Skor değil kalite önemli

Skor değil kalite önemli
Erkeklerin doktorları bile şaşırtan cinsellik konusundaki 'skor' yarışına uzmanların tavsiyesi: Siz de onlara aynısını söyleyebilirsiniz!Birçok kişi seks yaşamlarının ‘normal’ olup olmadığını merak eder. Başkalarının kapalı kapılar ardında seksi ne sıklıkta yaptıklarını işitince kendi performansından endişe duyar. Oysa mutlu bir cinsel ilişki, ne sıklıkla seks yapıldığına bağlı değil. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Akkuş anlattı. Erkeklerin cinsel yaşamı yaşa göre nasıl farklılık gösteriyor? Erkeklerde ergenlik çağından başlayarak 40 yaşına kadar geçen süreyle, 40’lı yaşlardan sonraki dönemi ikiye ayırmak en doğrusu. Erkeklik hormonları ergenlikte vücutta normal düzeylere gelir. Sakalların çıkması, cinsel organın büyümesi, meninin gelmeye başlaması, mastürbasyon yoluyla aktif cinsel hayata başlama bu döneme rastlar. Gençler özellikle bu dönemde mastürbasyonla ilgili endişeler taşır. ‘Aşırı mastürbasyon yaparsam, ileride kısır olur muyum?’, ‘Daha sonra sertleşme sorunu yaşar mıyım?’ gibi. Mastürbasyon ilerde ciddi sorunlar yaratmaz. Ama ergenlik dönemindeki erkekler bazen mastürbasyon sayısını abartabiliyor. Genç erkekler mastürbasyonu bir cinsel ihtiyaçmış gibi görmüyor; sık yaparak büyüyeceğini, erkek olacağını sanıyor. Bu da dengeyi bozuyor. Dengeyi nasıl bozuyor? Cinsel ihtiyaçlar nedeniyle mastürbasyon bir düzen içerisindedir. Bu kişiden kişiye değişebilir. Ama günde beş -altı defa mastürbasyon yapan insanlar da var. Ergenlik fiziksel olarak çok aktif, dinç olunan bir dönem olsa da, bu kadar çok sayıda mastürbasyon, yorgunluğa, enerji kaybına yol açar. Çocuk dikkatini toplayamaz. Bu sefer okul hayatı, çevreyle uyumu sekteye uğrar. Özellikle 13 -16’lı yaşlarda, mastürbasyon sayısı abartılır; arkadaşlar arasında bir yarış haline gelir. Ama bu dönem geçicidir, bir süre sonra mastürbasyona olan aşırı ilgi azalacaktır. 20’li yaşlarda cinsel yaşam nasıldır? Erkeklerde daha çok olmak üzere cinsel ilişki deneyimleri bu dönemde artar. Özellikle küçük şehirlerde ilk cinsel deneyimin genellikle genelev ortamında olması bazı sorunları da beraberinde getirir. Örneğin cinsel yolla bulaşan hastalıklar bu dönemde yoğunlaşır. Bulaşıcı hastalıklarla birlikte, kişi bazı psikolojik rahatsızlıkları da yaşar. Maalesef bu durumdaki gençler doktora gitmekten çekinir. Tedavilerini eczanelerde, rastgele aldıkları ilaçlarla yapmaya çalışırlar. Bu yöntemle hastaların bir kısmı tedavi olabiliyor, ama çoğu eksik, ya da yanlış tedavi oluyor. Basit görünen cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisi doğru şekilde, sürede ve zamanda yapılmadığında rahatsızlık kronikleşir. Böyle olunca da tedavi güçleşir. O yüzden ilk gençlik yıllarında düzenli cinsel beraberlikleri olmayanların cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunması için prezervatif kullanması şart. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtileri neler? En belirgin belirti idrar kanalından akıntıdır. Bu akıntı durduk yerde iç çamaşırı kirletir. Kişi bulunduğu ortamda bir anda bunu hisseder ve panik olur. Sanki akıntı dışarıdan görülebiliyormuş gibi hisseder. Bazen iç çamaşırındaki leke dışarıdan pantolonuna bile çıkabilir. Bu şekilde şikayetler kişiyi sosyal açıdan rahatsız eder. Peki bu hastalıklar cinsel sorunlara yol açar mı? Evet. Geçmeyen akıntılar cinsel performansı olumsuz etkiler. Ayrıca sertleşme sorunları da yaratabilir. Genç yaşta sertleşme bozukluğu olan hastaların bir kısmında gerçek neden, idrar yolu ya da idrar kanalı iltihabıdır. Üretrit ya da prostatit dediğimiz bu hastalıklar yüzünden birçok kişi cinsel sorun yaşadığını zanneder. Halbuki tedavi olsalar, cinsel sorunu ortadan kalkacaktır. Ama tedavileri yapılmadığı için sorunları nüksetme eğilimine girer. Adeta bu hastalıklar kişiyle nikah kıyar; hastaya hayatı boyunca eşlik eder. Biz ürologların en sevmediği hastalıklar üretrit ve prostatit’tir. Çünkü tedaviye yanıt almak çok güçtür. Hastalar doktor doktor gezerler. Bakarsınız hasta 10 doktora gitmiş, hepsi ayrı antibiyotik vermiş. Ama bir tanesi de şunu dememiş: ‘Bu hastalık seninle yaşayacak. Nüksetmesini önlemek için şunları yapman en doğrusu.’ 20’li yaşlar en aktif dönem mi? Doğru, erkekler bu yaşlarda cinsel uyarılmalarının zirvesindedir. Ama aynı zamanda cinsel açıdan tecrübesizdirler. Nasıl ergenlikte mastürbasyon sayısında erkekler birbirleriyle yarışırsa, 20’li yaşlarda da cinsel ilişki sıklığı konusunda bir yarış olur. Bir gecede kaç defa ilişkide bulunduklarına ilişkin birbirlerine abartılı rakamlar verirler. Peki cinsel ilişki sıklığı nasıl olmalı? Aslında cinsel ilişkide sayı değil, kalite önemli. Yani çiftlerin birlikte cinsel ilişkiden aldıkları zevk önemli. Bu üç defa da bir defa da olabilir. Maalesef erkekler, ilişki sayısını erkeklik gücüyle aynı kefeye koyar. Ben hastalarıma, ‘Gecede bir kere ilişkide bulunman sana ve partnerine yeterliyse sorun yok. Çok istiyorsanız iki kere de, üç kere de olur’ diyorum. Yani standart bir sayı yok. Erkeklerin böyle bir yarış içine girmesi gereksiz. Zaten kadının da beklentisi bu değildir. Kadın bir gecede kaç defa ilişkiye girdiğini değil, o anda cinsel ilişkiden aldığı zevki düşünür. Bazen hastalarımın şöyle sorularıyla karşılaşıyorum: ‘Arkadaşlarım gecede üç -dört defa ilişkide bulunuyorlarmış. Ben bir kere birlikte olabiliyorum. Neden böyle?’ Bu durumda diyorum ki, ‘Bunun cevabı ve tedavisi çok basit. Sen de onlara üç -dört defa ilişkiye girdiğini söyle!’ Çünkü gecede dört defa diyenler yalan söylüyor. Ya da hayatında aynı gecede birkaç kez dört defa ilişkiye girmiştir ama her ilişkisinde bu şekilde oluyor diye ifade ediyordur. Aksi, eşyanın tabiatına aykırı! Cinsel isteksizlik genç yaşlarda sık görülür mü? Çok sık olmasa da bazen genç erkeklerde cinsel isteksizlik olabilir. İsteksizlikte başarısızlık korkusu ve prolaktin hormonunun fazla olması etkilidir. Prolaktin beyindeki hipofiz bezinden salgılanan bir hormondur. Beyindeki iyi huylu bazı tümörler prolaktinin fazla salgılanmasına yol açabilir. Genç erkekler eğer isteksizlikten yakınıyorsa, mutlaka kanlarındaki prolaktin düzeyini araştırmalılar. Tedavisi kolaydır. Bazı ilaçlarla prolaktin hormonu belli bir seviyeye düşürülür, böylece isteksizlik şikayeti ortadan kalkar. 40’ına kadar kendisine iyi bakan, güçlü kalır 40’lı yaşlarda erkeklerin cinsel yaşamı nasıldır? 40 yaşından sonra erkeklerin hormon dengeleri, kas yapıları, performansları inişe geçer. Ama bir yandan da bu yaşlar erkeklerin cinsel deneyim açısından en iyi oldukları dönemdir; ilk uyarılma, boşalma, orgazm sonrası yeniden uyarılmayı daha iyi kontrol ederler. Eğer erkeklerin eşleri de aynı yaştaysa, bu dönemde cinsel yaşamda bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Çünkü 45 -50 yaş arasında kadınlarda menopozun belirtileri görülür. Menopoz kadınları cinsellikten uzaklaştırabilir, bu da erkeklerin cinsel yaşamını sekteye uğratır. Daha çok hangi cinsel sorunlarla karşılaşırlar? 40’lı yaşlarda partnerle uyum daha iyidir. Ama sertleşmenin kalitesinde bir iniş başlayabilir. Bu olumsuz başlangıcı erkeğin algılayışı çok önemli. Eskiden merdivenleri üçer üçer çıkan biri, 40’lı yaşlardan itibaren birer ikişer çıkıyorsa ‘Tabii ki eskisi gibi olmayacağım’ demeli ve durumu kabullenmeli. Ama cinsel hayatındaki düşüşü aynı şekilde kabullenmezse bir anda panik başlar. Ve genç yaşlarda olan başarısızlık endişesi bu dönemde de gelişebilir. Bu işin psikolojik kısmı. Bir de organik sorunlar var. Örneğin şeker hastalığı, bu yaşlarda ortaya çıkar; ya da daha önce çıkmışsa hastalık belli bir ilerleme kaydetmiştir. Yine tansiyon hastalığı genellikle bu yaşlarda görülür. Aslında şöyle ifade edebiliriz: 40 yaşına kadarki yaşam biçimindeki alışkanlıkların sonuçlarını bu dönemde görürüz. Mesela nasıl alışkanlıklar? Bu yaşa kadar günde bir paket ya da 10 -15 tane sigara içen birinin 40’larda artık damarları daralmaya başlamıştır. Varolan nörolojik problemler 40’larda artmaya başlayacaktır. Özellikle yeme alışkanlıklarının sonuçları bu dönemde görülür. 40’lı yaşlara kadar her gece içki içen, egzersiz yapmayan, düzensiz hayatı olan, iyi uyku çekmeyen biri hem genel sağlığında hem de cinsel yaşamında erken oluşan aksaklıklarla karşılaşır. Oysa yaşam biçimine dikkat eden birinde bu sorunların ortaya çıkma ihtimali azdır. Bu nedenle erkeklere şöyle bir mesaj vermek yerinde olur: Eğer ileriki yaşlarda cinsel hayatınızın iyi olmasını istiyorsanız genç yaşlardan itibaren düzenli uyku uyuyun, sağlıklı beslenin, spor yapın, alkol, sigara ve uyuşturucundan uzak durun. Özellikle aktif yaşam çok önemli. Evinde kendine uğraşlar bulan, yürüyüş yapan kişi sağlıklı olur. Türkçe’de çok güzel bir söz vardır, işleyen demir ışıldar diye. Sigara cinsel sağlığı nasıl etkiliyor? Sigara damarların daralmasına neden olur. Sertleşmenin en basit anlamda mekanizması şudur: Penis içine damarlar yoluyla kan dolar ve bu kan peniste hapsolur. Sigara içen insanlarda damarlar daralacağı için penise yeteri kadar kan gitmez. Bu da sertleşmeyi bozar. Ayrıca çok sigara içenlerde damar sertliği riski, yüksek tansiyonu tetikler. Sürekli yüksek tansiyona maruz kalması da damarların yapısını bozar. Bu bozulma penis damarlarında gelişirse yine sertleşme problemi ortaya çıkar. Ya alkol ve uyuşturucu? Alkol de sinir uçlarını tahrip eder. 40’lı yaşlarda alkol ve uyuşturucunun yaptığı tahribat artık geri dönüşümsüzdür. Bir de uyuşturucu sorunu var. Birçok kişi cinsel performanslarını artırmak düşüncesiyle uyuşturucuya başlıyor. Uyuşturucu alarak başarısızlık kaygısından sıyrılacaklarını düşünüyorlar. Oysa başta sanki cinsel aktivasyonu artırıyormuş gibi görünse de uyuşturucu bir süre sonra sinir uçlarını tamamen yok eder. Uzun dönemde de cinsel hayatı tamamen bitirir