Sosyalist-feminist akademisyen Lynne Segal’in öyküsü: 'Neo-liberal savrulmanın yol açtığı kayıp duygusu ile uğraşıyordu'

Prof. Dr. Alev Özkazanç, Kısa Dalga Podcast'te yayınlanan 'Arka Pencere' programında “Dünya aşkıyla yaşayan ve yazan” bir kadının Lynne Segal’in öyküsünü anlatıyor.

İngiltere’nin önde gelen sosyalist - feminist akademisyenlerinden olan Segal için Alev Özkanç, 'feminist hareket içinden ve öz-eleştirel siyasi değerlendirmeleriyle öne çıkan ve etkili olan bir yazar' diyor. 

Özkazanç, Segal'in asıl olarak '1980'lerden bugünlere derinleşerek gelen Neo-liberal savrulmanın yol açtığı kayıp duygusu ile uğraştığını' söylüyor. 

Siyaseti 'birbirlerine bağlılık ve başkalarının hayatı için sorumluluk duyan insanların yaratıcı, coşkulu, dönüştürücü kolektif faaliyeti' olarak gören Segal`in feminizmi sadece kadınlarla sınırlı olmayan, eşitlikçi bir toplumsal dönüşümü gerektiren bir feminizm anlayışı ve her şeyden öte kolektif sevinç ve eylem coşkusuna dayanan bir feminizm bu. Günümüzde yaygın hale gelen bir eğilime karşı uyarıda bulunuyor.

Segal, "Neo liberalizminin kapitalizmden başka bir yol olmadığına insanları ikna etmesiyle birlikte distopik düşüncenin siyasi eylem haline dönüşmesine. Ütopyacı düşünce için nihai hedeflere değil arzuya odaklanmalıyız. Radikal mutluluk dediği şey tam da böyle bir gelecek vizyonu ve toplumsal değişim için zorunlu bir şey. “Sevinç, siyasi bir şey olarak alındığında, gerçek bir toplumsal değişimi tahayyül etmemizi sağlayacak olan şeydir” diye yazıyor. 

“Yaşamlarımız ancak sevgi, arkadaşlık, kızgınlık, gücenme ve şefkat gösterme gibi farklı yollarla başkalarının hayatlarına değer verdiğimiz ölçüde anlam kazanır."