Umut Çocukları Derneği’nin desteğiyle sokak çocuklarının çıkardığı ‘Sokak Kedisi’ dergisinin ikinci sayısı yayınlandı. Mine Kılıç, derginin çıkış öyküsünü yazdı. Sosyal devlet kavramının ütopya olduğu bizimki gibi ülkelerde vatandaşlar bilir ki “Burada insana değer verilmez.” Trafik kazası geçirseniz kimse durup yardım etmez, arabalar üzerinizden geçer. Yardım etmeye kalkan biri olursa onun da üzerinden geçerler. Hastalanan ama parası olmayan hastane hastane gezer ve ya ölür ya da sakat kalır. Yollarda ambulanslara yol verilmez, yol verenler hemen ambulansın arkasına geçip yaptıkları iyiliğin karşılığını almaya çalışır. Böyle ülkelerde milli sevinçler bile “şiddetlidir”. Silah sıkılarak kutlama yapılır. Milli sevincin boyutu arttıkça, sevince kurban gidenlerin sayısı da artar. Bu kurbanların çoğu da çocuktur. Sosyal devletin yerinde yeller esen ülkelerde kadınlar ve çocuklar iyi eğitim alamaz, şiddetin, tacizin ve tecavüzün en aşağılık versiyonlarına maruz kalır. Devletin korumaya aldığı çocuklara “koruma alanlarında koruyucular tarafından” tecavüz ve işkence edilir. Bu ülkelerde en çok çocuğu en fakirler yapar. Fakir ailelerin fakir çocukları sokaklara salınır, dilencilik yaptırılır, gerekirse organları azaltılır ki çocuk daha inandırıcı dilensin ve daha çok para getirsin. Çocuklar gruplar halinde arabaların üzerine salınır. Ya camları silmeleri istenir ya da kırmaları beklenir... Bu derginin adı: Sokak Kedisi Yine de sokağa çıkmak iyidir. Sokakta kafanızı kaldırarak yürürseniz her gün yeni bir şey öğrenip yeni insanlar tanıyabilirsiniz. Bazen de çocuklar tanırsınız. Onlardan bir şeyler satın alırsınız. Benim gibi “Sokakta bir şeyler satan çocuklardan hiçbir şey almam” diyenlerden de olabilirsiniz ama prensipler de delinebilir. Ve bir değil iki şey alırsınız. Çocuk size “Abla, bu da ikinci baskı” der. Sattığı derginin ikinci sayısından söz etmektedir. Ne bilsin sayıyla baskı arasındaki farkı... Bu derginin adı “Sokak Kedisi”. Sokak çocuklarının dergisi. Logosu yesil zemin üzerinde el ele tutuşmuş iki beyaz kedicik. Logonun altında “sosyal sorumluluk dergisidir” diye yazıyor. Logonun üzerinde ise başka bir yazı var: “KENDİNE YARDIM PROJESİ”. 3 YTL’den satılıyor. İki sayıyı birden alınca küçük sokak kedisinin yüzündeki mutluluğu görmeliydiniz. Yüz kirlenebilir ama gülen bir yüzde parıldayan gözler her zaman tertemizdir. Kalbin güzelliğini, temizliğini yansıtır. Dergi çıkarmak kolay iş değil ama sokak kedileri başarmışlar. Hem de iki kez. İki sayı basmışlar. İlan almayı da başarmışlar. Umut Çocukları Derneği ile Beta Ayakkabı (Onları unutmadık! Projesi için), Aypaş Elektronik, Fabrika Basım, International K-9 Horse Club, Yeşilköy Balıkçısı, SUCSR – Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ajansı reklamverenler arasında. Ama yetersiz. Kurumsal sosyal sorumluluk konusunda projeler yürüten tüm firmaların bu dergiye destek olması gerekiyor. Derginin içeriği dopdolu. Mizanpaj belki amatörce ama belli ki şevkle yapılmış. Ayrıntılar düşünülmüş, yazılar özenle düzeltilmiş. Röportajlar, makaleler, köşe yazıları, kısa haberler ve sivil toplum kuruluşlarından haberler... Kısaca dergide her şey var. Özellikle küçük sokak kedilerinin öyküleri can yakıcı. Çünkü tamamen gerçek, abartılmadan ve tüm çıplaklığıyla anlatılmış. Derginin imtiyaz sahibi Ferhat Şahin eski sokak kedilerinden. Sokağa düşme değil, sokağa kaçma öyküsünü yazmış. Babasının işsiz kalmasıyla birlikte annesinin, kendisiyle ve abisinin 7 ve 8 yaşlarında kabusa dönen hayatlarını kaleme almış. Üçünün ortak noktası her gün “babadan” dayak yemeleri. Ayakkabı boyayıp eve para götürmek zorundalar. Bunu yapamayınca dayak yiyorlar. “İş hayatındaki başarısızlıkları"nın cezasını babaları verirken okuldaki başarısızlıklarının cezasını öğretmenleri veriyor. Ceza yöntemleri aynı: Dayak! Eve eli boş geldiklerinde bahçedeki kavak ağacına bağlanarak dövülüyorlar. Araya giren anne de “acıdan” payını alıyor. Ferhat dayaktan kaçmak için komşularının ahırlarına saklanıyor ama her seferinde eve teslim ediliyor. Sonunda bir trene atlayıp kendini kurtarıyor ya da öyle sanıyor. Haydarpaşa’da trenden iner inmez yakalanıyor, eve dönmemek için yalan söylüyor ve Kadıköy Yeldeğirmeni Yurdu’na teslim ediliyor. Sokak kedileriyle o zaman tanışıyor ve yurttan da kaçarak onlardan biri oluyor. Ondan sonraki hayatı, babasından yediği dayakları aratan acılarla dolu... Ama hayat sonunda ona gülüyor. Sokak çocuklarına iş alanı yaratmak için bir sosyal sorumluluk projesi geliştiriliyor. Kayra isimli bir şirket kuruluyor ve şirket "Sokak Kedisi" dergisini çıkarıyor. Ferhat bu dergininin yöneticilerinden biri artık... Satılan her bir dergi sokak kedilerini ev kedisi haline getirmek için büyük bir adım demek. Dergileri Bakırköy Meydanı’ndan aldım. Yolu oraya düşenler sokak kedilerine mutlaka uğramalı... Dergi hakkında bilgi almak isteyenler 0212 672 32 64'ü, reklam vermek isteyenler ise 0212 852 58 40’ı arayabilirler. Sokak kedilerinin henüz yapım aşamasında olan bir de web sitesi var: www.kayramedya.com. Mine Kılıç (kaynak:www.yenibiris.com)