Siyasi olarak parçalanmış Irak'ta seçim hazırlığı

Siyasi olarak parçalanmış Irak'ta seçim hazırlığı

IŞİD sonrası Irak, yine IŞİD öncesi Irak'a mı dönüşecek? Siyasetçiler, birçok Iraklının bu endişeli sorusunu net şekilde 'Hayır' olarak yanıtlıyor. Ancak bu sorunun sorulabiliyor olması dahi, ülkenin geleceğine dair beklentilerin belirsizliğine işaret ediyor.

Ülkede, her bir Iraklıyı eşit vatandaş statüsüne getirmede başarılı olunmadığı takdirde, yeniden cihatçı ideolojinin popüler hale gelme ihtimali doğuyor. Mayıs ayı ortasında yapılması öngörülen seçimlerin işte başta bu durumu da engellemesi hedefleniyor.

Gerçi seçimlere yaklaşık dört ay gibi bir süre kala siyasi güçler arasındaki karmaşık ilişkiler, iyimserliğe pek olanak tanımıyor. Siyasi gruplar ciddi biçimde bölünmüş durumda. Üç büyük siyasi cephenin biri dahi, birlik içinde olmaktan uzak. Nitekim Şiiler, Sünniler ve Kürtler kendi içlerinde tutarlı ve ortak bakış açılarında birleşemeyen fraksiyonlara bölünmüş durumda.

Parçalanmış Şiiler

En fazla kırılmanın yaşandığı siyasi grubu Şiiler oluşturuyor. Şiilerin, kendi içlerinde bir kez daha bölünen ve sayıları 70'i aşan siyasi blok ve fraksiyonu bulunuyor. Nasıl bir ittifakla seçim yarışına girecekleri yavaş yavaş belirmeye başlıyor.

Şiilerin en büyük siyasi oluşumu Dava Partisi. Bu parti, önde gelen ve kendi içinde rekabet halindeki siyasi hareketleri birleştiriyor. Bunların en önemlilerinden biri Irak Başbakanı Haydar El İbadi'nin liderliğinde ve geride bırakılan aylarda muazzam bir destek gördü.

Birçok Iraklı, İbadi'yi IŞİD'e karşı savaşmak için kurduğu ittifakı ve sonunda örgütü mağlup ettiği operasyon nedeniyle takdir ediyor. IŞİD'e karşı elde edilen zaferden bu yana İbadi'nin ittifakı, seçim ittifakına dönüşerek, "Zafer Koalisyonu" olarak anılıyor.

Mayıs ayı ortasındaki parlamento seçimlerinin IŞİD'e karşı yürütülen savaşla ne denli bağlantılı olduğunun en önemli göstergesi, Şii birliklerin zafer sonrası savaş meydanından siyaset sahnesine geçmesi oldu. IŞİD'in mağlup edilmesinin ardından siyasi partiler kuran Şiiler, bu kez de seçmenin oyu için çabalıyor.

Irak'taki ikinci büyük Şii oluşum ise Ulusal Hikmet Akımı. Ancak bu hareket, seçim yarışında henüz kendi başına ayakta durabilen bir güç konumuna erişemedi. Ancak eski Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin yoğun bir şekilde Şii yanlısı olan çizgisi ile arasına mesafe koymaya özen gösteriyor.

Ülkedeki büyük ve güçlü bir diğer Şii siyasi grup da Mukteda El Sadr'ın kurduğu Sadr Hareketi. Sadr Hareketi tüm ittifakların karşısında yer alıyor ve teknokrat bir koalisyon kurmak için ülkedeki Şii, Sünni ve Kürt tüm siyasi gruplarla görüşmeler yapıyor. Sadr Hareketi bu yönde bir koalisyon ile ABD'nin 2003 yılında Irak'a girmesinin ardından etnik ve dini olarak bölünmüş ülkeyi birleştirmeyi hedefliyor.

Demografik açıdan zayıflamış Sünniler

Sünni cephesi de bir arada durmuyor. IŞİD'e karşı kazanılan askeri zaferin ardından Sünniler de kendi içinde farklı alt grup ve fraksiyonlara bölündü. Halihazırda yaklaşık 50 grup ve fraksiyon bulunuyor. En önemli Sünni grup ise Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı İyad Allavi'nin liderliğindeki Sünni vekillerden oluşan Ulusal Güçler Birliği. Birlik, IŞİD'e karşı savaşta yer almış ılımlı Sünni milis güçlerin bulunduğu 30 farklı fraksiyondan oluşuyor.

Halihazırda Sünni siyasi partilerin karşı karşıya olduğu en büyük sorun, seçmen tabanlarının küçülmüş olması. Irak'ın batısında birçok Sünni IŞİD'in yerleşmesinden önce ya da IŞİD'e karşı yürütülen savaş sırasında kaçmak zorunda kaldı. Bu nedenle bazı Sünni siyasetçiler, Sünniler bölgelerine geri dönene kadar seçimlerin ertelenmesini talep ediyor.

Haber portalı Arabiya.net'in haberine göre Irak Meclisi'ndeki vekillerin yüzde 44'ü seçimlerin ertelenmesi için çaba gösteriyor. Ancak ABD seçimler için belirlenen 12 Mayıs tarihine bağlı kalınmasını istiyor.

Birlik içinde ancak zayıflamış Kürtler

Kürtler, Şiiler ve Sünnilere kıyasla daha birbirine yakın bir çizgi seyrediyor. Irak Meclisi'nde 60 sandalyeleri bulunan Kürt vekiller içinde bakan olanlar da bulunuyor. Ancak 2017 Eylül ayında yüzde 92 "Evet" oyu çıkan bağımsızlık referandumu Bağdat yönetimi tarafından tanınmadı. Referandum sonrası Kürtlerin mevcudiyeti azalmış, Kürt Peşmerge birlikleri Kerkük'teki petrol alanlarını bırakarak, IŞİD öncesi sınırlara çekilmişti.

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) Başkanı Mesud Barzani'nin bağımsızlık referandumu sonrasındaki istifası ve Kürtlerin "Amcası" kabul edilen eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin ölümü Kürtler için olumsuz gelişmeler oldu. Kürtler arasında, Kürdistan Demokratik Partisi ile Kürdistan Yurtseverler Birliği öne çıkıyor. Ancak bu iki parti, siyasi açıdan birbirine yakın durmuyor. Bu nedenle iki parti arasında bir ittifak kurma ihtimali pek öngörülmüyor.

Irak Komünist Partisi de seçimlere katılıyor. Parti, dini olmayan tüm aktörlerle bir araya gelse de, seçimlerde şansının yüksek olmayacağı tahmin ediliyor.

Mulhelm Al-Schalan

©Deutsche Welle Türkçe