Denetimsiz ve iş güvenliği koşullarının yeterli miktarda sağlanmadığı madenler can almaya devam ediyor. Siirt’in Şirvan ilçesi Maden Köyü’nde bulunan bakır madeni sahasında aşırı yağış nedeniyle heyelan meydana gelmesinin ardından gözler tekrar iş güvenliği konusuna çevrildi. Son beş yılda iş cinayetinde hayatını kaybeden madenci sayısının 500'ü aştığı ülkede, yıllık ölümlü iş kazaları oranı azalmak yerine yükseldi.
Siirt, Batman, Bitlis, Diyarbakır, Van, Erzurum’dan sevk edilen ekipler gece boyu arama kurtarma çalışması yaptı. Aramalarda 5 işçinin cansız bedenine ulaşıldı.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, cansız bedenlerine ulaşılan ekskavatör operatörü Murat Ant ile kamyon şoförü Reşit Can, Siirt’te toprağa verilirken, cesedi çıkarılan diğer iki kişinin ise ekskavatör operatörü Savaş Kızılkan ve kamyon şoförü Bedrettin Çaylı olduğu öğrenildi.
Siirt Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, heyelan sonucu 1 milyon metreküplük bir toprak hareketi oluştuğu belirtilerek “Çalışmalar aralıksız sürüyor. 90 arama kurtarma personeli, 2 helikopter, 1 uçak ile çalışmalara destek verilmektedir” dendi. Maden sahasında açıklama yapan Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz ise, ilk ihbarın saat 21.00’de geldiğini, AFAD ve Jandarma ekiplerinin saat 22.00’de bölgeye ulaştığını söyledi. Heyelen sahasında risk devam ettiği için sabaha kadar arama işlemi yapamadıklarını söyleyen Tutulmaz, “Gün ağarması ile birlikte arama kurtarma işlemine hızlı başladık. Ancak alanda hâlâ heyelan riski devam etmektedir” dedi. Heyelan sonrasında bölgede bulunan bakır madeni sorumlularından Jeoloji Birim Amiri Kamil Narman, “Her yere anlık ölçüm cihazları yerleştirdik. 6 dakikada bir cihaz ölçüm yapıyor. Dün akşamki çökme de 6 dakikalık zaman içinde olmuş. Gereken her türlü önlemi almıştık. Maden temmuzdan sonra 2 ay tatil edilmişti. Sonra önlemler alınarak yeniden çalışmalara başlamıştık. Dün yaşanan olay sırasında anlık ölçüm cihazlarından hiçbir uyarı almadık” dedi.
Facianın yaşandığı bakır madeninin açılışını dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçekleştirmişti. Ciner Grubu’na bağlı Park Elektrik tarafından işletilen bakır madeninin 2004’te yapılan açılış törenine Erdoğan’ın yanı sıra, dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve dönemin Enerji Bakanı Zeki Ergezen de katılmıştı. 2011’de de yine Ciner Grubu tarafından işletilen Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesindeki Çöllolar Kömür Sahası’nda “şev kayması” meydana gelmiş ve 11 işçi yaşamını yitirmişti. 9 işçinin cenazesi çıkarılmamıştı. Öte yandan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ile Milletvekilleri Ünal Demirtaş, Barış Karadeniz ve Siirt CHP İl Başkanı Nevaf Bilek heyelan bölgesine gitti. Ağbaba, Vali Mustafa Tutulmaz ile görüşerek, çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Son beş yılda iş cinayetine kurban giden madenci sayısının 500ü’ aştığı ülkede, yıllık ölümlü iş kazaları oranı azalmak yerine yükseldi.
Ölümlü maden kazaları, günler geçmesine karşın evlatlarına, eşlerine ulaşamayan işçi yakınlarının üzüntüsünü isyana dönüştürürken dikkatleri de madenlerde artık sıradan bir olaya dönüşen çok kayıplı iş cinayetlerine çevirdi. Aşırı kâr hırsının ve kamunun denetimsizliğinin yol açtığı ölümlerin en büyük nedeni ise AKP hükümetinin 2004’te maden yasasında yaptığı değişiklik.
Madenleri yabancı sermaye ve özel sektöre açan yasa, her yeri maden alanına çevirirken çalışanlarda ve çevrede büyük tahribata yol açtı. Gerek hükümetin ekonomi politikaları gerek bunun sonucu olarak yapılan yasal değişikliklerle üretim hızla kamudan özel sektöre kaydırılırken iş güvenliğinden ve insani çalışma koşullarından yoksun işçiler iki ölümden birine zorlandı: Maden işçisinin kendi deyimiyle ‘işçiler ya madende kazada ölecek ya da işsiz kalacak, açlıktan öleceklerdi’.
İşçilerin, madende ölme ihtimali kesin değil ama gayri insani koşulları kabul etmez de işsiz kalırsa açlıktan öleceği kesindi. Türkiye, gerek normal iş cinayetlerinden gerek ölümlü maden kazalarında ilk sıralarda yer alıyor. Ancak ölüm oranlarına bakıldığında dünyanın en büyük iki üreticisini solladığı görülüyor. Dünyanın en büyük kömür üreticilerinden Çin’de, 2008’de 100 milyon ton başına düşen ölüm sayısı 127 oldu. Çin’de, madenci ölümü 2013’te 37’ye düşerken, yine en büyük kömür üreticilerinden ABD’de de, 100 milyon ton üretim başına 1 ile 6 kişi yaşamını yitirdi. Türkiye’de 2000’de 100 milyon ton başına 710 kişi hayatını kaybederken, 2008’de bu rakam 722’ye çıktı.
2002’de 68 bin olan özel sektör üretimi 2011’de 1 milyon tonu aştı. Soma faicası ile toplam 12 yılda özel ve kaçak madenlerde ölüm 500’e ulaştı. Maden üretimi ve çalışma koşullarında 2002’den itibaren madenlerde ortaya çıkan tablo özetle şöyle:
2001’de Türkiye Kömür İşletmeleri (TTK) 3 milyon 492 bin ton kömür üretti. Bu yıl yaşanan kazalarda 5 madenci yaşamını yitirdi. Aynı yıl özel sektörde 140 bin ton kömür üretildi, 15 madenci yaşamını yitirdi. Sonraki 2002, 2003 ve 2004’te özel sektörün ürettiği kömür yıllık 50 bin tonu bile bulmuyor ama ölümler 17-18 civarında. 2004’te, hükümet 5177 sayılı maden kanununda yaptığı değişiklikle TTK’ye ait havzalarda rödavans sistemine, özelleştirmeye ve taşeronlaştırmaya açtı. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz yeni bir madencilik yasası hazırladık. Maden konusunda yabancı sermayenin Türkiye’ye çekilmesine yönelik çalışmalarımızı hızlandırdık, yabancı sermayeye her kolaylığı sağlıyoruz” diyerek işverenler için tüm engelleri kaldırdı. Tüm potansiyel alanların talanına olanak tanıyan yasa ile her yer maden alanı oldu. O tarihten itibaren de kamu, kârlı görmediği, maliyetli gördüğü alanları çeşitli ihale yöntemleri ile özele devretmeye başladı. Üretim kamuda azalırken gerekli iş güvenliği ve eğitimi verilmeyen, maliyeti artırıcı her türlü önlemden kaçınan bir zihniyetle özel ve kaçak madenlerde üretim arttı. Tabii ki iş cinayetleri de... 2011’e gelindiğinde kamudaki 3.5 milyon tonluk üretim 2.6 milyon tona inerken özel ve kaçak ocaklardaki 50 bin civarındaki üretim de 1.026 milyon tona çıktı.
Soma faciasının ardından madencinin işine yarasın diye torba yasaya koyduğu yenilikler yeni cinayetlerin nedeni oldu. AKP döneminde iş cinayetleri nedeniyle yaşamını yitiren emekçi sayısı 17 bini aştı.