Rusya'nın Soçi kentinde Suriye'de barışı sağlamayı hedefiyle toplanan Suriye Ulusal Kongresi sona erdi. Kongrenin sonuç bildirgesinde, Suriye'nin egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı vurgusu yapıldı, "Suriye halkı kendi geleceğine seçimle karar vermeli" dendi.
Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin sonuç bildirgesi, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı çağrısı yaparak, Suriye hükümetinin yalnızca Suriye halkı tarafından belirlenmesi gerektiği vurgusu yapıldı.
Açıklamada, kongre katılımcılarının yaklaşık yedi yıldır süren savaşın ardından Suriye'nin kurtuluşu için temel prensiplerde anlaştığı bildirildi. Bildirge, ülkenin seçimler yoluyla demokratik bir yola girmesi vurgusunu yaptı.
Kongrenin sonuç bildirgesi, hangi ırk ve etnisiteden olursa olsun tüm Suriyelilerin eşit haklara sahip olduğuna işaret etti.
Ülkenin yeniden bütünleştirilmesi için uluslararası topluma yardım çağrısı yapılan bildiride, bu amaçla anayasa komitesi kurulduğu kaydedildi.
Bildiride, rejim delegasyonunun yanı sıra "geniş temsilli muhalefet delegasyonundan oluşan komitenin anayasal reform taslağı hazırlamak için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararına katkıda bulunmasına karar verildiği" ifadeleri kullanıldı.
Anayasa komitesinde rejim, muhalefet, Suriye uzmanları, bağımsızlar, aşiret liderleri ve kadınların yer alacağı belirtildi.
Bildiride, anayasa komitesinin yetkileri, prosedür kuralları, seçilme kriteri gibi hususlar üzerindeki nihai anlaşmanın BM gözetimindeki Cenevre sürecinde yapılacağı vurgulandı.
Bildirinin sonunda, Suriye Özel Temsilcisini anayasa komitesinin Cenevre'deki işlerine yardımcı olarak ataması için BM Genel Sekreterine çağrı yapıldı.
Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura yaptığı açıklamada, Soçi'de gerçekleştirilen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi katılımcılarının Suriye Anayasa Komisyonu'nun kurulması konusunda anlaştığını duyurdu. Mistura, komisyona kongrede belirlenen temsilcilerin yanı sıra, kongreye katılmayan tarafların temsilcilerinin de dahil olacağını belirtti.
BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Soçi’deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nde kurma kararı alınan Anayasa Konseyi’nin en fazla 50 kişiden oluşacağını belirtti. Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nde Anayasa Konseyi’ni oluşturma yetkisini alan de Mistura, kongrenin ardından düzenlediği basın toplantısında, Soçi’ye katılamayan muhalefet grupları dahil bir dizi istişare gerçekleştirme niyetinde olduğunu belirterek, bu görüşmelerden elde edilecek sonuçlara göre Anayasa Konseyi için “45-50 kişilik liste” hazırlayacağını söyledi.
De Mistura, listeyi Cenevre’de açıklayacağını belirtti. Listeyi ne zaman açıklayacağı ve anayasa çalışmalarının ne kadar süreceği sorusuna yanıt olarak de Mistura, listeyi “en kısa zamanda” açıklama niyetinde olduğunu söyledi ve söz konusu Suriye olunca somut tarihler vermenin “son derece riskli” olduğunu kaydetti.
Zeytin Dalı hareketiyle ilgili soruları da yanıtlayan de Mistura, “Astana sürecinin garantörleri Rusya, İran ve Türkiye, bu harekatın Soçi’ye etkisi olmaması için her şey yapacağına söz verdi. Hiçbir potansiyel sorun Soçi’ye etki etmeyecek” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı, Soçi Zirvesiyle ilgili açıklamada bulundu. Dışişleri'nin açıklamasında zirvedeki en önemli sonucun bir anayasa komitesi kurulması çağrısı olduğu belirtilirken Türkiye'nin de komite çalışmalarını yakından takip edeceği ifade edildi. Dışişleri ayrıca Rejim üzerinde nüfuzu olanların üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmelerini beklendiğini açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması;
"Rusya Federasyonu'nun (RF) evsahipliğinde 30 Ocak 2018 tarihinde Soçi'de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi, davet üzerine, muhalefetin garantörü sıfatıyla Türkiye tarafından da izlenmiştir.
Türkiye, RF'nin "Suriye Ulusal Diyalog Kongresi" girişimi konusunda başından beri yapıcı bir tutum sergilemiştir.
Ülkemiz, BM'nin katılımı sağlanabildiği ve muteber muhalefetin siyasi süreçteki rolü layıkıyla teslim edildiği takdirde Cenevre sürecine katma değer sağlayabileceği düşüncesiyle bu girişimi desteklemeye hazır olduğunu Sayın Cumhurbaşkanımızın katıldığı 22 Kasım 2017 tarihli Soçi Zirvesi'nde kayda geçirmiştir.
Son dönemde sahada yaşanan ateşkes ihlalleri ve Kongre konusunda giderilemeyen birtakım endişe ve belirsizlikler sonucunda Müzakere Yüksek Kurulu ve Suriye Ulusal Koalisyonu Kongre'ye katılmama kararı almıştır. Öte yandan, Kongre'ye katılmak üzere Ankara'dan Soçi'ye giden muhalefet heyeti, Kongre vesilesiyle havaalanına ve kongre merkezine yerleştirilen rejim bayraklı resim ve logolara tepki göstererek, ülkeye giriş yapmak istememiştir.
Kongre'nin en önemli sonucunu, bir anayasa komitesi kurulması yönünde çağrı yapılması ve bu komite için 150 kişilik bir aday havuzu belirlenmesi teşkil etmiştir. Kongre'ye katılmama kararı alan muhalif grupları Kongre'de temsil etme yetkisini üstlenen Türk heyeti, muhalefetle bilistişare hazırlanan 50 kişilik bir aday listesi sunmuştur.
Bundan sonraki aşamada, BM Suriye Özel Temsilcisi'nin, BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı uyarınca bugüne kadar yürütülen Cenevre süreci kapsamında, muhalefetin orantısal temsilini de gözeten bir anayasa komitesi kurması beklenmektedir. BM Suriye Özel Temsilcisi, bu komiteyi oluştururken 150 kişilik listeden veya dışarıdan isimler tayin edebilecektir. Anayasa komisyonunun oluşturulmasına dair çalışmalar muhalefetin garantörü sıfatıyla Türkiye tarafından da yakından takip edilecektir.
Türkiye, 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı uyarınca Suriye'de gerçek bir siyasi değişim getirecek bir siyasi çözüm sağlanmasına yönelik çabalara her platformda katkı vermeyi sürdürecektir.
Türkiye, Suriye'deki çatışan tarafların muteber bir siyasi çözümün müzakeresine yönlendirilmesini teminen sahada ve rejim üzerinde nüfuzu olan tüm aktörlerin üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmelerini beklemektedir."
Neler yaşandı?
Kasım 2017'de Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçeklene üçlü zirveden, Suriye'de barışın tesis edilmesini sağlayacak bir Suriye Ulusal Kongesi toplanması kararı çıkmıştı.
Suriye hükümet yetkililerinin yanı sıra ülkedeki çeşitli muhalif etnik ve dini gruplardan temsilcilerin davet edildiği kongre bin 500'den fazla delegenin katılımıyla 30 Ocak 2018'de gerçekleşti.
Suriye hükümet yetkililerinin yanı sıra ülkedeki çeşitli muhalif etnik ve dini gruplardan temsilcilerin davet edildiği kongre katılmadı.
Suriye hükümetine muhalif bazı kesimler, "Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yönetimini güvence altına alma arayışı" olarak gördükleri ve onun en büyük dış müttefiki Rusya'nın düzenlediği kongreyi boykot çağrısı yapmıştı.Cenevre görüşmelerinde muhalefeti temsil eden Yüksek Müzakere Komitesi de kongreyi boykot eden gruplar arasında yer aldı.
Öte yandan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne katılmak üzere gelen Suriye muhalefet heyeti, kongre vesilesiyle havaalanına ve kongre merkezine yerleştirilen Suriye bayraklı resim ve logolara tepki göstererek ülkeye giriş yapmak istemedi.
Suriye muhalefeti, bu nedenle Suriye Ulusal Diyalog Kongresine katılmama kararı alırken kongrede kendisini temsil etme yetkisini Türk heyetine verdi.
Şam yönetiminin muhatap almayı reddettiği, Türkiye'nin desteklediği bazı muhalif gruplar ya da silahlı fraksiyonlar ise bağımsız olarak kongrede yer aldı.
Kongrenin açılış konuşmasını, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev yaptı. Ardından Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov söz aldı. Lavrov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kongrenin katılımcılarına yönelik karşılama mesajını okudu.
Putin katılımcılara mesajında, Soçi'deki toplantıların amacının Suriye halkını birleştirmek olduğunu belirtti. Putin, Türkiye'nin de ismini gündeme getirerek, 'Astana sürecindeki ortak ülkeler Türkiye ve İran ile etkili Arap ülkelerinin yardımıyla kongrenin temsil gücünün olabildiğince yüksek olması, yani Suriye'deki her kesimin olabildiğince temsil edilmesi için uğraştıklarını' söyledi.
Bu arada Lavrov'un konuşması sırasında delegelerin araya girmeleri nedeniyle Rus Dışişleri Bakanı, birkaç kez delegelerden sakin olmalarını rica etmek zorunda kaldı.
Lavrov, Putin'in mesajını okuduktan sonra kendi görüşlerini de katılımcılarla paylaşmak istedi. Ancak bu sırada bir delege, "Yaşasın Rusya! Yaşasın dostluk!" diye bağırdı. Bu sözlere karşı çıkan bir muhalif grup, Rusya lehine tezahürat yapan delegeyle Arapça polemiğe girdi.
Lavrov, kongrenin katılımcılarını sakinleştirmeye çalıştı ancak polemik sürdü ve "Yaşasın Rusya!" sloganı salonda bir kez daha yankılandı. Delegelere bir kez daha seslenen Lavrov, sükunet çağrısı yaptı.
Soçi Kongresi'ni Türkiye adına izleyen resmi heyet, THKP-C Acilciler lideri ve 2013 yılında Hatay/Reyhanlı'da 52 kişinin ölümüne yol açan terör saldırısı sanığı terörist Mihraç Ural'ın katılımcılar arasında görülmesi üzerine, etkinliği organize eden Rusya Federasyonu Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları nezdinde girişimde bulundu.
Heyet, ismi daha önce Türkiye'ye tevdi edilen davetliler listesinde yer almayan bu kişinin Kongre'de hazır bulunmasından duyulan rahatsızlığı kayda geçirdi ve izahat istedi.
Rus makamları, konuyu ivedilikle inceleyeceklerini ve sonuçla ilgili bilgi vereceklerini bildirdi.