Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’ndeki değişiklikle Belediyeler tarafından açılacak sosyal etkinlik merkezlerine ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Ayrıca, vakıfların belediyeler aracılığıyla okullarda daha da etkili olmasının da önü açıldı.
687 sayılı KHK ile ‘etüt merkezlerinin’ kapatılması, belediyeler bünyesinde ‘sosyal etkinlik merkezi’ olarak yeniden açılması ve işyeri açma ruhsatının sadece belediyelere verilmesine ilişkin hükmün uygulama esasları Resmi Gazete’de yayımlandı.
Yönetmelik değişikliğine göre, sosyal etkinlik merkezlerinin faaliyetleri belediye mücavir alanı içerisindeki farklı binalarda da yapılabilecek. Bu binalardaki faaliyetleri yürütmek üzere bir sorumlu eğitim personeli veya müdür yardımcısı görevlendirilecek. Belediyeler, işbirliği protokolleri imzalayarak sivil yapılanmaların da örgün eğitim programlarına destek niteliğinde ücretsiz kurslar ile sosyal etkinlik merkezleri açmasına olanak sağlayacak.
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “4+4+4 yasasının ardından Diyanet İşleri, Ensar, TÜRGEV, İHH ve Anadolu Gençlik Derneği gibi yapılarla imzalanan protokoller ile eğitimde ideolojik örgütlenme çalışmaları gerçekleştirildi. Bu yönetmelikle birlikte de bu uygulamalar artış gösterecek,” dedi.
“Belediyelere devredilen etüt merkezleri ile her çocuğun en temel hakkı olan kamusal, parasız, laik, bilimsel nitelikli eğitim devlet eliyle yok ediliyor,” diyen Feray Aytekin Aydoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yapılan değişiklikle, eğitimde merkezi düzeyde yaşanan ticarileşme süreçleri, belediyeler üzerinden yaygınlaşarak devam edecek. Bu durumda ekonomik durumu uygun olmayan ailelerin çocukları ihtiyaç duydukları sosyal faaliyetlerden yeterince yararlanamayacak. Belediyelerin bu hizmetleri verecek olması, son yıllarda yerel yönetimler ile dini vakıf ve derneklerin işbirliği ile yapılan etkinliklerin ‘sosyal etkinlik merkezleri’ üzerinden sürdürülmesini beraberinde getirecek. Siyasi iktidar ve MEB, herkesin eğitim hakkından eşit ve parasız yararlanması için düzenlemeler yapmak yerine, eğitimde ticarileşmeyi arttıran ve sadece ekonomik gücü olanların yararlanabileceği düzenlemeler yaparak eğitim sisteminde yaşanan çöküşü hızlandırmaktan başka bir şey yapmıyor.”
Yönetmelik değişikliği ile “Sosyal etkinlik merkezlerinde öğrencilerden ücret alınmaması esastır” denilse de yıllık etkinlik giderlerine katkı sağlamak gerekçesi ile aylık brüt asgari ücretin dörtte biri olan 350 TL’yi geçmeyecek miktarda katkı ücreti alınmasının da yolu açıldı.