Spor Toto Süper Lig’e 4 maçta aldığı 4 galibiyetle başlayan Beşiktaş’ta tüm gözler Futbol Genel Direktörü Önder Özen ve Teknik Direktör Slaven Bilic’te…
Yeni sezona oldukça formda giren siyah beyazlılarda başarının sırrını teknik ekip olarak açıklayan Slaven Bilic, Beşiktaş’ı İngiliz rock grubu Iron Maiden’a benzetti. “Bilic, Takımda Pink Floyd kadar yetenekli adamlar ve Pink Floyd’daki kolektif yetenekle uyum var ama Pink Floyd değiliz... Biz sanırım Iron Maiden’ız. Iron Maiden gibi enerjimiz çok yüksek ve herkes kendi işini çok iyi yapıyor” ifadelerini kullandı.
Akşam gazetesinden Ali Ece’nin Özen ve Bilic ile yaptığı söyleşi şöyle:
Ali Ece: Başarının ‘Kartal payı’nın iyi bir ekip kurmaktan geçtiğini söylüyorsunuz ve başarıda sürekli herkesin sizin kadar katkısı olduğunun altını çiziyorsunuz. İyi bir oyuncu kadrosu kadar, çok uyumlu ve kaliteli bir teknik heyet de kurdunuz. Mesela yardımcı hocalardan Edin Terzic’le başlayalım mı?
Slaven Bilic: Çok iyi bir yerden başladık! Ben Edin Terzic’i çok istedim. Dortmund’la sözleşmesi sürdüğü için bir süre beklemek zorunda kaldık. Yaptığımız en iyi transferlerden birisi EdinTerzic. Bu kadar genç yaşta bu kadar yetenekli bir çalıştırıcı olmasının yanı sıra son derece derin bir birikim ve tecrübeye sahip. En önemli özelliği çok genç yaşta olmasına rağmen özgüveninin yüksek olması ve fikirlerini bazen benimkilerle örtüşmese de söylemekten, o fikirlerin arkasında durup bizi ikna etmeye çalışmaktan kaçınmaması.
Önder Özen: Edin Terzic, birinci sınıf bir mesleki eğitime sahip. Jurgen Klopp’la çalışıp Borussia Dortmund gibi bir kulübün kültüründe kendisini geliştirmesi ve Dortmund’a kattıkları, Dortmund’dan aldıkları çok değerli. Zaten cesur bir genç adam ama bu deneyimleri daha da cesur olmasını sağlıyor. Bilic, taktik hazırlıklar yaparken aralarındaki karşılıklı etkileşim, o cesareti destekleyen unsurlardan bir tanesi. Ben Edin Terzic’i Jurgen Klopp ile Tottenham’ın Teknik Direktörü Andre Villas-Boas arasında bir yolda görüyorum. Başarma potansiyeli kesinlikle çok yüksek genç bir teknik adam.
Ali Ece: Teknik heyette iki tane de çok tecrübeli ve yıllardır sizle beraber çalışan Jurcevic ve kondisyoner Rak var. Oyuncular ikisini de öve öve bitiremiyorlar…
Slaven Bilic: Jurcevic’le bildiğiniz gibi Hırvatistan Milli Takımı’nda oynadığımız dönemden arkadaşız. O bir yardımcı hocadan, bir çalıştırıcıdan çok daha ötesi. Zaten Jurcevic’in teknik direktör, 1. adam olarak da kariyeri çok iyi. Salzburg, D.Zagreb gibi takımlarda 1. adamdı. Çok zeki bir adam, o benim için vazgeçilmez, Jurcevic benim diğer yarım gibi…
Kondisyonerimiz Rak’ın sporculuğu döneminde kazandığı madalyalar o kadar çok ki röportajı yaptığımız odaya sığmayabilir! Olimpiyatlar’da, Dünya Şampiyonaları’nda, Avrupa Şampiyonaları’nda ülkesini temsil etmiş büyük bir atletti. Uzun atlama ve diğer atletizm dallarının yıldızlarındandı. Rak, canlı spor ansiklopedisi gibi adam. Atletizmin yanı sıra futbol, basketbol, hentbola dair de inanılmaz deneyimleri olan bir spor adamı.
Önder Özen: Jurcevic, Türkiye’nin 1 numaralı yardımcı antrenörü. Kendi yardımcı antrenörlük, teknik direktörlük zamanımda da onun kadar kaliteli, donanımlı, taktik açıdan konuya bu kadar hâkim, oyuncu gözü neredeyse kusursuz bir teknik adam görmedim. Rak ise Hırvatistan’da bireysel sporlarda da takım sporlarında da her sporcunun tanıdığı ve büyük saygı duyduğu bir isim. Sessiz sedasız işini yapan çok iyi bir profesyonel.
Slaven Bilic: Ayrıca kaleci antrenörümüz Sambade, Atletik Performans Departmanı Şef Antrenörü Dolu Arslan, Murat Can Üner, Eren Şafak ve tüm teknik ekibim harika. Hepsi dallarının en iyileri, en önemli uzmanları.
Ali Ece: Peki Süreyya Abi?
Slaven Bilic: ‘Süri’ muhteşem bir insan!
Önder Özen: Süreyya abi buranın, bu kulübün asıl sahibi!
Ali Ece: Tercüman Halil? Mourinho gibi ileride o da tercümanlıktan teknik direktörlüğe geçebilir mi sizce?
Slaven Bilic: Halil’den her şey olur. Sadece sözlerimi değil duygularımı da tercüme ediyor sanki! Tutkulu, çok çalışkan ayrıca neye ihtiyacım varsa sessizce hallediyor!
Önder Özen: Gerçekten de Halil bir tercümandan çok daha fazlası. Beşiktaş’a çok fazla tercüman pozisyonu için başvuru oldu. Ama hepsi de araya birilerini sokarak başvurdu. Halil ise araya kimseyi sokmadı, yekten kendisi geldi, CV’si ile beraber. Kendi geldiği için bana da çok sempatik geldi, bu özgüveni etkiledi. Zaten Trabzonspor’dayken de gerçekten çok başarılıydı, şimdi ne mutlu ki Beşiktaş’ta…
Ali Ece: İkiniz de futboldan anladığınız kadar müzikten de anlıyorsunuz. Bu 4’te 4 yapan takımı bir müzik grubuyla karşılaştırırsanız hangisi olur?
Slaven Bilic: Düşünelim bir… The Doors değil, Beatles da değil… Hmmm Pink Floyd? Takımda Pink Floyd kadar yetenekli adamlar ve Pink Floyd’daki kolektif yetenekle uyum var ama Pink Floyd da değiliz... Biz sanırım Iron Maiden’ız! Iron Maiden gibi enerjimiz çok yüksek ve herkes kendi işini çok iyi yapıyor!
Önder Özen: Eh zaten İnönü Stadı tadilata girmeden önce oradaki son konseri de Iron Maiden verdi ya Slaven! Haklısın ama bizim takım rolleri çok iyi dağıtılmış bir koro gibi aynı zamanda…
Ali Ece: Sahi Slaven Bilic’in en sevdiği Rock grupları hangileri?
Slaven Bilic: Iron Maiden, West Ham’ı tutar. Ben de West Ham’da oynadım ama West Ham’dan önce Hırvatistan ve Almanya’dayken de Iron Maiden’i çok severdim. AC/DC ve Motörhead’i de aynı şekilde çok severim. Ve tabii ki Metallica’yı!
Ali Ece: Peki hocam, Balkan müzik gruplarından KocaniOrkestar’ı ve “ŞikiŞiki Baba” şarkılarını seviyor musunuz?
Slaven Bilic: Grubu çok sevmiyorum ama o şarkıları süper! Sanırım geleneksel bir şarkı, Balkanlar’ın her yerinde söylenir o şarkı. Yoksa Türkçesi de mi var?
Önder Özen: (ŞikiŞiki Baba’nın Türkçesini söylemeye başlıyorum) Olmaz olur mu Slaven? Bir kuşak o şarkıyla büyüdü hatta!