Sosyal yardımlar gençleri tembelliğe sürüklüyor

Sosyal yardımlar gençleri tembelliğe sürüklüyor

T24 - Başbakanlık'tan şoke edici rapor: Sosyal yardım almak gençleri tembelliğe sürüklüyor. İhtiyacı olmadığı halde yardım alanlar var. Bu kişiler bencil, pişkin, tacizkâr, kurnaz, eğitim düzeyi düşük kişiler ve neden çalışmadığı sorusuyla karşılaşmamak için yardım almaya eşlerini yolluyorlar

 

Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (ASAGEM) tarafından yapılan bir araştırma, hükümetin eleştirilere hedef olan sosyal yardımların, ihtiyaç sahibi aileler üzerindeki etkisini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. İhtiyacı olmadığı halde yardım alanların da olduğunu tespit eden Başbakanlık, bu kişileri ‘yardım almaya eşini gönderen maço karakterli, saldırgan, tehditkâr, pişkin ve açgözlü’ olarak tanımladı.

 

Yardım almanın ‘alışkanlık’ haline geldiği belirtilen raporda, “Yardımlar, özellikle gençleri tembelliği sürüklüyor. Yardım alanlar aldıkları zaman hükümete, devlete duacı oluyor, bir kere de olsa almayınca devlete beddua ediyorlar” denildi.

 

ASAGEM, ‘Sosyal Yardım Algısı ve Yoksulluk Kültürü’ adını verdiği raporda, sosyal yardımların toplum üzerine etkisi araştırıldı. Araştırmada, ‘gerçek anlamda ihtiyacı olup da yardım alanlar’ın yanı sıra, ihtiyacı olmadığı halde yardım alanların varlığının da altı çizildi. Sosyal yardım dağıtmakla görevli kamu personelinin gözlemlerine dayanılarak hazırlanan bu bölümde özetle şu tespitlerde bulunuldu:

 

‘Utangaç, mülayim yaşlılar’a karşı ‘tembel, bencil ve sert’ gençler: Gerçek anlamda yardıma muhtaçların utangaç, mülayim, çekingen, yaşlı olduklarının belirtildiği raporda, ihtiyacı olmadığı halde yardım alanlar ise şöyle tanımlandı:

 

“Tembel, bencil, sert ve saldırgan tavırlar sergileyen, pişkin, açgözlü, durumu kanıksamış, tedirgin, kendine acındırma çabası içinde, baskı kurmaya çalışan, tacizkâr, tehdit eden, kurnaz, eğitim düzeyi düşük, hayatta kaybedecek bir şeyi olmayan, neden çalışmadığı sorusuyla karşılaşmamak için yardım almaya eşini gönderen maço erkek, resmi nikâhları olmayan, genellikle göç etmiş, işsizlikten dolayı psikolojik sorunları olan.”

‘Önce dua, sonra beddua’: Raporda, yardım alanların büyük bölümünün devlete ve iktidara ‘duacı oldukları’ belirtilerek, aldığı yardıma rağmen olumsuz tavır içine girenlerin olduğu da vurgulandı. Yardım dağıtan personelin, bu konuda rapora yansıyan tespitleri şöyle:

 

Yardım aldıkları sürece görüşleri olumlu ama bir kez yardım almasa devlete beddualar savuruyorlar (‘Allah belanızı versin’ gibi). “Devlet bana bakmak zorunda” şeklindeki anlayışı nedeniyle olumlu görüş gelişmiyor. Sadece yardımı aldığı anda mutlu oluyor, kısa süre sonra unutuluyor. Verilen yardımı az buluyorlar, yetersizliğinden yakınıyorlar ve bazen kızıp gidiyorlar. Yardım alamadıkları zaman kavga çıkaranlar oluyor.

 

‘1 ton kömür için hayatını feda ediyorlar’: Raporda, yardım alanların bunu bir “alışkanlık haline getirdiği” vurgulanarak, şu tespitlerde bulunuldu:

 

Yardım aldıkça çalışmak istemiyorlar. Durumları iyileşse de yardım almaya devam ediyorlar. Yaşam tarzlarını buna göre belirleyip çalışabilecekleri halde çalışmıyorlar. Daha sık yardım almak için başvuruyorlar. Yapılan yardımları maaş gibi algılıyorlar. Kömür alacağım diye sigortalı işe girmiyorlar. 1 ton kömür için hayatlarını feda ediyorlar. Ev istiyorlar, evlerinin onarılmasını istiyorlar. İş istiyorlar ama verilen işlerde çalışmıyorlar. “Cebinizden mi veriyorsunuz, devlet veriyor” diye her şeyi istiyorlar.

 

‘Yardım kesilir diye çalışmıyorlar’: Sosyal yardımların kişileri tembelliğe iterek kendi güçlerini daha verimli kullanmaktan alıkoyduklarını savunan raporda, bu durumun özellikle 28-40 yaş arası genç sayılabilecek grupta gözlendiği belirtildi. Bunun dezavantaj olduğu dile getirilerek “Özellikle genç kesimi hazıra ve kolaya alıştırıp tembelliğe itmesi gibi bazı dezavantajlarının olduğu belirtilebilir. İşsizlikten sıkça şikâyet etmekle birlikte, iş bulduklarında alacakları yardımların kesileceğinden korktuklarından, sigortalı işlerde çalışmayı tercih etmeyenlerin bulunduğu vurgulanmıştır” denildi.

 

‘Başbakan’ın konuşması referans’: Yardım alan vatandaşlara “Neden yardım alıyorsunuz” sorusuna, işsizlik, herhangi bir gelirinin olmaması, yoksulluk gibi ana gerekçeleri belirtenlerin yanı sıra çok ilginç yanıt verenler de oldu. Yardım dağıtan kamu personelinin gözlemlerine dayanılarak hazırlanan rapora göre, yardım alanlardan bazıları ‘tembellik’ten, ‘alışkanlık haline getirmekten’, ‘komşuları aldığı için’ ve ‘Başbakan’ın tele-vizyonlardaki konuşmalarından etkilendiği için’ yardım alıyor.

 

‘Yardım olmazsa yaşayamam’: Öte yandan ülke genelinde yardım alan 2 bin 32 kişi arasında yapılan araştırmada, “Yardım alamazsam hiç yaşayamam” diyenlerin oranının oldukça yüksek çıktığı görüldü. Katılımcıların yüzde 69.1’i (bin 405 kişi) yardım almadan yaşayamayacaklarını söyledi.