Sol partiler AKP'ye kaptırdıkları 'Karadeniz'deki kalelerinde' referandumda iddialı

Yemyeşil dağlarla hırçın bir denizi bıçak gibi ayıran otoyolun üzerinde ucu bucağı gözükmeyen tır kuyrukları...

Burası Türkiye'nin Gürcistan'la sınır kapısı olan Artvin'in Hopa ilçesi.

Milliyetçi ve muhafazakar partilerin oy deposu olan Doğu Karadeniz'de, Artvin ve Hopa, AKP'nin renklerinin hakim olduğu seçim haritasına kısa süre önceye kadar farklı renkler katan yerlerdi.

Fakat "solun kaleleri" olarak bilinen bu iki belediye, 2014'teki yerel seçimlerde AKP'ye geçti.

Yine de Hopa'nın sokaklarında "Hayır" afişleri hakim.

hiçbir hayır afişi görülmüyordu

Hopa'da ise kentin girişinden itibaren her yerde "Hayır" var. "Evet" billboardlarının üzerleri bile "Hayır" ilanlarıyla kaplı.

Sokaktaki insanların da neredeyse tamamı "Hayır" diyeceğini söylüyor. "Hopa'yı dolaştın, 'Evet' diyeni gördün mü" diye soruyor Hopalı bir kadın.

Son üç yerel seçimde belediyeyi sırasıyla Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), CHP ve AKP'nin aldığı Hopa'da 2014'te kazananı yalnızca 23 oy belirledi.

AKP'nin yüzde 40 oyla kazandığı ilçede sol oylar toplamda yüzde 50'yi aşsa da bunların CHP, ÖDP ve HDP arasında bölünmesinin iktidar partisinin zaferinde büyük etkisi oldu.

Karadeniz'in geri kalanında ofis bile açmakta zorlanan HDP'nin ise burada yüzde 5'den fazla oyu vardı.

Cumhurbaşkanlığı ve son iki genel seçimde de Hopa'da Karadeniz ortalamasının çok üstünde oy alan HDP'nin binasına saldırılar düzenlenmişti.

"Rize ve Trabzon'dan neredeyse ilan edilerek Hopa'ya gelindi, ofisimize girildi, camlar kırıldı, tabela indirilmeye kalkıldı, yakılmaya çalışıldı" diyor Hopa'nın iki dönem önceki ÖDP'li belediye başkanı, sonradan HDP'ye geçen Yılmaz Topaloğlu.

Karadeniz'de Samsun'un doğusundaki tek HDP ofisinin tabelasında hâlâ kurşun izleri var.

Topaloğlu, bu izlerin silinmemesi için tabelalarını yenilemediklerini söylüyor ve ekliyor:

"Israrla biz tabelamızla faaliyetimizi sürdürdüğümüz yerdeyiz. Kışkırtma ve özel çabalar olmadığı sürece yerelden herhangi bir saldırı olmuyor."

Eski belediye başkanı, HDP'nin Cumhurbaşkanlığı, 2015'teki genel seçimler ve yerel seçimlerde Karadeniz'de en yüksek oyu aldığı ilçe olan Hopa'da faaliyet göstermelerinin, burada etkili olan sol örgütler sayesinde daha kolay olduğunu vurguluyor.

Ama yine de yasal olarak yaşadıkları sıkıntılar olduğunu söyleyen Topaloğlu, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde parktaki ağaçlara seçim afişi açtığı için 3 yıl hapis cezası aldığını, eşinin ise 2014'teki yerel seçimdeki sloganları olan "5. sıra 5 bin oy" sloganını Facebook'ta paylaştığı için 2017'de "terör örgütü üyeliği" iddiasıyla açığa alındığını belirtiyor.

Belediye yönetiminin ÖDP'den CHP'ye ve AKP'ye geçişini 'matematiksel dizilişteki hatalara' bağlayan Topaloğlu, referandumda ilçede yüzde 65'in üzerinde bir "Hayır" oyu bekliyor.

Hopa'da yaşayan ÖDP Artvin İl Başkanı Mahmut Zeytinci, Hopa'da solun 12 Eylül 1980 öncesinden beri politik altyapısının olduğunu ve bugün bu sayede solun etkili olduğunu söylüyor.

ÖDP, 2014'teki yerel seçimde yüzde 8 oy almıştı Hopa'da.

Buradaki sol örgütlerin 1980 öncesinde Hopa'da yaşanan Hemşinli-Laz çatışmasını önleyen bir politika izlemesinin de bunda rolü olduğunu belirten Zeytinci, 1980 sonrasında ise Türkiye'nin başka bölgelerinde eski solcuların meyhanecilik yapıp alkolizm batağına düşerken Hopa'da bunun yaşanmamasının yeniden örgütlenmeyi ve gençleri etkilemeyi kolaylaştırdığını anlatıyor.

Zeytinci, 2004'te oyların 5 parti arasında bölünmesi sayesinde görece düşük bir oy oranıyla aldıkları belediyeyi parti içi bölünmeler ve sonraki seçimde oyların daha az parti arasında dağılması sonucu kaybettiklerini söylüyor.

Mahmut Zeytinci de Hopa'da "Hayır" çıkacağından emin:

"En az yüzde 70 çıkar Hopa'da."

AKP'nin bugün Hopa'da eskisinden de daha az etkin olduğunu belirten Zeytinci, bunun nedeninin partinin ilçedeki önemli bazı isimlerinin Gülen operasyonlarında tutuklanması oluğunu söylüyor.

Zeytinci, insanların görevinin her dönemde iktidarı yavaşlatmak olduğunu, bu referandumun da bu hedef için önemli bir imkan sağladığını belirtiyor:

"Bizim temel sorunumuz Tayyip Erdoğan'la değil. Temel sorun Türkiye'de kapitalizmin vahşi bir şekilde hayata geçirilmesi son 15 yıldır. Tayyip Erdoğan bunun adıdır. Bunun yerine gelecek bir iktidar da bu düzeni devam ettirme sözü verirse gelecek. Ya da biz bu düzeni bozarsak, başka bir iktidar gelecek."

AKP'ye yoğun bir muhalefetin bulunduğu ilçe, iktidarın da pek ziyaret ettiği bir yer değildi.

Fakat 2011'de dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hopa'da miting düzenleme arzusunun sonucu ağır oldu.

Erdoğan'ın Hopa ziyareti sırasında, biri polis biri de Hopa'da öğretmenlik yapan Metin Lokumcu olmak üzere iki kişi yaşamını yitirdi.

Yaşananlar kentin hafızasında hâlâ taze. Lokumcu için her yıl anma etkinlikleri düzenleniyor.

Hem yerel seçimde Hopa'da gerçekleştirdikleri sürprizi tekrar edip edemeyeceklerini hem de Metin Lokumcu'nun ölümüyle ilgili görüşmek istediğim AKP Hopa İlçe Başkanı İlyas Güven ile önce yoğun programı, sonrasında ise telefonda beyanat vermek istememesi nedeniyle konuşmak mümkün olmadı.

Hopa'dan yaklaşık bir saat süren otobüs yolculuğunun ardından Türkiye'nin en büyük Atatürk heykelinin önünden geçerek CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Yerel seçimde kaybettiğimize en çok üzüldüğüm il" dediği Artvin'e ulaşıyorum.

2010 referandumunda Karadeniz'de "Hayır" oyunun çoğunlukta olduğu tek il olan Artvin'in belediye başkanlığı 2014 yerel seçiminde CHP'den AKP'ye geçti.

1 Kasım 2015'te de AKP il genelinde en çok oy alan parti oldu.

Yine de Artvin, 1 Kasım'da AKP'nin Karadeniz'de en düşük oyu aldığı ildi.

Karadeniz bölgesinde gittiğim diğer her kentte bir numaraları gündemlerini sorduğumda işsizlik yanıtını almıştım. Fakat bu soruya Artvin'de farklı bir yanıt veriliyor: Cerattepe.

Geçen yıl Artvin merkezinin hemen üstünde bulunan Cerattepe'ye maden yapılmasına yönelik karar ve maden şirketinin Cerattepe'ye çıkmasını engelleyen halkın kolluk kuvvetleri tarafından dağıtılması, Karadeniz'in son dönemde gördüğü en büyük toplumsal olaylardı.

Kolluk kuvvetleriyle eylemciler arasında yaşanan ve günler süren çatışmalarda iki taraftan da insanlar yaralanırken, yıllar öncesinden kapılarına "Bu işyeri Cerattepe'ye müdahale edildiği anda kapatılacaktır" ilanı asan Artvin esnafı günlerce kepenk indirdi.

Geçen yıl yaşanan bu olaylar Artvinlilerin referandumda vereceği oyu etkiledi mi?

Bunu Artvinlilere sorduk.

AKP'nin Artvin'deki kurucularından, eski il başkanı ve günümüzde de disiplin kurulu başkanlığını yürüten Ahmet Özçelik, "O günün kalıntılarından biraz sıkıntılar yaşanıyor. Zaman zaman konuşuyoruz, AK Partili olmayıp da AK Parti'ye oy veren insanlardan olumsuz şeyler duyuyoruz." diyor.

Özçelik, protestolar ve devletin bunlara müdahale etmesi ile ilgili olarak ise şunları söylüyor:

"Yapmış olduğumuz hareketler, tavırlarla devlet üstü bir oluşum içine girmek de hoş değildi, dışardan yedi vilayetten gelen polisin buradaki insanlara yaptıkları da hoş değildi."

Ahmet Özçelik, Artvin'in de solun kalesi değil bundan sonra "hizmet halesi" olduğunu söylüyor:

"Artvin'de yalnızca iki belediyemiz vardı, bunların yaptığı hizmetleri diğerleri de gördü ve AK Parti'ye buradaki belediyeyi teslim ettiler."

Referandumda Artvin'de en az yüzde 55 "Evet" oyu bekleyen Özçelik, "tek adam" eleştirilerinin haksızlığını ise şöyle ifade ediyor:

"Zaten şu anda tek adam sistemi cumhurbaşkanı. Şu anda cumhurbaşkanını yargılayacak bir sistem mi var? Ama şimdi cumhurbaşkanının yapmış olduğu yanlışı parlamentodaki 600 vekilin 400'üyle seçime götürebiliyor."

Özçelik, Artvin'de madenin mümkünse çevreye zarar verilmeden çıkarılması gerektiğini, fakat çevreye zarar verilerek çıkarılacaksa da Artvin halkının mağdur edilmeyeceğini, gerekirse kentin başka bir yere taşınabileceğini düşünüyor:

"Koskoca devlet yurt dışında sıkıntıya düşen insanları sahiplenmiş, kol kanat germiş, Artvinliye de sahip çıkar diye düşünüyoruz. Ben önce Allah'a sonra da bu devlete inanmak, güvenmek zorundayım."

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan ise Artvin'de toplumsal psikolojinin Cerattepe'de yaşananlardan ciddi oranda etkilendiğini söylüyor:

"Devletiyle çok karşı karşıya gelen bir halk değildi Artvin halkı. Artvin ilk defa plastik mermi ve biber gazıyla tanışmış oldu. Terörü yaratan devlet güçleri, biz devlete terör yaratmıyoruz."

Karahan, Artvin'de OHAL'in üzerine ek olarak bir de valilik tarafından ilan edilen yasakların yoğun olarak hissedildiğini, madene karşı protestoların engellenmesi amacıyla getirilen bu yasaklar nedeniyle kentte basın açıklaması ve yürüyüşler de dahil olmak üzere pek çok şeyin yasaklandığını anlatıyor.

Madene karşı kazandıkları davalara rağmen madenin hayata geçmesine yönelik faaliyetlerin devam etmesinin bölgedeki insanların hukuka ve devlete güvenini azalttığını söylüyor Neşe Karahan.

Artvin'de "Hayır" oylarının önde olacağını söyleyen Karahan, "Bu bir siyasi seçim değil, bu bir yaşamsal seçim" diyor ve ekliyor:

"Dünyanın bize ihtiyacı yok, bizim dünyaya ihtiyacımız var ve eğer biraz daha ona eziyet edersek bizi silkeler atar ama dünya yine dönmeye devam eder. Biz de felaketlerle baş başa kalırız."

Artvin'de "Hayır" çıkmasını bekleyen bir diğer kişi de CHP Merkez İlçe Başkanı İlyas Şahin. Tanıdıkları CHP'lilerden sağduyulu olanların referandumda "Evet" diyeğini söylediğini belirten AKP'li Ahmet Özçelik'e yanıt olarak İlyas Şahin de AKP'lilerden çok sayıda kişinin "Hayır" oyu kullanacağını söylüyor.

Artvin'in bir numaralı gündeminin Cerattepe olduğunu belirten Şahin, bu mücadelenin Artvin'de siyaset üzeri bir konu olarak görüldüğünü vurguluyor:

"Yok olma var olma mücadelesi veriyoruz burada."

Lehlerine olan mahkeme kararlarının genelgelerle yok sayıldığını söyleyen Şahin, Artvin'de yüzde 55 üzeri "Hayır" bekliyor.

"Karadeniz'de "solun kalesi" olarak bilinen Artvin ve ilçesi Hopa'nın sokaklarında "Hayır" oyları önde gözüküyor. Sonuç ne olursa olsun 16 Nisan akşamı Karadeniz'de "Hayır" oranının en yüksek çıkacağı yerler arasında Artvin ve Hopa'nın da bulunması sürpriz olmayacak.