garanti gözüyle bakıldığı için Sayan'ın seçilemeyeceğini düşünüyorlar, AKP'ye bu konuda kırgınlar.
Bunu AKP İl Başkan Vekili Demirel'e sorduğumda, BBP'den olumsuz bir tepki almadıklarını söylüyor ve "BBP tabanına sahip çıkıp bize oylarını getirirse 5. sıradaki adayın seçilmesi muhtemel" diyor.
Fakat BBP Sivas İl Başkanı Uğur Bulut aynı şekilde düşünmüyor. Sivas'taki tabanlarının ve teşkilatlarının sıralamadan dolayı mutsuz olduğunu belirten Bulut, "Sıralama konuşulanın aksine bir şey oldu" diyor ve ekliyor:
"Sivas kamuoyu adayımızı iki veya üçüncü sırada görmeyi umuyordu ama beşinci sırada gerçekleşti. BBP ve kamuoyunu tatmin eden bir sonuç olmadı.
"Ama genel başkanımız Yaşar Sayan Bey Sivas toprağına düşmüştür. En iyi sonucu alması için yönetim kurullarımız ve bütün arkadaşlarımızla mücadele etmeye devam edeceğiz."
'Partiler teröristlerin uzantıları hariç herkesle işbirliği yapabilmeli.'
Bulut'a BBP tabanında AKP ile ittifaka itiraz edenler olup olmadığını soruyorum. "Hiçbir ittifakta yüzde yüz memnuniyet olmaz. Kimseyi tam manasıyla memnun etmez" diyor ve ekliyor: "Ama gördüğümüz aday listeleri hariç birliktelikten memnun insanlar."
Bulut'a 2015'te Saadet Partisi'yle ittifak yaparken bugün AKP ile ittifak yapmalarını sorduğumda, partilerin her seçimde başka partilerle siyasi ittifak yapabileceğini söylüyor ve bunun düşünülmesini zorlaştıran Türkiye'deki kutuplaşma iklimini eleştiriyor:
"Bugün CHP ile SP işbirliği yapar, yarın başka partiler yapar. Kutuplaştırmamak lazım. Partiler teröristlerin uzantıları hariç herkesle işbirliği yapabilmeli."
Sivas'a geldiğim gün, milliyetçi partilerden bir diğerinin, İYİ Parti Başkanı Meral Akşener'in mitingi vardı. Kentte genel yorum, katılımın düşük kaldığı yönündeydi. Mitinge katılım hakkındaki görüşlerini, İYİ Parti Sivas İl Başkanı Taha Tengiz Çaykuş'a sordum.
"Miting öğlen 12.00'deydi, çevre illerden taşıma yapılmadı, kamu kurumları ve fabrikalardaki işçiler katılıma zorlanmadı, bayram arifesi olduğu için esnaflar dükkandan ayrılamadı, üniversiteler kapalı olduğu için öğrenci yok, biz sadece emekli ve ev hanımlarına miting yapmış olduk" diyor ve bu şartlarda katılımın iyi olduğunu söylüyor.
Sivas'ta partilerine MHP ve BBP'nin yanı sıra, DSP'nin Sivas kurucusu ve üç il başkanı, ÖDP kurucusu, AKP'nin bazı milletvekili aday adaylarının da katıldığını söylüyor.
Çaykuş, AKP'nin kurulduğu dönemde insanların sokakta, anketlerde AKP'ye oy vereceğini söylemekten çekindiğini anlatıyor ve bugün sokaktaki "sessiz çoğunluğu" o döneme benzetiyor.
O da ekonominin belirleyici olacağı görüşünde. Sivas'ta çok sayıda firmanın kapandığını, buna karşılık OSB'de son bir yılda yalnızca bir yeni şirket açıldığını söylüyor.
Sivas'ta ulaşabildikleri bölgelerde tarım ve hayvancılığa dair vaatlerinin ilgi topladığını, ancak basında az yer bulmaları ve Sivas coğrafyasının büyüklüğü sonucu 64 günlük seçim kampanyasında her köye gidemedikleri için mesajlarını iletmekte zorlandıklarını anlatıyor.
Çaykuş, "İnsanlar çatışmadan kavgadan bıktı, sürekli bir baba edasıyla parmak sallayan, bağıran, çağıran bir siyasetçidense artık bir anne şefkati arıyor. Biz genel başkanımızın söylemini kullanıyoruz burada" diyor ve AKP'nin BBP adayını 5. sıraya koyması nedeniyle BBP'nin milliyetçi tabanının bir kısmının da kendilerine oy vereceğini söylüyor.
Son olarak MHP'nin Sivas'taki milletvekili adayı İlker İpek ile görüşüyorum. Cumhur İttifakı için "Cumhur İttifakı halkımızın arzuladığı, beklediği bir oluşumdu. Bunun seçim sonrası siyasete yansıyacağından şüphemiz yok" diyor.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker'den 'Suruç' açıklaması: AK Parti'ye bölgede tahammül edilmiyor AKP ve CHP'nin kıyasıya rekabet ettiği Eskişehir'de seçmen ne istiyor? Adana'daki çiftçiler: Perişan durumdayız
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Erdoğan'ı eleştiren sözlerini ve MHP'nin kurumsal hesabından yalnızca üç yıl önce atılan ve bugün hâlâ silinmemiş durumda olan "Erdoğan ve AKP milli güvenliğimiz için en az PKK kadar tehdittir" tweetini soruyorum. Aldığım yanıt şöyle:
"AK Parti'yi eleştirdiğimiz zamandaki politikaları ile şu anki politikaları birbirinden farklı.Bunu tabanımıza anlatmakta sıkıntı yaşamıyoruz, çünkü bizim benimsediğimiz politikalar üzerinden yürüyor."
Peki önceki seçimde AKP'ye kayan oylarını geri alabilecekler mi? İpek "Bizim çabamız seçmen kazanmak değil, milli duruş göstermek. Cumhur İttifakı'nı artık ayrı partiler olarak da görmüyoruz, bu bir seçimlik bir ittifak değil" diyor.
MHP'nin Sivas'taki tüm adayları erkek. Bu durum kadın seçmenlerinin, listelerinde kadın aday olan partilere veya lideri kadın olan İYİ Parti'ye yönelmesine yol açabilir mi? Bunu sorduğumda, "Siyasete bu kadar sığ bakmamak lazım" diyor ve ekliyor:
"Temsil bakımından en iyi kim olacaksa önemli olan odur. Cinsiyet ayrımı yapmamak gerekiyor. Dediğiniz partinin de bu anlamda bir artısının olduğuna kesinlikle katılmıyorum."
Sivas'ta tüm partiler tarım, hayvancılık, sanayi ve madencilikte daha güçlü bir Sivas yaratma vaadi veriyor.
Beş milletvekili olan Sivas'ta milletvekili dağılımının nasıl olacağı hassas dengelere bağlı. AKP listesinin beşinci sırasında adayı bulunan BBP, Cumhur İttifakı'nın oyların yüzde 80'inin fazlasını alması fakat MHP'nin de aday çıkaramayacak bir oran almasını umuyor. CHP İYİ Parti ve Saadet'ten gelecek oylarla ikinci milletvekili çıkarmayı hedeflerken Millet İttifakı'nın diğer partileri kendi başlarına vekil çıkaracak bir oyu hedefliyor. Beş milletvekili için, AKP listesindeki BBP dahil olmak üzere altı partinin yarıştığı kentte milletvekili dağılımını büyük ihtimalle küçük oy farkları belirleyecek.