Son tartışmayı kim kazandı?

Son tartışmayı kim kazandı?

ABD'de başkanlık seçimi yarışında başkan adaylar Hillary Clinton ve Donald Trump son kez yüz yüze geldi. BBC muhabiri Anthony Zurcher, adayların performansını yazdı:

Tartışma Trump'ın istediği havada geçmiş olabilir, ancak bu gergin atmosfere ihtiyacı olup olmadığı şüpheli.

ABD halkının güvenini kazanmak için son fırsatında Cumhuriyetçi aday tabanını genişletmek için çaba harcamak zorunda kaldı.

Trump, hakkındaki cinsel taciz iddiaları ile arasına mesafe koymak için bir yol aradı.

Değişimin adayı olarak pozisyon alması gereken Trump, ülkeyi kim daha iyiye doğru değiştirir sorusunun sorulduğu Fox anketinde bir kaç gün önce rakibi Hillary Clinton'ın gerisindeydi.

Yarım saat süren Anayasa Mahkemesi, silahlanma hakkı, kürtaj ve göçmenler konusunda bir başkanlık tartışmasının ardından, Trump moderatörle tartıştı, gerçek ve hayali düşmanlarına saldırdı.

Ardından da Clinton'ı "yalancı ve kötü kadın" olarak niteledi.

Kendisini cinsel tacizle suçlayan kadınları 'dikkat çekmeye çalışmakla' suçladı ya da 'Clinton kampanyasının yardakçıları' olarak tanımladı.

Trump medyanın kamuoyunun kafasını "zehirlediğini" söyledi ve seçimleri kayberderse sonucu kabul edip etmeyeceğini açıklamaktan kaçındı.

Clinton'ın ise Wikileaks belgelerinde ortaya çıkan detaylar ve Clinton Vakfı üzerine e-postaları konusunda savunmaya geçtiği anlar oldu.

Aralarındaki tek fark Clinton'un sükûnetini koruması ve konuyu daha rahat olduğu meselelere çevirmesiydi. Aslında bu ustaca bir darbeyi savuşturma stratejisiydi.

ABD'lilerin sabah kalktıklarında görecekleri tartışmanın geride bırakacağı en önemli başlık hiç kuşkusuz Trump'un seçimlerde hile olacağı iddiasından geri adım atmaması.

Trump aslında bunu söylemek istedi ancak bu Amerikan halkı ya da Amerikan demokrasinin duymak istediği şey değil.

Clinton kendisine yöneltilen zor soruları Trump'ı da içine katan bir tartışmaya çevirmeye çalışırken, ABD'ye yapılan siber saldırıların ardından Rusya çıkarsa Trump'ın Rusya'dan vazgeçip geçemeyeceğini sordu.

Trump Rusya lideri Vladimir Putin'le asla yüz yüze görüşmediğini söyledi ve Clinton'ı yalancılık ve "gerçek Rus kuklası" olmakla suçladı.

Tartışmanın ekonomiyle ilgili bölümünde Trump Clinton'ı ABD ekonomisine zarar verdiğini iddia ettiği serbest ticaret anlaşmalarını desteklemekle suçladı ve "Neden Bayan Clinton 30 yıllık kamu geçmişinde ekonomik reformları başlatmadı? Evet sizin çok tecrübeniz var. Benden daha üstün olan tecrübeniz var ama o da kötü tecrübe. Ne yaptıysanız sonu kötü oldu" dedi.

Saldırılar bazen rakibinizi savunma için hazrılayabilir. Clinton'ın buna yanıtı da hazırdı.

Clinton 1970'li yıllarda çocuk haklarını savunurken Trump'ın Afrikalı Amerikalılara karşı yapılan ayrımcılık suçlamalarıyla uğraştığını söyledi. Dmeokrat parti adayı 1990'larda Başkan eşi olarak kadın haklarını savunurken Trump'ın bir güzellik kraliçesinin kilosuyla alay ettiğini belirtti. Ayrıca Clinton Dışişleri Bakanlığı döneminde Usame Bin Ladin'in evine baskın yapılırken, Trump'ın reality şovlarda boy gösterdiğini hatırlattı.

Clinton "30 yıllık tecrübemi ve bu ülke için yaptıklarımı ve yardım çabalarımı onunla kıyaslamaya hazırım. Kararı Amerikan halkına bırakıyorum" dedi. Bu önceden de dile getirilmiş bir cevap olsa da rakibine darbe indirdi.

Trump tartışmada gündeme gelen kadın hakları konusunda da pek hazırlanmış görünmüyordu.

Trump tarafından taciz edildiğini iddia eden kadınlar gündeme geldiğinde Cumhuriyetçi aday, bu kadınları 'dikkat çekmeye çalışmakla' suçladı, 'Clinton kampanyasının yardakçıları' olduklarını söyledi.

Trump ayrıca suçlamaların büyük oranda 'çürütüldüğünü' de ifade etti. Ancak düşünülünce bu sözlerin güçlü bir inkar olmadığı da görülüyor.

Clinton "Donald kadınları küçük düşürmenin onu büyük gösterdiğini düşünüyor" dedi.

Trump'ın kimsenin kadınlara kendisinden daha fazla saygı duymadığını söylemesi, stüdyoda gülüşmelere neden oldu.

Trump bir sonraki konu başlığında Demokrat rakibini Clinton Vakfı'nın faaliyetleri konusunda sıkıştırdı ve vakfı bir "suç örgütü" olarak tanımladı.

Bunun üzerine Clinton karşı atağa geçti ve Trump Vakfı'nın faaliyetlerini gündeme getirdi. Trump'ın vakıf parasıyla kendine neredeyse 2 metrelik bir portre yaptırdığını söyleyen Clinton, "Bunu kim yapar ki?" diye sordu.

Clinton Vakfı'yla ilgili sorular Trump için puan kazanma fırsatıydı ancak Clinton, rakibinin üstüne gelişini engellemeyi başardı.

Tartışmanın bu noktasında Trump büyük oranda dibe vurmuştu. Clinton en tehlikeli saldırıları savuşturmayı başarmış ve rakibini ilk tartışmada Trump'a puan kaybettiren rahatsız edici davranışlara bir kez daha zorlamıştı.

Sonra Trump'a seçim sonuçları kabul edip etmeyeceği soruldu.

"O zaman gelsin bakarım. Şimdi ilgilenmiyorum" diye yanıtladı Trump.

Bu binlerce manşete neden olacak ve önümüzdeki günlerde tüm tartışmalarda egemen olacak bir yorumdu.

Clinton bu yorumu "ürkütücü" olarak niteledi ve rakibinin işler kendisi için yolunda gitmediği zaman hile olduğunu iddia ettiğini söyledi.

"Demokrasimiz hakkında kötü konuşuyor" diyen Clinton, "İki partinin adaylarından birinin bu pozisyonu almasından ötürü dehşete düştüm" diye ekledi.

Kulislerde Cumhuriyetçi Partillier bunun bir şaka olduğu yorumunu getiriyorlar.

Ancak Trump Amerikan demokrasisini sorgulmaya açtı. Bu ağacı salladığında düşen dallar altında kimin kalacağını bilmek imkansız.