Soner Yalçın: Müyesser Yıldız'dan 'casus' çıkarma­nın iktidarı kandırmak için ortaya atılan 'yem' ol­duğu hâlâ görülmüyor mu?

Soner Yalçın: Müyesser Yıldız'dan 'casus' çıkarma­nın iktidarı kandırmak için ortaya atılan 'yem' ol­duğu hâlâ görülmüyor mu?

Odatv İmtiyaz Sahibi Soner Yalçın, Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız'ın 'casusluk' suçlamasıyla gözaltına alınmasına ilişkin, "İktidarı kandırmak için ortaya atılan 'yem' ol­duğu hâlâ görülmüyor mu?" değerlendirmesinde bulundu. 

Yalçın, "Dün 15 Temmuz 2016 FETÖ darbesine gi­den yollar “askeri casus­luk” gibi kumpas davalarıy­la açıldı. Bugün gazeteci Müyesser Yıldız'dan -tıpkı Barışlara yaptıkları gibi- “casus” çıkarmaya çalı­şılıyor! Kim bunlar? Asıl maksatları ne? FETÖ kumpasıyla 2011 yılında Silivri Cezaevi'ne atıldığımızda medya­da hakkımızda akla hayale gelmeyecek yalanlar söy­lenerek-yazılarak kumpasa destek verildi. Müyesser Yıldız hakkın­da iktidar yanlısı yayın organlarında dün olum­suz tek satır yoktu. Onlar bile 'casusluk' iddialarına inanmamıştı. Zorlama 'ca­susluk' iddiası kimseye inandırıcı gelmiyor." düşüncesini dile getirdi. 

Yalçın, "O halde 'Müyesser Yıldız'tan casus çıkaramaz­sınız' demek yerine, bu operasyonun gizli emeli­ni ortaya dökmek gerek­mez mi? Konu, polislerin-savcıla­rın bu operasyona 'nasıl' izin verdiği değildir; ope­rasyonun düğmesine hangi amaçla 'neden' basıldığı­dır? Ki, asıl hedefin Mü­yesser Yıldız olmadığını iki gündür ısrarla yazıyorum… Meselenin esası nedir? Ortada 'askeri casusluk' iddiası varsa, yönelme­miz gereken yer Türk Silahlı Kuvvetleri'dir! TSK'daki FETÖ tasfiye­siyle boşalan yerler kim­ler tarafından doldurulmak­tadır? Milli Ordu stratejisi­nin önüne yine geçilmek mi istenmektedir? Türkiye'nin Kuzey Suriye ve Libya savaş stratejilerinden kimler rahatsız olmaktadır? TSK'da yine yeni yapı­landırmaya mı gidiliyor?" ifadesini kullandı. 

Yalçın, "Bunu kimler yapıyor? Gazeteci Müyesser Yıldız'dan “casus” çıkarma­nın iktidarı kandırmak için ortaya atılan 'yem' ol­duğu hâlâ görülmüyor mu?" görüşünü savundu. 

Yalçın yazısında şunları kaydetti:

NATO/ABD 70 yıl­dır “neyi koruması” ge­rektiğini/güvenlik ve savunma doktrinini Tür­kiye'ye dayattı. Öyle ki… İzin verdikleri ölçüte Kuzey Irak'a askeri harekât yapılabildi!

FETÖ ve PKK gibi “teh­ditler”, Türk Ordusu'nun yönünü ülke içine çekme çabasında başarılı oldu. Örneğin…

“Askeri Casusluk” gibi FETÖ kumpaslarının hede­fi; “artık tek boyutlu dünya yoktur; sadece ABD ile değil Rusya-Çin ile de ilişki kurulmalıdır” diyerek, “Av­rasya seçeneğini” ortaya koyan askerler oldu. Bu askerler -hapis dâhil- tasfi­ye edildi…

ABD gölgesindeki tehdit­leri caydırma maksadıyla Rusya- Çin'e yaklaşan Er­doğan da küresel medya tarafından hemen “dikta­töre” dönüştürüldü.

Ancak:

Türk Ordusu, FETÖ-PKK açılım kamburundan kurtulduktan sonra “iç tehdit” değil, “dış tehdit” ile mücadeleye başladı. Kuzey Suriye- Libya gibi bölge­sel güvenliği için yaptığı operasyonları böyle gerçek­leştirdi; Akdeniz'de ülkele­rin güç dengelerini bozdu…

Bu arada… Türk Or­dusu'nun yerli teknolojik modernizasyon sürecinin de buna muazzam katkısı oldu.

Peki, emperyalizm buna ne kadar izin verecek? Olan biteni seyretmek ile mi yetinecek? Yoksa ne? Soru çok… TSK içinde kırılganlığa sebep olan sembol ol­muş generallerin istifaya zorlanmalarının gayesi, Türk Ordusu'nu tekrar “içe döndürme” gayreti mi?

Türk Ordusu yine yeni bir yol ayrımında mı? Bal­yoz bu kez hangi subayların başına inecek? Müyesser Yıldız'a zorla­ma “askeri casus” suç­lamasını, ancak “ne­den” sorusuyla aydınlığa çıkarabiliriz.

Yazının devamı için tıklayın