İngiltere'de İşçi Partisi'nin yeni genel başkanı, yarışın en sürpriz ismi sosyalist aday Jeremy Corbyn oldu. Oyların yüzde 59.5'ini alan Corbyn 422 bin 664 oyun 251 bin 417'sinin sahibi oldu. Corbyn, "partinin sosyalist köklerine geri dönmesini" savunuyor. Corbyn, 2013 yazındaki Gezi Parkı eylemleri sırasında Financial Times'ta yayınlanan "Türkiye Başbakanına Açık Mektup" adlı metnin imzacıları arasındaydı. Metinde, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı eylemlerine karşılık olarak düzenlediği "Milli İradeye Saygı" mitingleri, Almanya'da Adolf Hitler döneminde düzenlenen mitinglere benzetiliyordu.
İşçi Partisi liderliği için yarış, Gölge Sağlık Bakanı Andy Burnham, Gölge İçişleri Bakanı Yvette Cooper, Gölge Devlet Bakanı Liz Kendall ve milletvekili Jeremy Corbyn arasında yürütülüyordu. Sonuçlar Londra'da düzenlenen bir konferansla açıklandı. Partinin genel başkan yardımcısı Tom Watson oldu. Diğer adaylardan Andy Burnham yüzde 19, Yvette Cooper yüzde 17, Liz Kendall yüzde 4.5 oy aldı. Konferans salonunda sonuçların açıklanması ardından Jeremy Corbyn bir konuşma yaptı. Corbyn konuşmasında diğer tüm adaylara teşekkür etti. Partililer için oy verme işlemi 14 Ağustos'ta başlamış, 10 Eylül'de sona ermişti.
Corbyn, 1983'te ilk kez milletvekili seçilmesinden bu yana İşçi Partisi içindeki en soldaki isimlerden ve aktif bir isim oldu. Öğrenci harçlarına zamlardan hayvan haklarına kadar birçok alanda faaliyet yürüttü. Bugüne birçok farklı kampanya içinde yer aldı.
1980'lerde Güney Afrika'daki apartheid rejimine karşı kampanyanın önde gelen isimlerinden biri oldu ve 1984'te bir eylem sırasında gözaltına alındı.
Filistin Dayanışma Kampanyası'nın üyesi olan Corbyn, Filistin konusunda birçok etkinlik içinde yer aldı.
Uluslararası Af Örgütü'nün üyesi olan milletvekili, Şili'nin eski diktatörü Augusto Pinochet'nin yargılanması için yürütülen kampanya içinde de yer aldı.
Uzun yıllar Birleşik İrlanda fikrini savunan Corbyn'in 1984'te Sinn Fein lideri Gerry Adams'ı Londra'da ağırlaması hem Muhafazakâr hem de İşçi Partili milletvekillerinden tepki çekti.
İlerleyen yıllarda TV kanalı Channel 4'daki bir röportajında Hamas ve Hizbullah'tan 'dostları' olarak bahsetmesi de yine kamuoyunda tartışma yaratacaktı.
Corbyn, İşçi Partisi'nin 1997-2010 yılları arasındaki hükümeti döneminde partisinin politikalarına sık sık muhalefet etti.
Afganistan ve Irak'a askeri müdahalelere karşı çıktı ve savaş karşıtı kampanyalar içinde yer aldı.
15 Şubat 2013'te gerçekleştirilen, İngiltere tarihinin en büyük protestosu olarak görülen Irak savaşı karşıtı yürüyüşlerin organizasyonunda kilit rol oynadı.
Corbyn geçtiğimiz günlerde BBC'de yayınlanan bir röportajında Tony Blair'in savaş suçu işleme suçlamasıyla yargılanmasının olası olduğunu söyledi.
Kesinti karşıtı politikaları ve demiryollarının kamulaştırılmasını savunuyor
Corbyn, Cameron hükümetinin uygulamakta olduğu kesinti politikalarına kesin olarak karşı çıkıyor.
İktidara gelmesi durumunda ödenmeyen vergileri toplamaya odaklanacağını ve en zenginlerin en fazla vergi vermelerini sağlayacağını belirtiyor.
Kamu hizmetlerini koruyacağına söz veriyor. Demiryollarının yeniden kamulaştırılmasını savunuyor.
İngiltere'nin nükleer silah programlarına da karşı çıkıyor.
Jeremy Corbyn, 2010 yılında Türkiye'ye giden ve gözlemci olarak KCK davasını izleyen heyet içinde yer aldı.
KCK operasyonlarının parlamento gündemine taşınması için soru önergesi veren milletvekilleri arasında da bulundu.
Irak'ta 1988'de Kürtlere yönelik gerçekleştirilen saldırıların, 2013'te İngiltere parlamentosunda 'soykırım' olarak tanınması kararının alınması için çalışma yürüten isimlerden de biriydi.
Corbyn, 2013 yazındaki Gezi Parkı eylemleri sırasında Financial Times'ta yayınlanan "Türkiye Başbakanına Açık Mektup" adlı metnin imzacıları arasındaydı.
İmzacıları arasında Susan Sarandon, David Lynch ve Sean Penn gibi ünlü sinemacıların da yer aldığı metinde Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nda başlayıp Türkiye geneline yayılan gösterilerin polis tarafından "şiddetlice bastırılması" kınanıyordu.
Metinde, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı eylemlerine karşılık olarak düzenlediği "Milli İradeye Saygı" mitingleri, Almanya'da faşist Adolf Hitler döneminde düzenlenen mitinglere benzetiliyordu.
Chris Stephenson'un, Jeremy Corbyn hakkındaki yazısı için tıklayın...
Gölge Hükûmet veya Gölge Kabine, İngiliz Westminster yönetim sisteminde Ana Muhalefet partisinin liderinin önderliğinde söz konusu partinin üst düzey sözcülerinden oluşan (veya diğer muhalefet partileri için de kullanılır) ve her biri iktidar partisinin yönetimdeki bakanlarının birine alternatif (gölge) oluşturan, kendileri iktidar olursa iktidar partisinin belli bir konuda yaptığı uygulamadan farklı olarak ne şekilde davranacaklarını belirten üyeler topluluğudur.
Gölge Hükûmetin üyeleri genellikle partileri iktidar olduğunda daha önce gölgesi oldukları bakanın işgal ettiği makamı alırlar. (Fakat her zaman böyle olması şart değildir.) Mevcut Hükûmetin yürütme ile ilgili uygulamalarına yönelik eleştiri ve bunlara alternatif politika önerileri üretmek Gölge Kabinelerin sorumluluğundadır.