Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, 15 Temmuz darbe girişiminde başta Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar olmak üzere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dahil yaverlerin cuntacı çıkmasına ilişkin olarak, "Emir subayından özel kalemine, korumasına kadar Genelkurmay Başkanı'nın, kuvvet komutanlarının etrafı Fethullahçılar tarafından sarılıyor ama bu durum darbe girişimi başlayıncaya kadar fark edilmiyor. İşte burada sorun var. Bu konuyu sorduğum yetkililer, “Kritik görevlere atanacakların güvenlik soruşturması ve araştırmasını MİT yapıyor" dedi. Yetkililerin "Bu durumda o kişileri bu tür görevlere öneren, seçen, atayanları da sorgulamak gerekiyor" dediğini aktaran Öztürk, "Nitekim, olaylara baktığımızda Genelkurmay'da bir önceki ve şimdiki personel başkanlarının tutuklanması da ilginç” yorumu yaptıklarını söyledi.
Öztürk'ün Sözcü'de "Onlar, kendilerini nasıl gizliyor?" başlığıyla yayımlanan (27 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, en yakınındaki bazı askerlerin ihanetine uğramış, makamında kendisine silah çekilmişti. Emir subayından özel kalemine, korumasına kadar Genelkurmay Başkanı'nın, kuvvet komutanlarının etrafı Fethullahçılar tarafından sarılıyor ama bu durum darbe girişimi başlayıncaya kadar fark edilmiyor.
İşte burada sorun var. Bu konuyu sorduğum yetkililer, “Kritik görevlere atanacakların güvenlik soruşturması ve araştırmasını MİT yapıyor. Bu durumda o kişileri bu tür görevlere öneren, seçen, atayanları da sorgulamak gerekiyor. Nitekim, olaylara baktığımızda Genelkurmay'da bir önceki ve şimdiki personel başkanlarının tutuklanması da ilginç” diyor.
“Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı istihbarat yapmıyor. Orada, MİT, Emniyet, Jandarma istihbaratı ile kuvvet komutanlıklarının istihbarat bölümünden gelen bilgiler toplanıyor. Özel kalemlere, emir subaylıklarına, Cumhurbaşkanlığı yaverliğine atananların tamamının güvenlik araştırmaları da MİT tarafından yapılmış.
MİT de yapsa, bunların en büyük özelliği kendilerini çok iyi saklamasıdır. Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı kimlerle birlikte çalıştıklarını öğrenince adeta onların da üzerinden tank geçmiş oldu. Bundan sonra komutanlar en yakınındaki askere nasıl güvenecek?”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, Akıncılar Üssü'nden kurtarıldıktan sonra helikopterle Çankaya Köşkü'ne gelmişti. Helikopterden inişinden sonra ne olduğunu bilmiyorduk. Komutan, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in odasına gidiyor. Bitkin bir halde… Odaya eski Milli Savunma, şimdiki Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da giriyor. Yurt genelindeki durum konuşuluyor. Akıncı Üssü, Genelkurmay Karargahı ve 2. Ordu bölgesinde sıkıntılar olduğu anlatılıyor.
Hulusi Paşa, “Adem Paşa'yla konuşalım” diyor ama o an yanında telefonu da, paşanın numarası da yok. İsmet Yılmaz “Bende var” diyor ve kendi cep telefonundan Orgeneral Adem Huduti'yi arıyor. Telefonu çalmaya devam ederken, bakan telefonunu Hulusi Paşa'ya uzatıyor.
Orgeneral Adem Huduti'nin ifadesinden de Genelkurmay Başkanı'nın kendisini telefonla aradığını öğreniyoruz. O ifadede şunlar yazılı:
“Beni cep telefonu ile sayın Genelkurmay Başkanımız aradı; kendisinin tutulduğu Akıncılar Üssü'nde darbeciler ile anlaştıklarını, mutabakata vardıklarını ve uygulamanın aşağıda belirtildiği şekilde olacağını söyledi. Birinci bölümü: jandarma ve polisin ateşi kesip geri çekileceği, ikinci adım olarak bizi baskı altında tutanların başındaki kişiyi çağırmamı, Ankara'daki kendi emir aldığı kişiler ile görüşmesini, onların bu mutabakatı kendilerine tebliğ edeceğini, bilahare silahlarından tecrit edileceklerini, emniyete alınacakları ve adalete teslim edilerek gereğinin yapılacağını söyledi.
Ben de durumu vali beye ilettim, ateş etmemelerini, aksi halde kişilerin ölebileceğini, bunun vicdani bir sorumluluk olduğuna ikna ederek zaman tanınmasını rica ettim. Daha sonra da Bahadır Albay ile Mustafa Serdar Sevgili Paşa'ya durumu ilettim. Epey oyaladılar, fakat daha sonra gelerek anlaşmaya uyacaklarını ve teslim olacaklarını ifade ettiler.”
O gün, Genelkurmay Başkanı'nın yanı sıra darbecilere direnen, darp edilerek FETÖ'cü çete mensupları tarafından gözaltına alınan Kara Kuvvetleri Komutanlığı personelinin de kimler olduğunu merak ediyorsunuzdur. Bunlar da kayıtlara geçmeli ve bilinmelidir. Tamamı Ankara'da görev yapan bu komutanların isimleri şöyle:
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar, Kara Kuvvetleri Eğitim Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu, 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Metin Gürak, Genelkurmay MEBS Başkanı Tümgeneral Uğur Tarçın, Zırhlı Birlikler Okul Komutanı Tümgeneral Erdoğan Akyol, Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral İzzet Çetingöz, Kara Kuvvetleri Personel Başkanı Tümgeneral Ömer Şevki Gençtürk, Kara Havacılık Okulu Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç, Genelkurmay Güvenlik Dairesi Başkanı Tuğgeneral Atilla Gökesaoğlu, Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü, Genelkurmay Koordinasyon Dairesi Başkanı Tuğgeneral Göksel Sevindik.
Yaşanan bu acı olaydan sonra 28 Temmuz'da Yüksek Askeri Şura, ilk kez Genelkurmay yerine Başbakanlık'ta toplanacak. Bu, bir güvensizliğin işaretidir. Milletin, bağrından çıkan ordusuyla övüneceği günler tez gelsin…