'Şok' Asya'dan gelebilir!

'Şok' Asya'dan gelebilir!
Asya ekonomilerinin varlıklarına olan yoğun ilgi "balon" (bubble) riskini de beraberinde getirmekte. Mevcut makro göstergeler vebeklentiler, 2010 yılında küresel kriz sonrası toparlanma sürecinin güçkazanması için önde gelen merkez bankalarının gevşek para politikasıuygulamalarının devam etmesi gerektiğine işaret ediyor. Referans'ın haberine göre; dolarındeğer kaybının ivme kazanması, küresel emtia fiyatlarındaki yükselişinhız kazanması gibi gerekçelerle ABD Merkez Bankası (FED) "işaretfişeği"ni yakarsa yani beklenenden daha erken bir zaman dilimindepolitika faizini artırma sürecine girebileceği mesajı verirse hiçkuşkusuz Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere Merkez Bankası (BOE) veJapon Merkez Bankası da (BOJ) bu sinyale tepkisiz kalmayacaktır.Bununla birlikte, FED'in şu an için yakın vadede böyle bir mesajvereceği beklentisi zayıf gözükmekte.
 
İlk sinyal Brezilya'dan
Gelişmiş ekonomiler açısından,bankacılık sistemlerinde ve reel sektörde küresel krizden kaynaklanankayıpların telafisi, diğer bir deyişle "yaraların kapanması" içinzamana ihtiyaç duyulduğundan, gözler Batı'ya çevrilmişken beklenmediksinyaller Doğu'dan gelebilir. Esasen, yakın vadede bir sinyal LatinAmerika'dan, Brezilya'dan geldi. Gelişmiş ekonomilerin düşük faiz vegenişletici para politikası tercihleri nedeniyle küresel piyasalardagiderek bollaşma eğilimi gösteren spekülatif fonlar ve carry-tradeetkisi, Brezilya'yı aynı tehdit ve hataların tekrarlanmaması adınaharekete geçirdi. Brezilya, yabancı sermaye girişini vergilendirmekararı aldı. Amaç, Brezilya'nın, gerek küresel krizi hızlı atlatmasıgerekse de derecelendirme notunun yükselmesi nedeniyle küreselsermayenin yoğun ilgisine maruz kalmasına bağlı olarak, realin aşırıdeğer kazanmasının ve Brezilya'nın dış ticaret dengelerinin olumsuzyönde etkilenmesinin önüne geçmek.
 
Asya'da balon riski
Bugünlerde, bu sürecin bir başkaboyutu Asya ekonomileri açısından kendini gösteriyor. Konu, küreselkrizin tetikleyicisi noktasındaki mortgage kredilerinin önde gelengelişmekte olan Asya ekonomilerinde, bir gayrimenkul fiyat şişkinliğineyol açmaması. Kendi aralarındaki ticari ilişkileri sistematik birşekilde 2006'dan beri geliştirmekte olan Asya ekonomileri, küresel krizsürecinde birbirlerini destekleyebildikleri bir ekonomik alanoluşturmayı başardılar. Asya'nın küresel kriz sürecindeki başarısı,küresel yatırımcıların iştahını kabartmış durumda. Bu nedenle, sözkonusu Asya ekonomilerinin varlıklarına, yani gayrimenkul ve hissesenetlerine yönelik olarak yoğun bir ilgi gözlenmekte ve bu durum, sözkonusu ülkeler açısından "balon" (bubble) riskini de beraberindegetirmekte. Güney Kore, Hindistan, Hong Kong, Tayvan, Çin ve benzeriönceliği olan Asya ekonomileri için yakın vadede bir faiz artırımsüreci kendini gösterebilir. Asya'nın faiz artırım sürecine başlaması,Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler açısından ise ‘şok' etkisianlamına gelecek.
 
Büyümenin yol haritası belirsiz
Başta Brezilya olmak üzere, öndegelen Asya ekonomileri, risk oluşturacak sermaye hareketlerini,ekonomik aktiviteyi frenlemek için arayış içerisine girerken küreselkriz öncesinde dünya piyasalarında gözlenen aşırı fiyatşişkinliklerinin bir kez daha tekrarlanmaması için arayışlarınıhızlandırırken bu amaçla yabancı sermaye girişlerine vergi uygularkenve yakın vadede para politikası faiz oranlarını yükseltmeyi hedeflerkenTürkiye ise "Net Hata ve Noksan"dan medet umuyor. Yani, Türkiye'ninspekülatif amaçlı yabancı sermaye girişini kontrol etme veya varlıkfiyatlarındaki artışları kontrol etmek adına, faiz oranlarını kademeliolarak artırma yönünde başlıkları konuşması, Türk ekonomisinin karşıkarşıya olduğu gerçeklerin ışığında, trajikomik bir tablo oluşturuyor.
2010 yılında Türk ekonomisininyeniden büyüme sürecine dönebilmesi için özel kesimin hem tüketim hemde yatırım harcamalarının ayağa kaldırılması, desteklenmesi gerekiyor.Ancak, tüketim ve yatırım harcamalarının finansmanı nasıl sağlayacak,halkımız tüketim harcamaları açısından 2007 düzeyine nasıl gerigetirilecek, konunun bu boyutu halen karanlık. Orta Vadeli Program'ınortaya koyduğu hedefler inandırıcı gözükse de ekonomi yönetimi, buhedeflere ulaşılması açısından, özellikle özel kesimin ayağakaldırılması için atılacak adımlar konusunda net bir strateji ortayakoyabilmiş değil.
 
Top artık bankalarda
Bankalarımız ise 2009 yılındabilançolarında ağırlık verdikleri Hazine kâğıtlarına yönelikyatırımları, 2010 yılı için reel sektöre yönelik kredi hacminigeliştirerek kendilerine yeni bir kulvar oluşturma arayışıiçerisindeler. Konut kredileri bu süreçte önemli bir role sahipgözüküyor. Ancak reel sektör yatırımlarının finansmanı başta olmaküzere, tüketim harcamalarının finansmanına yönelik olarak bir açılımyakalamak zorundalar. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın geçenpazartesi günü gerçekleştirmiş olduğu Meclis Bütçe ve PlanKomisyonu'ndaki sunumu, bankaların reel sektöre kredi kullandırmasüreci açısından, en önemli başlığın "rekabet" olduğunu gösteriyor."Sektör ve ekonomiye ilişkin algılamaların" ve "bankaların likidite vesermaye kısıtlarının" kredi hacmine olan etkisinin iyileştirilmesigerekmekte. Olası bir IMF anlaşması bunu sağlar mı, artık bu konuyudillendirmekten biz bile soğuduk.