Başbakan Tayyip Erdoğan, Danıştay’ın 146. Yıldönümü törenleri sırasında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına sinirlenerek töreni terk etmesine hükümetten ilk tepki, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'ten geldi.
Feyzioğlu'nun, "hukuk adına değil, yargı vesayeti adına" konuştuğunu savunan Çelik, "Türkiye'de sivil siyasete karşı bir tür "vesayetin silahsız kuvvetleri partisi" kurulmaya çalışılıyor. Bu yapılan konuşmalar "Vesayet Hareketi Partisi"nde yer kapma yarışının ürünleri" dedi.
Muhalefette ise ilk tepkiyi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gösterdi. Kılıçdaroğlu, ''Danıştay'ın 146. yılını kutlama töreninde ortaya çıkan tablo, devlet yönetme ehliyetini kaybetmiş birinin tutum ve davranışının topluma yansımasıdır'' ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan’ın “edepsizlik yapmakla” suçladığı Feyzioğlu’na yönelik tepkisine siyasilerden ilk değerlendirmeler şöyle:
Zeynep Gürcanlı'nın Hürriyet'te yer alan haberine göre, MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın "Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu bir yerde bu şekilde davranmasının, Cumhurbaşkanı Gül'e saygısızlık" olduğunu söyledi. Vural, Hürriyet'e yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu bir yerde Başbakan'ın bu şekilde davranması, bizzat Cumhurbaşkanı'na saygısızlıktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de, Başbakan Erdoğan'la birlikte salondan ayrılmasını "devlet geleneğimize uygun olmayan davranışlar" olarak nitelendiren Vural, şöyle dedi:
"Devletin ve milletin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanı'nın, Başbakanın talimatı ya da yönlendirmesiyle hareket etmemesi lazım. Cumhurbaşkanı'nın hazır bulunduğu yerde, tüm protokol Cumhurbaşkanı'na göre düzenlenir. Cumhurbaşkanı'nın bu tip tepkisel davranışlarla yönlendirilmesi, AKP'nin seçimle ilgili girdiği bir hesap denkleminin sonucudur. Makamları ve mevkileri kendi gelecekleri ve parti geleceği için düşündükleri için düştükleri akıbet budur." Vural, Cumhurbaşkan'nın bulunduğu bir ortamda, Başbakan Erdoğan'ın kürsüdeki konuşmacı ile oturduğu yerden polemiğe girmesinin de uygun olmadığını vurgulayarak, "Bu tavır, Cumhurbaşkanı'na saygısızlıktır. Cumhurbaşkanı'nın da, Başbakan'la birlikte ve onun yönlendirmesiyle salonu terk etmesi Cumhurbaşkanlığı makamına yakışmamıştır."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasına kızıp, Danıştay toplantısını terk etmesine hükümetten ilk tepki, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'ten geldi. Feyzioğlu'nun, "hukuk adına değil, yargı vesayeti adına" konuştuğunu vurgulayan Bakan Çelik, "Türkiye'de sivil siyasete karşı bir tür "vesayetin silahsız kuvvetleri partisi" kurulmaya çalışılıyor. Bu yapılan konuşmalar "Vesayet Hareketi Partisi"nde yer kapma yarışının ürünleri" dedi.
Çelik, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Feyzioğlu'nun konuşmasını "yargısal aktivizmin vahim bir örneği" olarak nitelendiren Bakan Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken eski Türkiye zihniyeti yargı üzerinden sistematik bir saldırı gerçekleştiriyor. Bu konuşmalar hukuk adına yapılmıyor. Sivil siyaseti kuşatmak için yapılıyor. Vesayet zihniyeti "silahsız kuvvetler göreve" talimatı veriyor, birileri cübbelerini giyerek "emredersiniz" diyor. Siyaseti GDO'lu ürün haline getirmek için yargı kürsülerini, genetik laboratuvarı gibi kullanmaya kalkıyorlar.
Bilmedikleri şudur: Artık vesayet zihniyeti bir "mumya zihniyet"tir. Her dirilme hamlesi daha çok çürümesini sağlayacak".
"Yargı kürsülerinin, sivil siyasete taarruz odağı olması, yargının en büyük meselesidir" diyen Çelik, yargının kendini sivil siyasetin rakibi konumuna sokmak isteyen bu kişilere karşı "net duruş sergilemesi gerektiğini" de vurguladı. Çelik şöyle konuştu;
"Türkiye'de sivil siyasete karşı bir tür "vesayetin silahsız kuvvetleri partisi" kurulmaya çalışılıyor. Bu yapılan konuşmalar "Vesayet Hareketi Partisi"nde yer kapma yarışının ürünleri. Fakat ne yapılırsa yapılsın, halk kazanacak, sivil siyaset galip gelecek..."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Yargıtay'ın geçen yılki kuruluş yıldönümünde de TBB Başkanı Feyzioğlu'nun konuşma yapmasına tepki gösterdiği hatırlatan Tanrıkulu, "Belli ki Başbakan, TBB Başkanı Feyzioğlu'nun kendi huzurunda konuşmasını istemiyor" dedi.
Yargının on yıllar içinde oluşturduğu gelenek içinde, TBB Başkanı'nın, yüksek yargı organları törenlerinde "yargılamanın parçası olan savunma adına" konuşma yaptığını vurgulayan CHP'li Tanrıkulu, "Yargının, on yıllardır oluşturduğu bir gelenek var. O geleneğe göre yargılamanın parçası olan savunma ve savunmanın meslek örgütü olan TTB, Danıştay, yargıtay gibi yüksek yargı organlarının törenlerinde konuşma yapar. Bu Başbakan Erdoğan'dan önce de böyleydi, Başbakan'dan sonra da devam edecek, oturmuş bir yargı geleneğidir" dedi.
Tanrıkulu, Başbakan Erdoğan'ın "savunma mesleğini, yargının parçası olarak gören anlayışta olmadığını" da belirterek, "Başbakan savunma mesleğine karşı tahammülsüz. Başbakan, demokrasinin en temel kuralı olan düşünce özgürlüğüne, bu kapsamda eleştiriye açık değil. Bu, giderek artan otoriter eğilimin dışa vurumu" diye konuştu.
Daha önce TC tarihinde hiçbir Başbakan'ın bir yargı kuruluşu yıldönümünde, kendisi eleştiriye uğradığı için toplantıyı terk etmediğine de dikkat çeken Tanrıkulu, "yakınlarına tavsiyem, Başbakan'ı ikaz etmeleri" dedi.
Tanrıkulu, Cumhurbaşkanı Gül'ün de Başbakan'la birlikte salondan ayrılmasını ise, "Cumhurbaşkanı'nın tavrı da yakışıksız" sözleriyle yorumladı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, şöyle konuştu;
"Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın gitmesini engellemesi gerekirdi. Bunu yapamıyorsa, kendisinin gitmemesi gerekirdi."
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de, Başbakan'ın Danıştay toplantısını terketmesini, "Başbakan'ın gerçek fotoğrafı budur" sözleriyle yorumladı. Hamzaçebi, "Başbakan, yine bağımsız yargıya, farklı ve aykırı seslere tahammülü olmadığını gösterdi" dedi.Hamzaçebi şu ifadeleri kullandı:
"Başbakan, 17 aralık operasyonundan kendisini ve bakanlarını kurtarmak için, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ile ittifak kurmakta sakınca görmemişti.
Feyzioğlu o zaman, önerileriyle Başbakan için iyi çocuk olmuştu. Şimdi eleştiri yaptığı için kötü çocuk oldu. Başbakan'ın gerçek fotoğrafı budur. Bağımsız yargı istemiyor.
Cumhurbaşkanı Gül'ün de toplantıdan, Başbakan Erdoğan ile birlikte ayrılmasını ise Hamzaçebi şöyle yorumladı;
"Cumhurbaşkanı, öyle anlaşılıyor ki, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakan ile işbirliği içerisinde. Bu işbirliğinden kendisine bir sonuç çıkacak gibi bir düşünce içerisinde. O nedenle Başbakan'la birlikte hareket ediyor. Cumhurbaşkanı, son kozlarını oynuyor. Belki Recep Tayyip Erdoğan bana birşey verir diye düşünüyor. İkisinin de tutumu yanlıştır. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, bir yüksek yargı organının töreninde, TBB Başkanı'nın konuşmasına katılmasa bile, tahammül etmek, onu dinlemek zorundadır."
Gürsel Tekin: Terk etmesine değil, toplantıya gitmesine şaşırdım CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ise, Başbakan'ın tavrını "son derece doğal" olarak nitelendirdi. Tekin, "Kendilerinin bir dönem ilah olarak kabul ettiği, bugünkü iktidarın varlık sebebi olan, AYM Başkanı Haşim Kılıç'ın eleştirisine tahammül edemeyen bir Başbakan, TBB'nin eleştirisine tahammül edebilir mi? Son derece doğaldır. Bunu doğal karşılıyorum. Geç bile kalmış. Ben toplantıyı terketmesine değil, o toplantıya gitmesine şaşırdım" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün de, Başbakan ile birlikte salondan ayrılması konusunda ise Tekin, "bunu da apayrı bir şaşkınlıkla izledim. Bu tavırlar onu tekrar Cumhurbaşkanı yapmaz .Sayın Gül'ün tavrını şaşkınlıkla izledim" dedi.
HDP Şırnak milletvekili Hasip Kaplan da, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi yüksek yargı organlarının yıl dönümlerinde genellikle konuşmaların "eleştiri dozu sert" yapıldığına dikkat çekerek, "İktidarlar da buna alışık olmalı diye düşünüyorum" dedi.
Kaplan, "Sayın Başbakan her zaman buna cevap verme imkanına sahip. Önce Anayasa Mahkemesi, sonrası bu da eklenince, demek ki, bazen sinirler yay vaziyetinde boşalıyor" diye konuştu.
Kaplan, Cumhurbaşkanı Gül'ün de Başbakan'la birlikte salondan ayrılması konusunda ise, "Sayın Gül'ün de böyle bir durum içinde olması, hoş bir fotoğraf olmadı. Ancak demokratik toplumlarda eleştiriler sert olabilir, iktidar olanların biraz daha sabırlı olması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Danıştay toplantısında yaşananlara, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan da, "Hukukçu'nun siyaset yapması da, şovmenlik yapması da yanlıştır" sözleriyle tepki gösterdi.
Akdoğan, Twitter'dan paylaştığı mesajlarda şöyle dedi;
"Milletin emanetine sahip çıkmak da, siyaset kurumunun izzet ve onurunu korumak da siyasetçinin görevidir.
NEZAKET, üslubun yumuşaklığıyla değil, saygılı, ölçülü ve adaletli olmasıyla ölçülür."