Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden Şanlıurfa'da, Hazreti Musa'nın yaşadığı yer olarak rivayet edilen Soğmatar Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarında yaklaşık 5 bin yıllık oyuncak at arabası ve buna ait tekerlekler bulundu.
Kentte yaklaşık 80 kilometre mesafede bulunan Eyyübiye ilçesine bağlı Yağmurlu Mahallesi'nde yer alan Soğmatar Antik Kenti, o dönem Firavun'dan kaçan Hazreti Musa'nın yaşadığı yer olarak kabul ediliyor.
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izni ile bu yılın mayıs ayında Şanlıurfa Müze Müdürlüğü Kazı Başkanlığında, Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Albayrak'ın katılımıyla bölgede kazı çalışmaları başlatıldı.
Kısa süre içinde gerçekleşen yoğun çalışmalarda söz konusu bölgede tespit edilen çok sayıda kaya mezarında yapılan araştırmalarda yaklaşık 5 bin yıllık oyuncak at arabasıyla buna ait tekerlekler ve çıngırak bulundu.
Soğmatar Kazı Başkanı ve Şanlıurfa Müze Müdürü Celal Uludağ, kentin tarihi anlamda önemine işaret ederek, birçok noktada tarihi değerlerin bulunduğunu hatırlattı.
Kentte yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarının en önemlilerinden birinin Soğmatar'da gerçekleştiğini ifade eden Uludağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakanlığımızın izniyle kazılarımız bu bölgede devam ediyor, kazı çalışmalırnda şimdiye kadar önemli bulgular elde ettik. Nekropol alanında bir mezar odasında, kline içerisinde dolgu toprağın eleme çalışmaları esnasında pişmiş topraktan yapılmış Tunç dönemine tarihlenen, kralların veya yöneticilerin çocukları için yaptırdığı tahmin edilen oyuncak araba ve bu arabaya ait tekerlekler bulduk. Bu bize dönemin sanat anlayışını, yani günümüzden yaklaşık 5 bin yıl önceki çocukların oyun anlayışını yansıtıyor. Bu buluş bizim için çok önemli, kısa süre içinde dönemin estetik ve sanat anlayışının izlerini taşıyan eser Türkiye'nin en büyük müze kompleksi olan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde sergilenecektir. Kazı çalışmaları sonucunda daha önemli kalıntılar elde edeceğimizi tahmin ediyoruz."
Yrd. Doç. Dr. Yusuf Albayrak ise 2012'de burada bir yüzey araştırması yaptığını, buranın Ay Tanrısı Sin'e ait olduğunu tespit ettiklerini aktardı.
Soğmatar'ın tarih açısından önemine değinen Albayrak, antik kentin sadece bir tapınak değil aynı zamanda bir mezarlık alanı olduğunu belirlediklerini de dile getirdi.
Araştırmalara göre Soğmatar'ın bir dönem Pagan dininin merkezi olduğunu ve mahallenin ortasında bulunan büyük tepenin Soğmatar'ın yerleşim düzeninin merkezini oluşturduğunu belirten Albayrak, şöyle konuştu:
"2012 yılındaki araştırmalarda 120 civarında kaya mezarı bulduk, bunların 7'si çok dikkat çekici, yaklaşık 120 mezarın hepsi höyüğe bakıyor. Höyükte de araştırmalar yaptık, seramik buluntulara göre buranın günümüze kadar sürekli bir yerleşimin olduğunu gördük. 2016 yılında bir aylık temizlik çalışması yaptık. Mezarlarda yüzün üzerinde buluntuya rastladık, bunların hepsini müzeye teslim ettik. Mezarların erken Tunç Çağı'nda yapıldıklarını, yani günümüzden yaklaşık 5 bin yıl önce olduklarını gördük, bunların benzer örnekleri çok yok, buda çok önemli bir özellik. Mezarlar o dönemin özelliğini yansıtan kuyu şeklinde yapılmış. Ancak daha sonra Romalılar buraya geldiklerinde bu mezarları hazır olarak bulmuşlar ve mezarlarını bazılarını kendi mimarilerine göre değiştirmişler."
Albayrak, kazılarda oyuncak at arabasının yanı sıra çıngırak da bulduklarına işaret eden Albayrak, "2017 yılında kazı iznimiz çıktı, mayıs ayında bir ay çalıştık, şimdi de 15 gündür çalışmalarımız devam ediyor. Şimdiye kadar 45 mezarı açtık, Romalılar döneminde bile açılmamış üç mezar bulduk, bu mezarlardan bir tanesinde 4 tekerlekli minyatür at arabası, biz bunu çocuk oyuncağı olarak adlandırıyoruz, yine kuş motifli çıngırak bulduk. Yani çocuk mezarına, çocuğun oyuncakları gömülüyor. Bunlar çok ilginç, yaklaşık 5 bin yıl önce o dönemde bile bir çıngırağın olduğunu biliyoruz artık." diye konuştu.
Yusuf Albayrak, söz konusu at arabasının kazıda çıkan ilk eser olması açısından önemine işaret ederek, çalışmalar sonucunda çok daha önemli bulgular elde etmeyi amaçladıklarını sözlerine ekledi.