'Siyasi tarihimiz siyasi partilerin mezarlıklarıyla dolu'

'Siyasi tarihimiz siyasi partilerin mezarlıklarıyla dolu'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mazisi olan ve hesap vermeyi namusu kabul eden partilerin ayakta kaldıklarını belirterek, ''Siyasi tarihimize bakın, siyasi tarihimiz siyasi partilerin mezarlıklarıyla dolu. Dünya kadar siyasi parti kuruldu, ayakta kalan tek parti vardır 93 yılda o da CHP'dir'' dedi.

 
Partisinin Atatürk Spor Salonu'nda düzenlediği il başkanlığı kongresine katılan Kılıçdaroğlu, CHP'de demokrasi ve özgürlük olduğunu belirterek, kongrede iki başkan adayının yarışacağını söyledi.
 
Türkiye'nin doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde, içeride, dışarıda birçok sorunu bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
 
''Hiç Sayın Başbakan'ın 'esnaf' dediğini duydunuz mu? Ona göre 'esnaf' diye bir şey yok, 'esnaf diye bir derdi olmayan insan' diye hatırlıyorum. Esnaf siftah yapabiliyor mu? Sayın Başbakan bunu sorabiliyor mu kendine? Size söylüyorum, getirdikleri düzene bakın. Bir esnaf düşünün, sabahın köründe dükkanını açan, müşterisine güleryüzlü hizmet eden. Varsa 5-10 kuruş para kazanır, zamanı gelir emekli olur, emekli aylığıyla geçinemez. Ne yapacak? İşine devam edecek. Sen misin işine devam eden? İşine devam eden emeklinin emekli aylığından yüzde 15 sosyal güvenlik destek primi kesiliyor. CHP'nin iktidarında kesinlikle yüzde 15 emekli aylığından kesilen para uygulamasına son vereceğim.''
 
CHP'nin halkın partisi olduğunu, bütün inançlara saygı gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, partisinin kimliği ne olursa olsun, nerede doğarsa doğsun bütün insanlara eşit davranan, etnik kimliği görmeyen ve herkese saygı duyan bir parti olduğunu kaydetti.
 
CHP'nin 93 yıllık geçmişi olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Geçmişi olan, halkına hesap vermeyi namusu kabul eden, düzgün, namuslu insanların olduğu partiler ayakta kalır. Siyasi tarihimiz siyasi partilerin mezarlıklarıyla dolu. Dünya kadar siyasi parti kuruldu, ayakta kalan tek parti vardır 93 yılda o da CHP'dir. Çünkü CHP halkın partisidir, CHP ne olursa olsun bütün inançlara saygı duyan bir partidir'' diye konuştu.
 
CHP'nin insanların sorunlarıyla ilgilendiğini belirten Kılıçdaroğlu, Erzurum'da 89 yaşındaki bir kadının suyunu kesmek isteyen görevlilere direnmesi nedeniyle bir gece nezarethanede kaldığını öne sürerek, ''Sen misin itiraz eden? Yerlerde sürükleniyor, sabaha kadar karakolda tutuluyor. Bunu yapan 2012 yılının iktidarı, AKP iktidarı. Buradan, Sakarya'dan 89 yaşındaki bir kadına yapılan bu muameleyi kınıyorum hem de şiddetle kınıyorum'' dedi.
 
 

Vergi sistemi

 
 
Türkiye'de herkesin doğduğu andan itibaren vergi verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, devlete ödenen vergilerin hesabını soracaklarını söyledi.
 
Kılıçdaroğlu, son 9 yılda AKP'nin 1 trilyon 397 milyar dolar kullandığını öne sürerek, ''Soruyorum, Sayın Başbakan, soruyorum, yüreği varsa cevabını versin, 9 yılda 1 trilyon 397 milyar dolar harcadı. Bu parayla hangi kesimin derdini çözdü? İşçinin derdini mi çözdü, esnafın derdini mi, emeklilerin derdini mi, öğrencilerin derdini mi, kimin derdini çözdün arkadaş? Ben biliyorum kimin derdini çözdü. Kendi dertlerini çözdü, yandaşlarının derdini çözdü, onların hepsi abat oldu, 7 düvel sülalelerine yetecek kadar paraları, pulları da oldu onların. Onun için söylüyorum, ödediğimiz vergilerin hesabını soracağız'' diye konuştu.
 
Yolsuzluğa, kul hakkı yiyenlere direneceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
 
''Bakın Sayın Başbakan 'Ben kul hakkı yemedim' diyemiyor. 50 sefer söyledim. Ya arkadaş, sen düzgün adamsan çık televizyonlara, de ki 'Ben kul hakkı yemedim.' Diyebiliyor mu? Diyemez, ben de biliyorum, diyemez, onun için size söylüyorum. Meşhur bir söz vardır, 'cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir' diye. Ağızlarından bal akıyor, kimse inanmasın. Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunuyorum. Bütün vergi dairelerini kapatın, ne gerek var? Bütün benzin istasyonlarının önüne tabela asın, 'vergi dairesi' diye. Zaten oradan istediğiniz vergiyi alıyorsunuz.''
 
 

Başbakan Erdoğan'ın İran gezisi

 
 
Başbakan Erdoğan'ın İran'daki temaslarına da değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
 
''Geçen gün gene esmiş gürlemiş, 'Efendim hiç kimsenin önünde diz çökmeyiz' diyor.Sevsinler senin bu cümleni. Senin kimin önünde diz çöktüğünü fotoğraflarda gösterdik ama Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir başbakan bir ülkede bir gün süreyle istismar edilmedi. Bizim Başbakan, Seul'den geldi, Obama'nın mesajını İran Devlet Başkanı'na aktaracak. İranlı Başbakan 'Ben rahatsızım, bugün seni kabul etmiyorum' dedi. 'Ben rahatsızım, seni bugün kabul etmiyorum' dediği gün iki heyeti ayrı ayrı kabul etti. Bizim Başbakan yine bekledi, talimat almış Obama'dan, mecburen bekleyecek. Çünkü talimatı o veriyor. Bir gün bekledi. Bu, 75 milyon insanı rencide eden bir tavırdır.'' 
 
2002'de Adalet Bakanlığı verilerine göre hapishanelerdeki hükümlülerin sayısının 59 bin 549 olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, geçen yılın verilerine göre hapishanelerde 157 bin 15 kişi bulunduğunu bildirdi.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''ölülerle mücadele'' ettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
 
''Bu ülkede taş taş üstüne koyan, geçmişte siyaset yapıp bu ülkede başbakanlık, bakanlık yapmış olan insanları rahmetle anmamız lazım. O insanlar bu ülkeye hizmet ettiler. İnancımıza göre de ölenin arkasından konuşulmaz, herkese rahmet dileriz. Siyasi görüşlerini benimsemesek bile öbür dünyaya intikal ettikten sonra herkesi rahmetle anarız. Bu, bizim görevimiz zaten.
 
O ne yapıyor? Rahmetli İsmet İnönü ile uğraşıyor. Ne istiyorsun arkadaş? Sen bırak İsmet İnönü'yü, uğraşacaksan karşında Kemal Kılıçdaroğlu, gel karşıma. 'Gel' diyorum, gelmiyor, kaçıyor. Ne dedim Adaletten Kaçanlar Partisi. Demokrasilerde normalde siyasal liderler televizyon ekranlarında yan yana gelebilirler, tartışabilirler, bu uygar bir toplumun ortaya koyduğu bir tablodur. Bunu yapmayacaksınız, kalkacaksınız, 30-40-70 yıl önceki olaylardan bahsedeceksiniz. Doğruyu söylese 'eyvallah' diyeceğim, orada da yalan söylüyor. 'Sen yalancısın' dedim, 'evet' dedi, 'ben yalan makinesiyim.''
 
Başbakan Erdoğan'ın dershaneleri kaldıracaklarını söylediğini, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ise dershaneleri kaldırmayacaklarını söylediğini savunan Kılıçdaroğlu, kimin doğru söylediğini anlayamadıklarını belirtti.
 
 

Suriye ile ilişkiler

 
 
Türkiye'nin ''neredeyse Suriye'ye savaş ilan edeceğini'' ileri süren Kılıçdaroğlu, Batı'nın egemen güçlerinin Türkiye'nin Suriye ile savaşa girmesini istediğini iddia etti.
 
Hükümet temsilcilerinin daha önce Suriye'ye gittiklerini, ortak bakanlar kurulu toplantısı yaptıklarını ve ortak barajın temelini attıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
 
''Suriye ile ne alıp veremediğimiz var? Ben de biliyorum Batı'nın egemen güçlerinin istediğini bunu. Ben de biliyorum Recep Tayyip Erdoğan'ın onların taşeronu olduğunu ama biz onurlu bir ülkeyiz. 'Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir' demiştir Mustafa Kemal.
 
Ne oldu? Bir gece kalktık, Esad bir numaralı düşman oldu. Niçin? Batı'nın egemen güçleri istemedi. Sen niye kalkıp Türkiye Cumhuriyeti'ni o noktaya taşıyorsun. Onun için söylüyorum, Türkiye'nin iyi bir yönetime ihtiyacı var. Türkiye'nin insanlarının barışa, kardeşliğe, bizim gibi düşünmeyenlere saygı göstermeye ihtiyacı var. Biz kardeş olmak istiyoruz, bu ülkede.''
 
 

Arap Baharı Konferansı

 
 
İstanbul'da iki gündür Arap Baharı ile ilgili toplantı yaptıklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, toplantılara bütün Arap dünyasından değişik görüşlerden insanları davet ettiklerini söyledi.
 
Kılıçdaroğlu, gazetecisi, siyasetçisi, akademisyeni ve televizyoncusu, herkesi dinlediklerini ifade ederek, şunları bildirdi:
 
''Bize şunu söylediler. 'İşte bizim görmek istediğimiz Türkiye bu. Onlara şunu söyledik.' CHP, devlet kuran bir partidir. CHP, bütün komşularına eşit davranan bir partidir. CHP, herkesin, her devletin sınırlarına saygı duyan bir partidir. CHP sadece kendi ülkesini değil, Ortadoğu'nun da Afrika'nın da çok önemli bir siyasal partisidir. CHP, 93 yıldır dünyada ayakta kalmış 3 veya 4 siyasal partiden birisidir. 
 
CHP, 3 büyük devrime imza atmış partidir. Cumhuriyeti kurmuştur, sosyal demokrasiyi getirmiştir, çok partili hayatı getirmiştir. CHP, şimdi 4. büyük devrime hazırlık yapmaktadır. Demokrasiyi ve özgürlüğü getireceğiz. Herkesin özgürce konuşabildiği bir Türkiye'yi getireceğiz. Devrimlerin, dönüşümlerin partisiyiz, statükonun partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'dir.''