Soğuk hava vücudumuzu nasıl etkiler?

Soğuk hava vücudumuzu nasıl etkiler?

İnsan vücudunun yapısı aşırı soğuk iklim koşullarıyla baş etmeye uygun değildir. Çoğu insan, hava sıcaklığının sıfırın altına nadiren düştüğü ılık ve tropik iklimde yaşar. Kutuplardaki aşırı koşullara uyum sağlamış topluluklar da var: Kanada’nın Arktik bölgesindeki Eskimolar ya da Rusya’nın kuzeyindeki Nenetler gibi. İnsan zekâsı soğuğa dayanmasını sağlayacak giysiler üretmesini sağlamış olsa da, kutup ikliminde hayatta kalmanın yolu, zorunlu olmadıkça o korkunç soğuktan uzak durmaktan geçiyor.

Stephen Dowling'in BBC Türkçe'deki haberine göre, üşüdüğümüzde vücudumuz, ısısını artıracak çeşitli mekanizmaları devreye sokar. Kaslarımız ve dişlerimiz titrer; atalarımızın tüylü geçmişini yansıtacak tarzda tüylerimiz dikilir. Beynimizde termostat işlevi gören hipotalamus bezi, bu tepkilerin gösterilmesini sağlayarak, en azından bizi ısıtacak bir barınak buluncaya dek, hayati organlarımızı sıcak tutmaya çalışır.

 

Soğuk iklimlerde yaşayan hayvanlar

 

Hipotalamusun görevi, vücudumuzun merkezi sistemini ne pahasına olursa olsun sıcak tutmaktır. Gerekirse uçlardaki uzuvları gözden çıkararak, oralara kan akışını sınırlayarak yapar bunu. Aşırı soğukta el ve ayak parmaklarımızın karıncalanması hissi bundandır. Kan akışının sınırlanması bu bölgelerdeki dokunun donarak parçalanmasına bile neden olabilir.

Peki, insanlar bu koşullarla baş edemezken diğer sıcakkanlı hayvanlar aşırı soğuk ortamlarda nasıl yaşayabiliyor? Kutuplarda yaşayan hayvanların ya sıcak havayı tutan kürkleri ya da geniş yağ tabakaları vardır. Yağ ısıyı iyi geçirmediği için vücut ısısının dışarı sızmasına engel olur. Çıplak derisi ve göreceli ince yağ tabakasıyla insan vücudu aşırı soğuk ortamlarda yaşamaya uygun değildir.

Fakat insan da bu özellikleri taklit etme becerisini geliştirmiştir. Antarktika’daki araştırma merkezlerindeki bilim insanları, ısıyı yalıtan ve kürk işlevi gören bir yöntem olarak kat kat giyinme yoluyla ortama uyum sağlar.

 

Dolaylı etkiler

 

Fakat yakın zamanda ABD’de olduğu gibi aşırı soğuk dalgasının vurup geçtiği dönemlerde, insan yaşamının bağlı olduğu şeyler de etkilenerek yaşamı zorlaştırabilir. Kar ve buzun ağırlığı sonucu elektrik direklerinin devrilmesi, su borularının donup patlaması, taşıt araçlarının yakıtının donması gibi.

Yakın tarihimizde de aşrı soğuk havanın olumsuz etkilerine dair örnekler var. Nazi orduları 1941’de Rusya’ya girdiğinde kıştı. Hitler’in ordusu savaşın uzun sürmeyeceği düşüncesiyle yazlık üniformalarıyla sefere çıkmış, binlerce asker donarak ölmüştü. Tank ve kamyon motorları da donmuş, altlarında ateş yakılarak eritilmeye çalışılmıştı. Tüfek ve tabancaların yağı donduğu için ateşlenemez hale gelmişti. Kaynamış su bir dakika içinde donuyordu. İtalyan gazeteci Curzio Malaparte, “Kaputt” adlı romanında Doğu Cephesi askerlerinin göz kapaklarının donduğunu anlatıyordu.

Aynı şekilde Napolyon’un ordusu da 1812 Moskova Seferi’nde Rusya’nın ağır kış koşullarına dayanamadığı için büyük kayıp vermişti.

Amerika’daki soğuk hava dalgası, aynı zamanda "Mpemba etkisi" denilen ilginç bir deneyin halk arasında yapılmasını sağladı. İlk olarak Tanzanyalı bir öğrenci tarafından gündeme getirildiği için, bu isimle anılan deneyin gösterdiği şudur: Soğuk havada kaynar su, soğuk sudan daha çabuk donar.

Kanada’da -41 derecede yapılan deneyi şuradan izleyebilirsiniz: