T24 Haber Merkezi
İş insanı, hayvansever İpek Kıraç'ın, "şehirlerin doğal bir parçası olan, ancak doğal yaşama alanları giderek daralan sokak hayvanlarıyla uyum, sevgi ve güven içinde yaşanacak örnek mahalleler oluşturma" amacıyla başlattığı SemtPati projesi hayata geçirildi. İpek Kıraç'ın, Koç Sistem'in desteğiyle geliştirilmesine öncülük ettiği SemtPati uygulaması telefonlara indirilecek; mobil uygulamayla sokak hayvanlarının sayısı, yeri, durumları saptanacak. Kullanıcıların sokak hayvanlarının fotoğraflarını yükleyebileceği uygulama ile başta köpekler olmak üzere sokak hayvanlarının sağlık, aşı, gıda ihtiyaçları karşılanacak, yaygın ve etkili bir sahiplendirme yapılacak. Uygulamanın yaygınlaştırılması için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile protokol imzalayan Kıraç, bakımını üstlendiği köpek sayısının 18'i bulmasıyla farkındalığının arttığını söyledi. Kıraç, "Sokaktaki hayvanlarımızın hayatlarını ancak birlikte bir takım olarak çalıştığımızda iyileştirebiliriz... Aktif yurttaşlık bilincinin de dikkate değer bir örneği olacak bu modeli önce İstanbul, ardından da tüm Türkiye çapında yaygınlaştırmayı umuyor, tüm hayvanseverlerin desteğini bekliyoruz" dedi. Kıraç'a teşekkür eden İmamoğlu da, uygulamayı altı ay içinde bütün İstanbul'da yaygınlaştırmayı planladıklarını açıkladı.
Pilot uygulaması Göktürk Merkez Mahallesi'nde oluşturulan Gönüllü İnisiyatifi ile başlatılan SemtPati'nin kademeli olarak İstanbul'un tüm mahallelerinde yaygınlaşmasını hedefleyen sürece ilişkin protokol, Florya'daki İstanbul Planlama Ajansı'nda düzenlenen törenle Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi, iş insanı İpek Kıraç ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından imzalandı. Kıraç, imza törenine katılan konuklar ve gazetecileri, Koç Holding Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü Kızıl ile birlikte karşıladı.
İpek Kıraç, protokol için düzenlenen imza töreninde şunları söyledi:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte hayata geçireceğimiz bu önemli iş birliğine tanıklık etmek üzere yanımızda olmanızdan dolayı çok mutluyum. Elbette ilk teşekkürüm, bize inanan ve bu yola bizimle birlikte çıkan Sayın başkanımız Ekrem İmamoğlu'na. Ayrıca bize destek olan değerli ekip arkadaşlarına da çok teşekkür ederim. Bu proje üç paydaştan oluşuyor; belediye, veterinerler ve gönüllüler. Sokaktaki hayvanlarımızın hayatlarını ancak birlikte bir takım olarak çalıştığımızda iyileştirebiliriz. Bu sebeple kurulan dayanışma ve işbirliği için çok müteşekkirim."
"Projemizi bugün sizlere nasıl anlatsam diye düşünürken, çok sevdiğim birisi bana 'hikâyesi ne?' diye sordu. İlk önce, hayvan sevgisi diye geçiştirebilir miyim diye denedim ama olmadı. 'Nasıl başladı, hikâyesi ne' diye tekrar sorunca fark ettim ki haklıydı, bir başlangıcı vardı... Bu başlangıç; 1, 3, 5 derken günlük beslediğim ve bakımını üstlendiğim köpek sayısı 18'i bulunca ve arabamdaki torbalar dolusu mama nedeniyle başka yer kalmayınca yaşadığım bir farkındalık anıydı. Ben elimden geleni yapıyordum ama fark ettim ki bireysel çabam artık yetmiyordu. Bu hevesi ve sevgiyi ise, beni 13 yıl boyunca kendinden çok ve karşılıksız seven, bana sevmeyi ve dostluğu öğreten, tek mutluluğu yanımda olmak olan köpeğim Darwin aşıladı. Neden sokakta yaşayan her köpeğin onu seven bir ailesi yoktu?"
"Hepimiz her gün görüyoruz. Evsiz, sevgisiz, susuz, yemeksiz olsalar da, bizlere güvenleri kalmamış olsa da, yine de bir umut ile avuçlarımızın ve gözlerimizin içlerine bakıyorlar. Onlar bizi görse de biz ne yazık ki çoğu zaman onlarla ilgilenmiyoruz ya da ilgilenemiyoruz. Ülke olarak çok zor bir dönemin içinden geçerken, ekonomi, sağlık, eğitim, aile, arkadaş, kardeş, komşu derken, çoğu zaman, yaşadığımız bu güzel şehrin her sokağını, köşesini paylaştığımız diğer paydaşlarımızı, dört ayaklı arkadaşlarımızı unutuyoruz. Biz bu eşi olmayan şehrimizde, Osmanlı döneminden beri süren bir 'sokak hayvanları ile bir arada yaşama kültürü'nden geliyoruz. Biz bu hayvanlar ile beraber yaşıyoruz. Öncelikle bunu kabul etmemiz ve bir zenginlik olarak görmemiz gerekiyor. Hem kendimizin hem onların huzuru için, şehrimizin vazgeçilmez bir paydaşı olan sokak hayvanları ile ortak bir yaşam kültürü oluşturmak hedefi ile iki sene önce yola çıkma kararı aldık."
"Yola çıkarken çok az şey biliyorduk" diyen İpek Kıraç, konuşmasına şöyle devam etti:
"Veri yoktu ve sahip olmamız gereken en hayati unsur idi. Nasıl toplarız diye düşündük. Tüm projemizi akıllı şehir yaklaşımı ile KoçSistem'le birlikte geliştirdiğimiz SemtPati adında bir mobil uygulama üzerine inşa etmeye karar verdik. Sokak hayvanlarını kayıt altına alarak ihtiyaçlarını tespit etmeyi ve yerel yönetimlerin veriye dayalı karar alma süreçlerini desteklemeyi hedefledik. Veri temelli SemtPati mobil uygulaması sayesinde İstanbul'daki sokak hayvanlarının mahalle bazında 'adedi, kim besliyor, ilaçlarını gerekiyorsa kim veriyor, o bölgedeki hangi veteriner yardım edebilir, kısırlaştırma, sahiplendirme ve aşılama gibi ihtiyaçları neler, fiziksel özellikleri, fotoğrafları' da dahil olmak üzere kayıtlarının tutulması mümkün olacak. Tüm şehrimizin mahalle mahalle 'sokak köpeği haritalandırması' da bu sayede yapılabilecek. Yani komşularımızı, çok daha yakından ve iyi tanıyacağız. El birliği ile onların sorunlarını çözüp ihtiyaçlarına karşılık verebileceğiz.
Elbette her teknolojik çözümün başarılı bir şekilde hayata geçebilmesi için insanı merkeze almamız gerektiğini düşündük ve pilot olarak belirlediğimiz Göktürk Merkez Mahallesi'nde 'Gönüllü İnisiyatifi' kurulmasını sağladık. Son olarak, SemtPati mobil uygulamasıyla mahallelerinde ortak yaşam kültürünü geliştirmeyi hedefleyen tüm hayvanseverlere ve yerel yönetimlere yol göstermek amacıyla 'SemtPati Rehberi'ni hazırladık. Bu Rehber'den yararlanarak gönüllü hayvanseverler mahallelerinde bir araya gelecek ve yerel yönetimlerle kurduğumuz etkin koordinasyon sayesinde sokak hayvanlarının ihtiyacı olan destek çemberini böylece oluşturacağız."
İpek Kıraç konuşmasını şöyle noktaladı:
"Birlikte yarattığımız bu proje ile dünyanın belki de en güzel şehri olan İstanbul'un diğer dünya metropolleri arasında kendine özgü çeşitliliği ve kapsayıcılığıyla öne çıkacağına inanıyorum. Aktif yurttaşlık bilincinin de dikkate değer bir örneği olacak bu modeli önce İstanbul, ardından da tüm Türkiye çapında yaygınlaştırmayı umuyor, tüm hayvanseverlerin desteğini bekliyoruz. Sayın Başkanım, ülkemizdeki sokak hayvanları için milat olacak bu proje sizin sayenizde hayata geçecek. Verdiğiniz destek ve gösterdiğiniz samimi ilgi için tüm hayvanseverler adına tekrar teşekkür ediyorum.
Köpeğim Darwin biz bu projeye başladıktan iki hafta sonra kollarımda öldü… Ama ne mutlu ki koşulsuz verdiği o büyük sevgi, binlerce sokak hayvanının hayatına dokunabilecek..."
Konuşmasının başında teşekkür ettiği İpek Kıraç'ı bütün hayvan severlerin alkışlayacağına inandığını vurgulayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Böyle önemli bir sorunun çözümüne dönük böylesi hassas düşünceyle, düşünce değil, sadece bir çözüm önerisiyle, hatta çözüm biçimiyle bizimle işbirliği yapması çok çok sevindirici" dedi. İmamoğlu, şunları söyledi:
"Yönetici olmak, bir şehrin vicdanı olmak, bir şehirde sevgiyi ve oradaki insanların birbirine iyi bir şekilde ilişki kurmalarını sağlamanın en önemli unsuru, tümüyle saygı duyulan bir ortam, bir ekosistem kurmak. Burada da konu, tek başına bir insan üzerinden yol yürümek değil. Tümüyle bu sevgiyi ve özeni, o şehrin bütün katmanlarında o ilişki ağını kurabilmek. O noktada gerçekten bu şehrin bütün canlılarıyla, o süreci tanımlamak da sürecin başlangıcı. Zira iyi insan olmak da öyle bir şey değil mi? İyi insan olmak da aslında yaşadığınız ortama, doğaya, canlılara, herkese, insana dair yüreğinizde beslediğiniz sevgi, saygı ve özenle ilişkilidir. Bu anlamda buna çok önem veriyoruz. Zaten toplum olarak, şehir olarak gelişmişliğin de çağdaş olmanın da ölçüsü bu. Mutluluk düzeyimizi de belki belirleyecek olan kriterler bunlar."
Türkiye'de şehirleşmenin yeni bir kavram olduğunun altını çizen İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Şehre yeni alışan bir topluluğuz, bunun altını çizmek lazım. Türkiye'deki göç haritası, özellikle kentleşmenin nasıl son 20-30 yıla sıkıştığını gözler önüne serebiliyor. Geçenlerde bir somut veri, beni çok etkiledi. İstanbul'un 18 yaş üstü nüfusunun yüzde 72'si İstanbul doğumlu değil. Baktığınızda aslında hepimiz yeni İstanbulluyuz neredeyse. Kentleşmenin de yeni bireyleriyiz. Böylesi bir ortamda şunu unutuyoruz çoğu zaman: Hızlı kentleşen Türkiye'nin, -ki bunun en büyük örneği İstanbul- belki de ilk mağdur ettiği canlılar, özellikle sokak canlıları; başta da köpekler. Çünkü onların doğal ortamlarını, birkaç senede kocaman sitelere, semtlere, hatta ilçelere dönüştürebiliyoruz. Bu tabii şiddetli bir uyumsuzluk ortaya getiriyor. Oraya daha dün taşınan insanlar, 'Bu sokak hayvanlarının burada ne işi var, toplayın bunları' diye büyük bir çığlık atıyorlar. Sokak canlıları da yaşama mücadelesi veriyorlar.
Dünyada bir algı var; sanki her yerde binlerce, on binlerce kapasiteli barınaklar yapacaksınız; köpekleri oraya tıkayacaksınız. Ne kanun buna müsaade eder ne insan. Canlıyı olan saygı da buna müsaade etmez. Bu manada böylesi iki arada sıkışmış olan yerel yönetimlerin, sorunlarını çözecek mutlak pratik uygulamalara ihtiyacımız vardı."
İmamoğlu, uygulama ile verilen mesajın çok insanî olduğuna işaret ederken şu görüşleri dile getirdi:
"İş insanımız Sayın İpek Kıraç önderliğinde ortaya konan hassasiyet, bence toplumdaki vicdanı ve toplumun belki de bu noktada eğitilmesi ya da sahibi edilmesi gereken bir sistemini devreye sokuyor. Az önce tariflediğim çatışmanın bence temel sebebi, ciddi anlamda bilgi sahibi olmamak. Herkesi doğru bir şekilde bilgilendirmek, eğitmek, hakları, hukukları ve bu şekilde süreci yönetme moderatörlüğü de bize kalıyor. O bakımdan yerel yönetimlerin görevi büyük. Yapacak çok fazla işimiz var bu anlamda. İstanbul'un önemli bir sorunudur. 'Çok fazla işimiz var' derken hem kendi sorumluluğumu büyütüyorum hem de bu değerli büyük adımı atan Sayın İpek Kıraç Hanımefendi'nin ve onun gibi hayvansever hemşerilerimizin sorumluluklarını büyütmek istiyorum açıkçası."
Sokak hayvanlarının sahiplendirilmesi konusunun çok önemli olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sahiplendirme olmadığı takdirde, bizim bunu belediyeler olarak çözme şansımız zaten yok. Bu toplumsal bir olay. Sahiplendirme ayağına da çok inanıyoruz. İştiraklerimize de bu arada başladık. Geçen ziyaretimde de söyledim; her iştirakimiz, şirketimiz, birimimiz alanı uygun olduğu kadar, mutlaka köpek sahiplenecek. Bu talimatı verdik. Arkadaşlarımız, Genel Sekreterimiz olsun, diğer iştiraklerimiz olsun bu konuya hassas bir şekilde eğiliyorlar. Dileğimiz; bu SemtPati uygulamasını bütün vatandaşlarımızın indirmesi ve indirmesi ile beraber sokak köpeklerinin durumlarının tespiti noktasında tek başına etkinlik gösterebilecek olması. Bunu önemsiyoruz. Özellikle gönüllü olmak isteyen vatandaşlarımızı her zaman yanımıza bekliyoruz. Bu konuda elbette burada yıllardır bu işe kendini adayan gönüllü dostlarımız var. Onların katkıları da önemli. Bizim gönüllü ağlarımız da var, onların da sürece katkılarını önemsiyoruz."
"Biz istiyoruz ki, on binlerce hemşehrimizle beraber, entegre çalışan, hiçbir olumsuz durumu yaşamadan anında müdahale eden, anında çözüm üreten bir mekanizmaya kavuşalım. Tabii ki gerektiğinde köpeklerin aşılanması olsun, kısırlaştırılması olsun, bu işlemleri de yapabilecek duruma anında gelebileceğiz. Pilot uygulamayı, arkadaşlarımızla beraber, İpek Hanım'ın da içinde olarak, yönlendirmesiyle Eyüpsultan ilçesindeki Göktürk Mahallesi'nde gerçekleştiriyoruz. İnşallah altı ay içinde bunu bütün İstanbul'a yaymak istiyoruz.
SemtPati, açıkçası dijital teknolojinin kent yaşamını iyileştirmek ve güzelleştirmek adına atılmış, çok değerli bir akıllı kent uygulamasıdır. Bu yönüyle de alkışlıyoruz. Aynı zamanda vatandaşa, semtine, şehrine sahip çıkma, her konuda hizmetleri kontrol etme gibi unsurlarla çok değerli bir yerel katılımcılık ve demokrasi örneğidir. Zaten teknolojiyi özellikle biz demokrasinin gelişmesi, katılımcılığı artırması ve güzel şu güzel ortam dahil, bu kentin her yerinin aslında hepimize ait olduğunu hissettiren bir atmosferi var etme konusunda sonsuz kullanma çabası içinde olacağız."
İmamoğlu, uygulamaya verilen isim olan SemtPati'nin "inanılmaz derecede güzel" olduğunu vurguladı, gazetecilerle sohbet sırasında kendilerinin de Beylikdüzü'nde 10 adet "Patipark" kurduklarını hatırlattı.
Konuşmaların ardından İmamoğlu ve Kıraç, SemtPati uygulamasını başlatan protokolü imzaladı.
Törene, İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan'ınile İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar da katıldı. katılımıyla anı fotoğrafı çektirildi. İmamoğlu ve Kıraç daha sonra, İstanbul Planlama Ajansı İPA tarafından sahiplenilen ve "Latte" adı verilen yavru köpeği, kendisi için özel olarak oluşturulan alanda ziyaret edip sevdiler.
SemtPati nedir, nasıl işleyecek?SemtPati projesi kapsamında, akıllı şehir yaklaşımına uygun olarak hayata geçirilen mobil uygulama sayesinde gönüllüler ile belediye arasında bir koordinasyon sağlanacak. Mobil uygulama, mahallelerde sokak hayvanlarına yönelik gönüllü faaliyetler sürdüren hayvanseverlerin birbirinden haberdar olmalarını ve bir araya gelmelerini sağlıyor. Bu birliktelikle beraber mahallelerde oluşturulan Gönüllü İnisiyatifleri, gönüllülerin uygulama aracılığıyla eşgüdümlü, koordine ve dolayısıyla çok daha verimli çalışmasına katkıda bulunmuş olacak. Yaşadıkları mahallelerde sokak köpeklerinin durum, konum ve ihtiyaçlarını hâlihazırda bilen gönüllülerden oluşan Gönüllü İnisiyatifi, uygulamanın yaratacağı çözümler için operasyonel gücü oluşturuyor. Bu gücü sahaya taşıyan gönüllüler, SemtPati uygulamasına kendi mahallelerindeki sokak köpeklerini fiziksel özellikleri, sağlık ve beslenme bilgileri, konumları ve fotoğrafları ile kaydederek mahalle mahalle tüm şehrin sokak köpeği haritalandırmasını yapacak. Oluşturulan bu veri tabanı, ilgili belediye tarafından saklanarak kontrol edilecek. Uygulama ile sokak köpeklerine ilişkin kritik veriler takip edilebildiği için büyükşehir ve ilçe belediyelerinin sokak köpeklerinin aşı ve kısırlaştırma gibi sorumlulukları altında bulunan konuları etkin bir şekilde yönetmeleri ve veriye dayalı kararlar almaları desteklenecek. Vaka bildirim özelliği ile veterinerlik hizmetleri verimli kullanılacakSemtPati mobil uygulamasının, yaralanma, hastalık, terk edilme ve kaybolma gibi sokak köpekleri vakaları konusunda da veri temelli ve hızlı çözümler sunması planlandı. Mahalle sakinleri, karşılaştıkları vakaları, SemtPati mobil uygulamasındaki vaka bildirme özelliği sayesinde gönüllülere bildirebilecek. Vaka bildirimiyle birlikte, o mahalledeki tüm gönüllülere bildirim gidiyor ve herhangi bir kayıtlı kullanıcı vakayı devralana kadar vaka açık kalıyor. Vakayı devralan gönüllü vaka durumunu gerektiğinde güncelleyerek diğer gönüllülerin süreçle ilgili bilgi edinmesini sağlayabiliyor. Bu sayede sokak köpeği vakalarında hızlı ve şeffaf çözümler üretilirken, birey temelli alınan aksiyonla belediyelerin veterinerlik hizmetlerinin verimli kullanımı sağlanacak. SemtPati projesinin mobil uygulaması Apple Store ve Google Play üzerinden akıllı telefonlara indirilebiliyor. |