METİN KAAN KURTULUŞ
Venezuela’da muhalefet lideri Juan Guaido’nun kendisini ülkenin başkanı ilan etmesiyle başlayan, ardından da kısa süre içinde dünya siyaset gündeminin göbeğine oturan ‘siyasi kaos’ Venezuela ve dünya liderlerini farklı kutuplara itmeye devam ediyor.
Venezuela’nın mevcut Türk diplomasisine göre “meşru” lideri Nicolas Maduro’dan önce ülkenin başkanlığını Hugo Chavez yapıyordu. Chavez 1998’de devraldığı görevi 5 Mart 2013’te öldüğü güne kadar yürüttü. Chavez, aynı zamanda adını Simon Bolivar’dan alan Bolivarcı hareketin önde gelen isimlerinden biriydi. Chavez , Bolivarcılık ilkelerine “uygun” olarak iki sol popülist parti kurdu. Beşinci Cumhuriyet Hareketi (Movimiento Quinta Republica) ve Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (Partido Socialista Unido de Venezuela). Ülkenin resmi adı Bolivar hareketi sonrası yapılan referandum sonucunda “Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti” oldu Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi’nin şu anda liderliğini, yani sosyalist geleneğe uygun olarak “Genel Sekreter”liğini Nicolas Maduro yapıyor. Chavez, birçok kaynağa göre Maduro’nun siyasi “akıl hocasıydı”.
Chavez siyasi yaşamı boyunca platformdan seçmenlerine Karl Marx ve Simon Bolivar’ın sözleriyle seslendi. Kapitalizm karşıtı söylemler kullandı; “Yıllardır eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı isyandayım” dedi.
Chavez 2013’te öldüğünde 2 milyar dolar varlığa sahipti. Bu sırada Venezuela halkı sefalet endeksinde en tepede, yani olabileceği en kötü sıradaydı. İşsizlik, kredi faizi ve enflasyon oranından kişi başına düzen gayri safi yurt içi hasılanın yüzdelik değişim oranı çıkartılarak bulunan “sefalet endeksi puanı”na göre Venezuela en yakın takipçisi İran’ın 18 puan önündeydi. Ayrıca 2013’te Venezuela tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birine girdi. Birçok uzman bugün hâlâ sürmekte olan krizi büyük buhrana benzetti.
Bu gelişmelerden yaklaşık 2 yıl sonra Forbes’ta (2015 Aralık) yayınlanan “Yeni Başkan Arjantin ve Latin Amerika için iyi bir haber” (New President Good News For Argentina And Latin America) başlıklı haber-analizde Frank Holmes ve “Great Speculations” grubunun Chavez ile ilgili kaleme aldığı bölüm şöyle:
“Transparency International’a göre Venezuela; Yemen, Libya ve Irak gibi ülkelerden biraz daha az yozlaşmış durumda. Ülkedekiler hâlâ Hugo Chavez’in felaket rejiminden sonra toparlanmaya çalışıyor. Ülkedeki gıda sıkıntısı ve açlık daha da kötüleşti. Geçen sene hükümet basit ihtiyaçların fazla alınmasını engellemek için marketlere parmak izi okuyucular yerleştirdi.
‘Halkın lideri’ olması gereken Chavez 2 yıl önce öldüğünde mal varlığı 2 milyar dolar değerindeydi. Servetinin çoğunu ülkenin zengin petrol endüstrisinden çaldığına inanılıyor. Bugün, kızı Maria Gabriela Venezuela’nın en zengin insanı ve kendisinin 2 katı mali değere sahip.”
İlk olarak Diario Las America’da yayımlanan, daha sonra tüm batı dünyasına saman ateşi gibi yayılan habere göre “zengin olmak kötüdür” diyen Chavez’in kızı Maria Gabriela Chavez 4.2 milyar dolar varlığa sahip. Haberin çıktığı yıl Forbes’e göre Venezuela’nın en varlıklı insanı 3.6 milyar dolarla iş adamı Gustavo Cisneros’du. Bu belgeler ortaya çıkınca “Zenginler çalışmazlar, tembeldirler” diyen liderin kızının ülkenin en varlıklı iş adamından yaklaşık 600 milyon dolar daha varlıklı olduğu ortaya çıktı. Maduro, akıl hocasının kızını BM’ye elçi olarak da atamıştı.
Maduro’nun da adı son yıllarda yolsuzlukla anıldı. Miami Herald’ın, kovulan Venezuela Baş Savcısı Luis Ortega’dan aktardığı 28 Şubat 2018 tarihli bir haberine göre Maduro başkan adaylığı sırasında, Brezilyalı inşaat şirketi Odebrecht’ten 50 milyon dolar rüşvet istedi.