Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın ardından hem savcılığın, hem de bilirkişilerin taleplerine rağmen 'hiç olmadığı' söylenen, madende kullanılan patlayıcıların kaydedildiği topçu defterleri ile barutçu kayıt çizelgeleri, tutuksuz sanıkların ifadelerinde varlığını itiraf etmelerinin ardından mahkeme kararıyla maden ocağının idari birimlerinde yapılan aramada bulundu.
Aramalarda toplam 99 topçu defteri, 14 barutçu sandıkçı teslim çizelgesi ile 223 barutçu kayıt çizelgesine el konuldu. Bu defterlerin incelenmesiyle, bilirkişi raporlarında sık sık değinilen korbonmonoksit gazının, zaman zaman ölümcül 500 PPM değerlerine kadar çıkmasının nedenleri de ortaya çıkmış olacak.
DHA’da yer alan habere göre, Soma'da geçen 13 Mayıs'ta meydana gelen maden faciasında, 301 işçi hayatını kaybetti. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Faciadan yaklaşık 6 ay sonra Soma Cumhuriyet Savcılığının 3 Kasım'da Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği fezleke, 19 Kasım'da iddianame olarak Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunuldu. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nin 25 Kasım'da, iade ettiği iddianamenin 2 Mart 2015 tarihinde yenilenmiş şekilde sunulmasınını ardından ise 13 Nisan tarihinde yargılamaya başlandı.
Davada, tutuklu 8 kişi için, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istendi. Tutuksuz 37 sanık için de, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar değişen hapis cezaları talep edildi. Ancak bu sanıklardan 25'inin cezalarının, kusur durumundan dolayı üçte bir oranında artırılması talep edildi.
Cumhuriyet savcılığı ve bilirkişi heyetleri, soruşturma zamanında sık sık şirketten, ocaktaki karbonmonoksit gazını insan hayatı için tehlikeli sınır olan 50 PPM'in üzerinde gösteren sensör değerleriyle karşılaştırmak için kullanılan barut miktarını gösteren 'topçu defterleri'ni istedi. Ancak şirket yetkilileri, böyle bir defterin ellerinde olmadığını, var olan bazı kayıtların ise, facia sırasında yaşanan kargaşadan dolayı kayıp olduğunu bilgisini verdi.
Ancak yargılama sırasında, tutuklu sanıkların ifade işlemlerinin tamamlanıp tutuksuz sanıklara geçilmesiyle önemli bir de itiraf geldi. Tutuksuz sanıklar, ocak içerisinde kullanılan top atışı olarak isimlendirilen dinamit patlatmaları için 'topçu defteri' tuttuklarını, patlatılan dinamit miktarını, ne zaman nerede ve kimlerce patlatıldığının buraya kaydedildiği itirafında bulundu. Tutuksuz sanıklar, bunun yanı sıra 11 aydır kayıp ya da olmadığı söyleyen defterlerin avukatlarında olduğunu ve mahnkemeye sunacaklarının bilgisini verdi. Bunun üzerine söz alan avukatlar da, defterlerin tasnif işlemini yaptıklarını, sonrasında mahkemeye sunacaklarını açıkladı.
Ortaya çıkan bu gelişmeye tepki gösteren ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile avukatlardan Nergiz Tuba Aslan, bunun delil karartma olduğunu ve işlenen büyük biri suçun itiraf edildiğini açıkladı.
24 Nisan'da sonuçlanan Soma Davası'nın ilk duruşmasının ara kararında Hakim Aytaç Ballı, şirketten bu defterlerin bulunması için savcılığa yazı yazılmasına karar verdi. Mahkeme kararından sonra harekete geçen Soma Cumhuriyet Savcılığı, facianın yaşandığı maden ocağının idari birimlerindeki aramalarında, daha önce hem savcılığa hem de bilirkişi heyetine yok denilen 9 topçu defterleri, 14 barutçu ve sandıkçı teslim çizelgesi ile 92 barutçu kayıt çizelgesi ele geçirildi. Ardından yöneticilerden alınan bilgi üzerine şirket merkezinde aramalarda da, 2014 yılına ait, 90 topçu defterleri ile 131 barutçu kayıt çizelgesi daha bulundu. Bu defter ve çizelgeler de, savcılığın tatanağıyla yargılamanın yapıldığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ne teslim edildi.
Ocak içerisinde kullanılan 'top atışı' olarak adlandırılan dinamit patlatmalarında, kullanılan patlayıcı miktarını, ne zaman nerede ve kimlerce patlatıldığının belirleneceği defterlerin incelemesiyle, dava için önemli bilgilerin de bulunacağı öğrenildi. Bilirkişi heyetinin raporlarında ifade ettikleri sensörlerin sık sık karbonmonoksit gazının insan için ölüm dereceği olan 50 PPM'in üzerine çıkmasındaki sırrın da yine bu kayıtlar sayesinde çözüleceği de ileri sürüldü.
Facianın yaşandığı maden ocağında daha önce yok denilen defterlerin bulunmasının ardından açıklama yapan ÇHD adına davayı takip eden mağdur avukatlarından Nergiz Tuba Aslan, "Savcılık soruşturma aşamasında istediği halde şirket tarafından sunulmamış ve saklanmış. Yargılamada tutuksuz sanıklar ağızlarından kaçırınca yargılamanın gidişatını etkileyecek olan bu defterleri teslim etmek zorunda kaldılar. Ceza soruşturmasında delillerin tasnifi suçtur. Sanıklar yönünden de tutuklanma sebebidir. Delilerin karartılması saklanması gizlenmesi tutuklama nedenidir. Burada şu ortaya çıktı. Sorumlu olan kişi ve şirket açıkça maddi gerçek ortaya çıkmasın diye delileri sunmamıştır. Sanıkların defterlerin avukatlarında olduğunu söylemesi, avukatların da bunu kabul etmesine biz tepki gösterdik. Bunun sonrasında bu defterlerin avukatlarca işletmeye gönderilmiş olduğunu anlıyoruz" dedi.