Soma’da 301 işçinin yaşamını yitirdiği Türkiye’nin en büyük maden faciasında Soma Holding Genel Müdürü Ramazan Doğru, mahkemede “Bana verilen yetki imzası sahte” diyerek Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ı suçladı. Gürkan ise genel kurul belgesini gösterip Doğru’yu suçladı. Önce “denetimli serbestlik” isteyen savcı, ikinci kez sorguladığı Gürkan için “sahte imza” iddiasından sonra tutuklama istedi. Soruşturmada Can Gürkan ve Ramazan Doğru’yla birlikte 8 kişi tutuklandı. 8 kişi savcılıkça, 9 kişi de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Soma’da 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili Akhisar Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada mahkemeye çıkarılan şirket yetkilileri arasında çatlak çıktı. Hâkimin önünde “sahte imza restleşmesi” yaşandı.
Fevzi Kızılkoyun'un Hürriyet'teki haberine göre, 5 sorgu savcısı, şüphelilere 9 soru yöneltti. Hangi görevi üstlendikleri, kaç yıldır çalıştıkları ve maaşlarının yanı sıra kazanın sebebi ve sorumlularını ortaya çıkarabilecek 5 soru dikkat çekti.
Savcılık, “Sensörler uyarı vermesine rağmen niye önlem alınmadı”, “Karbonmonoksit oranı yüzde 50’nin üzerine çıkmış ne önlem aldınız”, “Yaşam odası var mıydı”, “Sensörlerin karbonmonoksit ve ısı artışı uyarısına rağmen ne önlem alındı” ve “Daha önce de benzer yangın çıktı mı, çıktıysa ne gibi önlemler alındı?” sorularına yanıt istedi. Şüpheliler, faciada sorumlulukları olmadığını savundu.
Mahkemeye çıkarılan Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisleri Yalçın Erdoğan, Ertan Ersoy, vardiya amirleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık ve teknisyen Mehmet Ali Günay tutuklandı.
Başsavcı, ölenlerden 3 kişinin faciada sorumlulukları olduğunu açıkladı. Adliyeye gelişinde “Zamanı gelince konuşacağız” diyen Can Gürkan’ın savcılıktaki sorgusunda, “Çok üzgünüm. Olaydan sonra gözüme uyku girmedi. Olayda ne benim, ne de şirketin bir ihmali söz konusudur. Olay kazadan ibaret” dedi.
Yönetim kurulu başkanı Can Gürkan, üç saat savcılık sorgusunun ardından “denetimli serbestlik” istemiyle bırakılmak üzere savcı tarafından mahkemeye sevk edildi. Savcının Gürkan için denetimli serbestlik istemesinin nedeni de ortaya çıktı. Bu kararın, Gürkan’ın savcıya işletme ile ilgili bütün sorumluluğun genel müdür Ramazan Doğru’ya ait olduğuna dair yönetim kurulunda alınan karar metnini ibraz etmesi neticesinde alındığı iddia edildi. Gürkan, Ticaret Sicil Dosyası içindeki yetki belgesini de delil olarak savcılığa sundu.
Şirketin genel müdürü Ramazan Doğru ise Gürkan’ın savcıya verdiği belgedeki imzanın sahte olduğunu iddia etti. Bunun üzerine savcı, Can Gürkan için ek gözaltı süresi isteyerek sorgu için yeniden savcılığa götürdü. Ramazan Doğru ise mahkemece tutuklandı. Doğru’nun şirket avukatı yerine İzmir Barosu’na kayıtlı kendi avukatı tarafından savunulması dikkat çekti.
Doğru’nun sahte imza iddiası sonrasında ek gözaltı süresi istenen Gürkan ikinci kez savcı karşısına çıktı. Gürkan, genel müdürünün yalan söylediğini anlattı. Sorgu savcısı belgelerdeki imzaların incelenmesi ve yeni iddiaları göz önünde bulundurarak Gürkan’ı bu kez tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti.
Adli kontrol şartıyla serbest kalan Vardiya Amiri Halil Sarı, mahkemedeki ifadesinde, “Geçen sene hatırlamadığım bir tarihte karbonmonoksit yoğunlaşması nedeniyle bir panoda üretim durdu. Ayak külle dolduruldu. 6 ay sonra tekrar faaliyete başlandı. Yaklaşık 6-8 ay önce S panosunda benzer bir şekilde karbonmonoksit yoğunlaşması olmuştu. Kül basılarak 2 ay üretim durdurulmuştu. Daha sonra tekrar üretime başlandığını hatırlıyorum” dedi.
Tutuklanan mühendis Yalçın Erdoğan da ifadesinde, “Görevim gereği vardiya sırasında ocak içerisindeki gaz oranını tespit ediyorum. Bu olaydan önce de ocak içerisinde görevim gereği yapmış olduğum gaz ölçümlerinde olması gerekenden farklı bir gaz oranı ölçmedim” savunmasını yaptı. Tutuklanan mühendis Ertan Ersoy, madende ortaya çıkan fiziki aksaklıkları tutanak halinde işlediğini, gaz ölçümlerinde yapılması gerekenlerin kendi sorumluluğunda olmadığını söyledi.
Adliyeye gelişinde “Zamanı gelince konuşacağız” diyen Soma Maden ve Soma Holding sahibi Alp Gürkan’ın oğlu ve işletmenin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın savcılıktaki sorgusunda, “Çok üzgünüm. Olaydan sonra gözüme uyku girmedi. Olayda ne benim ne de şirketin bir ihmali söz konusudur. Olay kazadan ibaret” dediği öğrenildi.
Milliyet gazetesinde yer alan, tutuklanan şüphelilerin tutanaklarında savcılar ve mahkeme hâkiminin, sorguda, bilirkişi ön raporlarını esas aldığı anlaşıldı. Raporlarda, ocakta gaz ölçümü yapan sensörlerin log kayıtlarına göre karbonmonoksit ölçümlerinin belli dönemlerde yükseldiği, olayın meydana geldiği gün yapılan ölçümlerde yine bu ölçüm değerlerinin yüksek gösterdiği, bazı günlerde 50 birimin üstüne çıktığının tespit edildiği, buna rağmen şirketin önlem almamak ve üretimi sürdürmek için bir önlem almadığı gibi nezaretçi defterine de işlemediği belirtildi.
Savcılar, Çelik’e, “Mevzuat gereği bu durumun teknik nezaretçi defterinde kayıt altına alınması, sizin de bu deftere imza atarak alınan önlemleri yine deftere yazmanız gerekiyor. Ancak, defterde imzanız yer almıyor. Bunun gerekçesi nedir” sorusunu yöneltti. Çelik, şunları söyledi:
“Olay günü, saat 15.00 sıralarında madendeki arkadaşlardan biri telefonla aradı. U3 bölgesi olarak tanımlanan yerden Duman çıktığını söyledi. Çocuğumun rahatsızlığı nedeniyle madene 1 saat sonra gittim. Kömür kızışması doğal bir olaydır, kendiliğinden gerçekleşir. Olayın sebebini ben de bilmiyorum. Çalıştığım süre boyunca söz konusu maden ocağında herhangi bir anormallik görmedim. Görseydim de, özellikle olay günü hiç kimseyi ocağa sokmazdım. S panosunun yukarısında 340 doğrusu diye tabir ettiğimiz yerüstüne bağlantı ocak içinden hariç ve temiz havanın olduğu yer üstüne 300 metre sonra çıkabilecek bir kaçış yolumuz mevcuttur. Bu yaşam odasından daha öncelikli ve faydalı bir yerdir. A panosunda da yaşam odasının yapılması konusunda çalışmalara başlanmıştı. Görevim gereği teknik nezaretçi defterine teknik nezaretçinin yazmış olduğu aksaklıklara ilişkin tutanakta belirtilen varsa aksaklıkları düzeltmek ile görevliyim. Maden içindeki gaz değişimine ilişkin ölçümleri yapan sensörler ve bu sensörlerin ölçümlerini takip eden görevliler bulunmaktadır. Kaza sırasında madene girerek işçilerin kurtarılması çalışmasına bizzat katıldım. Bu nedenle ölüm tehlikesi geçirdim. Şu anda psikolojik olarak ifade verecek durumda değilim.”
Çelik’in işaret ettiği ve tutuklananlar arasında bulunan teknik nezaretçi Ertan Ersoy ise şunları anlattı:
“Ben teknik nezaretçi olarak görev yapıyorum. Nezaretçi defterine madende ortaya çıkan madenin fiziki şartlarına yönelik olarak aksaklıkları tutanak halinde işliyorum. Ancak gaz ölçüm sensörlerinin olması gerekenden yüksek ölçüm yaptığında bu durumdan sorumlu olan ekip, iş sağlığı güvenliği ekibidir. Olayın çıkış sebebinde görevime ilişkin herhangi bir aksaklığın olmadığı kanaatindeyim.”
Mahkeme, tutuklama kararında, “Gaz ölçüm sensörlerine ait çıktılar incelendiğinde karbonmonoksit değerinin soruşturmaya konu olaydan önce ve olay sırasında olması gerekenden yüksek olduğu, yine karbonmonoksit değerinin ani yükselmiş olduğu, ancak bu durumun teknik nezaretçi defteri gibi maden içerisindeki aksaklıkların yazılması gereken defterlere ve tutanaklara geçirilmediği” ifadelerine yer verildi.
Sorgusunun ardından serbest bırakılan vardiya amirlerinden Halil Sarı’nın ise ifadesinde, “Geçen sene hatırlamadığım bir tarihte karbonmonoksit yoğunlaşması nedeniyle H2 yarı mekanize üretim durdu ayak külle doldurulmuştu. 6 ay sonra tekrar faaliyete başlandı. Yaklaşık 6-8 ay önce S panosunda benzer şekilde karbonmonoksit yoğunlaşması olmuştu. Kül basılarak iki ay üretim durdurulmuştu. Bu kararlar iş güvenliği ile ilgili defterlerden görülebilir diye düşünüyorum. Bunlar sadece benim hatırladıklarım” dediği öğrenildi.
Soma Kömür AŞ’nin mevcut yönetimi; Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, yönetim kurulu üyeleri Mustafa Yiğit ve Ramazan Doğru olarak gözüküyor. Soma Kömür AŞ, 24 Aralık 2013 tarihinde genel kurulunu yaptı. Genel kurulla ilgili bilgiler 7 Ocak 2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandı. Bu tarihe kadar yönetimde yer alan Alp Gürkan, yapılan genel kurulda yönetimden ayrıldı, yerine Ramazan Doğru getirildi. Aynı gün yönetime alınan Ramazan Doğru, iş kazaları nedeniyle doğacak hukuki ve cezai soruşturmalar için tek yetkili, Mustafa Yiğit de mali mevzuat ve vergi açısından doğabilecek cezai ve hukuki durumlar için yetkili yönetim kurulu üyesi olarak seçildi.