'Siyaset-sermaye-sendika üçgeninden oluşan kara delik 301 madencimizi yutmuştur'

'Siyaset-sermaye-sendika üçgeninden oluşan kara delik 301 madencimizi yutmuştur'

CHP’li Soma Araştırma Komisyonu üyesi milletvekilleri Sakine Öz, Hasan Ören, Özgür Özel ve Namık Havutça, daha önce açıklanan 1000 sayfalık Soma maden kazası raporuna, 230 sayfadan ve 10 bölümden oluşan muhalefet şerhi koydu. Düzenledikleri basın toplantısında şerhi açıklayan milletvekilleri, “Siyaset-sermaye-sendika” üçgeninden oluşan bir kara delik 301 madencimizi yutmuştur” diyen CHP, bu düzenden sorumlu tuttuğu Enerji Bakanı Taner Yıldız ile Çalışma Bakanı Faruk Çelik hakkında Meclis soruşturması açılması istemiyle önerge vereceğini açıkladı.

 

Sorumlular; Tayyip Erdoğan-Taner Yıldız-Faruk Çelik

 

CHP raporunda, “havuz medyası başta olmak üzere, facianın ilk gününden beri sorumluluğu çok açık olan bir şirketin, ortada tek günah keçisi ilan edilerek asıl siyasal sorumluların gözden kaçırılması gayretine komisyonun da yenik düşüp düşmemesinde düğümlenmektedir. Madenlerin ruhsatlandırılmasında nihai karar verici dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanları Taner Yıldız ve Faruk Çelik ile müştereken sorumludur” denildi. Rapordaki genel değerlendirme şöyle:

 

'Emek tarihimizin en büyük siyasi katliamı'

 

13 Mayıs 2014 tarihinde, Manisa ilimizin Soma ilçesi Eynez mevkii yeraltı kömür ocağında dünyanın sayılı maden facialarından birisi yaşanmıştır. Bu facia, yaşandığı dönem itibariyle de en akıl almaz, vicdanların kabul edemediği bir “katliam” olarak tarihimize geçmiştir.

Yaşanan maden faciası sadece Türkiye’nin değil, dünyanın dikkatini bölgemize ve aslında yeniden madencilik sektörüne çevirmiştir.

 Faciadan bugüne kadar geçen 7 aylık sürede Türkiye’ye ve Soma’ya yaşatılanlar, kirli bir ilişki ağına savrulmuş “siyaset-sermaye” ilişkisinin işçi sağlığı ve güvenliğini, insan hayatını, güvenli üretimi hiçe sayan yüzünü göstermiştir.

 

'Yıllara yayılmış vurdumduymazlık: Soma cinayeti'

 

Türkiye’deki madenlerin hiçbirisi, 13 Mayıs sabahındaki Eynez Maden Ocağı’ndan daha güvenli değildir.

Türkiye’nin en büyük iş cinayeti Eynez ocağında yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki, madencilik sektöründe acil olarak yeniden yapılanmaya ihtiyaç vardır. Soma faciasından sonra ders alınmadığı, acilen başka faciaların yaşanmaması için önlemler alınması gerektiği, Türkiye'de 250 ocağın Soma’daki maden ocağından daha kötü bir halde olarak işletildiği, bu nedenle Soma faciasının hemen ardından 3 Haziran 2014 tarihinde verdiğimiz Maden Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesi Hakkındaki Kanun Teklifimiz ile madenlerin gerekli önlemler ivedilikle alınıncaya kadar geçici olarak kapatılması ile ilgili yasal düzenleme yapılmasını istedik. Ancak bu önerimiz de kabul edilmedi ve şu anda Türkiye’de açık olan tüm madenler patlamaya hazır bir bomba gibidir!

 

'Komisyon raporunda gerçekler değil, teknik bilgi var'

 

Hazırlanan bu raporda belirli bölümlere katılmak ve hazırlanan teknik bilgiyi önemsemekle birlikte, raporun siyasi olarak hiçbir kurum ve kişiye dokunmuyor oluşu kabul edilebilir değildir.

CHP’nin 33 maddeden oluşan çözüm önerisi şöyle:

1.Derhal, tüm sektör bileşenlerinin katılımı ile ulusal düzeyde acil durum ve eylem planı hazırlanmalıdır.

2.Ulusal madencilik politikasının oluşturulması, eksiklik ve yanlışlıkların tespiti, iş cinayetlerinin önüne geçilmesi amacıyla tüm sektör bileşenleri, odalar, üniversiteler, sendikalar ve işçilerin de katıldığı “Madencilik Zirvesi” yapılmalıdır.

3.Taşeron sistemine derhal son verilmeli, sendikasızlaştırma ile mücadele edilmeli, madenler anayasal güvencenin arkasından dolaşan büyük muvazaadan kurtarılarak Rodövans sistemi kaldırılmalıdır. Taşeron firmalarda çalışanlar ile kamu kesiminde geçici işçi pozisyonunda çalışanların eğitim durumları ile pozisyonlarına göre çalıştıkları kurumların sürekli işçi ve memur kadrolarına atanmaları sağlanmalıdır.

4.13 Mayıs sabahı Eynez maden ocağı ne kadar güvenli idiyse, şu anda diğer tüm madenler o kadar güvenli! Bu yüzden derhal, tüm madenler İLO standartları göz önünde tutularak iş güvenliği açısından iyileştirilmeli, bu standartlarla yeniden denetlenmelidir.

5.“Genel Havza Planlamaları” en başından yeniden yapılmalı ve kamuya en yüksek yararı sağlayacak şekilde gerek iş güvenliği gerekse mühendislik ve teknoloji bakımından en yüksek standartlarda projelendirilmelidir. 

6.Şırnak örneği başta olmak üzere, ilkel koşullarda çalışan çok sayıda madenin faaliyette olduğu bilinen bir gerçektir. Bu anlamda da bir risk haritası çıkarılarak önlem alınmalıdır.

7.Yalnızca bölgede değil yurt genelinde ruhsatsız madenlerin çalışması ivedilikle ve koşulsuz olarak önlenmelidir.

8.Çalışma yaşamını iş sağlığı ve güvenliği açısından düzenlemek ve denetlemek üzere, idari ve mali özerkliğe sahip işçi, işveren, Devlet ve meslek odaları temsilcilerinden oluşan bağımsız bir “Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumu” kurulmalı, bu kurul tavsiyeden daha çok yaptırım gücü sahip bir kurum olarak düzenlenmelidir.

9.Cezalar caydırıcı olmalı, kamuoyunda tartışılan pek çok tedbirin yanında,

•Gerekli kanuni değişiklikler yapılarak ölümlü maden kazalarına sebebiyet veren şirketlerin ruhsatları askıya alınmalı,

•Yapılan incelemeler ve soruşturmalar sonucu kusurlu olduklarının ispatlanması halinde ruhsatları iptal edilen şirketlerin yeniden maden iş kolunda çalışmaları kusur durumlarına göre belli bir süre ya da tamamen yasaklanmalı,

10.Denetim zafiyetinin önüne geçilmeli teknik nezaretçi ve iş güvenliği uzmanlarının ücretleri doğrudan işveren tarafından değil, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumu bünyesinde oluşturulacak fondan karşılanmalı, işveren ile aralarındaki amir-memur bağı koparılmalıdır.

11.Çalışanların işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimi, çalışma alanındaki risklere karşı bilgilendirilmeleri, risklere karşı kişisel donanımların uygun ve eksiksiz olması işveren tarafından sağlanmalı ve sürekli olarak denetlenmelidir. Eğitimlerin güvenlik içinde pratize edilmesi için simülasyon teknolojisi kullanılmalı, ayrıca belli bölgelere Uygulama Maden Ocakları kurulmalıdır.

12.Soma’ya TKİ tarafından, orada şu anda işsiz kalan 2831 işçimizin de istihdam edileceği bir uygulama maden ocağı (örnek ocak) açılmalı ve burası o madencilerimizin çalıştığı TKİ’nin maden mühendislerinin eğitiminde, teknikerlerin eğitiminde kullanacağı, son derece modern ve örnek çalışmaları ile mevzuatın uygulamaya dönüştürdüğü bir ocak haline getirilmelidir. Aynı zamanda burada bir de madenci müzesi kurulmalı ve Soma’nın kara günü burada sergilenerek, bir daha benzer faciaların yaşanmaması için burası bir sembol olmalı ve açılacak uygulama maden ocağı ileride Ege’nin, Türkiye’nin ve hatta dünyanın örnek merkezi haline getirilmelidir.

13.Madencilik sektöründe işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda etkin bir veri tabanı oluşturulmalı,

14.Facia mağduru kadın, çocuk, engelli, yaşlı vb. sosyal grupların yaşamlarının takibi açısından acilen bir eylem programı hazırlanmalı ve detaylı bir veri tabanı oluşturularak ayrıntıların ilgili sivil toplum örgütleri ile paylaşılarak, toplumsal travma sürecine katılımları sağlanmalıdır.

15.Okul öncesi eğitimde ve ilkokullarda ev kazalarına yönelik, orta öğretim ve üniversitelerde ise iş kazalarına yönelik iş güvenliği dersleri mutlaka müfredata konulmalıdır.

16.Maden mühendisliği eğitimi revize edilmeli,

17.Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün teşkilatı ve kadrosu güçlendirilmeli, taşra teşkilatları oluşturulmalıdır.

18.2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesinin iptal edilerek ruhsat süreçlerinin tüm yetkisi yeniden MİGEM’e bağlanmalıdır.

19.Sektörün özelliği de dikkate alınarak ayrı kurallar bütününden oluşan bir Maden İş kanunu çıkartılmalı ve madencilik sektörüne yönelik ihtisas mahkemeleri kurulmalıdır.

20.Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmelerin bütününde olduğu gibi 176 Sayılı Sözleşmenin de yalnızca onaylanması yeterli olmayacaktır, en kısa sürede ulusal düzenlemelerimizin bu sözleşmeyle uyumlu hale getirilmesi gereklidir. 176 sayılı ILO Sözleşmesinin uygulanması da sendikaların doğrudan içinde yer alacağı bir yapı tarafından denetlenmelidir.

21.Sendikacılık “profesyonel sendikacılıktan” uzaklaştırılmalıdır. Kimse “benim mesleğim sendikacılıktır” diyememelidir. Profesyonelleşen sendikacılık “sararmaya mahkûmdur”. Sendikalarda iş güvenliği uzmanı ve diğer teknik elemanlar istihdam edilmeli, küçük kazalar düzenli olarak rapor edilmeli, periyodik (aylık, 3 aylık, yıllık) kaza icmal raporları oluşturulmalı ve ulusal veri tabanına eklenmelidir.

22.Ülkemiz madencilik sektöründeki en önemli sorunlardan biri de; özellikle işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında görev ve yetkilerin net olarak belirlenememiş olması ve hangi konulardan hangi birimin sorumlu olduğunun kapsamlı/tanımlayıcı/işlevsel bir biçimde ortaya konulamamış olmasıdır. Sektördeki kamu kuruluşlarının denetlemedeki yetki sınırları açıkça belirlenmelidir.

23.Üretim sürecinde kullanılan ekipmanlar ve kişisel koruyucular işçi sağlığı ve iş güvenliği standart ve mevzuatına uygun üretilmelidir. Bu standartlara uygunluk üretim, satış ve kullanım aşamalarında sürekli olarak denetlenmelidir. Malzemelerin piyasaya giriş ve sunumunu engellemek için meslek örgütleri, TSE ve bakanlık kanalıyla bir denetim ağı oluşturulmalıdır.

24.Siyasi hesaplarla, akademik ve teknik altyapısı hazırlanmadan yeni üniversite ve bölümler açılmasına ve eğitimin kalitesizleştirilmesine son verilmeli. Böylece nitelikli uzman ve mühendislerin yetiştirilmesinin önünün açılması gerekmektedir.

25.İşçi sağlığı ve güvenliği konusundaki lisansüstü çalışmalar özendirilmelidir.

26.Tehlike anında, çalışanlar için kaçış yönlerini belirlemek amacıyla her maden işletmesinde kaçış planlarının hazır olması gerekir.

27. Yanıklı kazazedelerin sevk edilebileceği ve içinde işlevine uygun olarak yanık tedavi merkezlerinin bulunduğu hastanelerin planlanması zorunluluktur.

28.AFAD’ın madencilik alanında meydana gelen iş kazalarında yetersizliği göz önünde bulundurulduğunda bu alanda AFAD’a ya da başka bir kuruma bağlı müstakil bir maden arama-kurtarma birimi derhal oluşturulmalıdır.

29.Kapalı maden ocaklarında, çalışanların en az otuz gün geçirebilecekleri yaşam odaları kurulması zorunlu olmalıdır.

30.Yaşamını iş kazasında kaybedenlerin mirasçılarına bedelsiz sosyal konut verilmeli,

31.İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölenlerin eşi veya çocuklarından birinin, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden biri Devlet memurluğuna sınavsız alınmalı,

32.Sendikal özgürlüklerin önündeki ILO sözleşmeleriyle bağdaşmayan yasal engeller ortadan kaldırılmalıdır.

33.Soma faciası ile ilgili sorumlu olan bakanlar hakkında Soruşturma Komisyonu derhal kurulmalıdır.