CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan Alt-Üst Soy Bilgileri uygulamasıyla seçimlerde hile yapılacağını iddia etti. Pekşen, "Geçmişte ölülere oy kullandıranlar şimdi de Alt-Üst Soy Bilgileri ile nüfus kayıtlarında hile yaparak ölülere tekrar oy kullandırmanın önünü açıyorlar" dedi.
CHP Trabzon Milletvekili Avukat Haluk Pekşen, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Alt-Üst Soy Bilgileri ile ilgili TBMM'ye soru önergesi verdi.
Pekşen, "Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Alt-Üst Soy Bilgileri kayıtlarına göre en uzun yaşayan insanlar Türkiye'de. Dünya rekoru ne kelime. Nüfus idaresine göre bizden habersiz iki yüz sene yaşayan büyüklerimiz var. Gülüp geçiyoruz ancak gerçek şu ki; seçim hileleri bu kayıtlar üzerinden yapıldı, bu kayıtlar üzerinden ölülere oy kullandırıldı" dedi.
Pekşen, "Nüfus kayıtlarını açıkladılar. Gördük ki neredeyse herkesin ailesinde gerçekte yüz yıl önce vefat etmiş bir veya birkaç kişi nüfus kayıtlarında yaşıyor. ‘Mezardan ölüleri kaldırıp oy kullandırmak lazım' demişti Muhterem Hoca Efendileri, evet o gün oy veren ölüler bu kayıtlara göre bir dahaki seçimlerde de oy kullanacak" ifadelerini kullandı.
Kişisel Verilerin Korunması Yasası gereğince her vatandaşın elektronik ortamda saklanması gereken bilgilerinin deşifre edildiğini söyleyen Pekşen, "Bu verilerin açıklanmasıyla vatandaşların mal ve can güvenliği tehlikeye girmiştir. Deşifre edilen bu bilgiler sosyal ve kültürel hayatı etkileyecek, yurttaşlık barışını bozabilecek nitelikteki bilgilerdir. Ayrıca vatandaşların kişisel verilerinin bu şekilde ortaya dökülmesiyle, bu bilgiler üzerine inşa edilen bankacılık sistemi ve vatandaşların bankacılık işlemleri büyük bir risk altına girmiştir. Bu bilgiler kullanılarak yapılacak dolandırıcılıklarda sorumlu vatandaş olmayacaktır. Bu bilgileri kim ortalığa saçtıysa bu tür işlemlerden doğan zararları da onlar karşılamalıdır" diye konuştu.
Pekşen, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Alt-Üst Soy Bilgileri ile ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından cevaplanması istemiyle TBMM'ye verdiği soru önergesinde şu sorulara yer verdi:
Yıllar önce hayatını kaybetmiş, gerçekte yaşamayan vatandaşlar Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Alt-Üst Soy nüfus kayıtlarında nasıl sağ olarak yer almaktadır? Yıllar önce hayatını kaybetmiş bu vatandaşlar nüfus kütüğünden düşürülmüş müdür, eğer düşürüldüler ise Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Alt-Üst Soy Bilgileri listesinde neden sağ olarak görünmektedirler, düşürülmediler ise neden düşürülmemişlerdir? Hayatını kaybeden bu vatandaşlar daha önce nüfus kütüğünden düşürülmüş ancak daha sonra tekrar sağ olarak kayıtlara alınmış mıdır? Uzun zaman önce hayatını kaybetmiş ancak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Alt-Üst Soy Bilgileri listesinde sağ görünen bu vatandaşların oy kullanma hakkı var mıdır, oy kullanma hakları var ise hayatını kaybetmiş insanlara nasıl oy kullanma hakkı verilmiştir, oy kullanma hakları yoksa kayıtlarda sağ görünen insanlara neden oy kullanma hakkı verilmemiştir?
Geçmiş seçimlerde bu kişiler için seçmen kartı düzenlenmiş midir, düzenlenmiş ise kaç kişi için seçmen kartı düzenlenmiştir, bu kişilerden kaç tanesi 2002-2017 yılları arasında yapılan seçim ve referandumlarda oy kullanmış görünmektedir?
Önümüzdeki seçim süreci içinde bahse konu gerçeklerle ilgisi olmayan bilgiler esas alınarak seçmen kartları tanzimi yapılacak mıdır? Kişisel Verilerin Korunması Yasası gereğince her vatandaşın elektronik ortamda saklanması gereken ve deşifresi halinde mal ve can güvenliğini tehlikeye atabilecek, sosyal ve kültürel hayatı etkileyecek, yurttaşlık barışını bozabilecek nitelikteki bilgilerin deşifre edilmesinin ve kamuoyu ile paylaşılmasının amacı nedir? Bu verilerin paylaşılması yönünde Kişisel Verilerin Korunması Kurulu'nun herhangi bir kararı var mıdır, yoksa bu verileri paylaşarak kişilerin güvenliğini riske atanlar hakkında hukuki ya da idari bir soruşturma başlatılmış mıdır, başlatılmadıysa neden başlatılmamıştır? Vatandaşların kişisel verilerinin bu şekilde ortaya dökülmesiyle, bu bilgiler üzerine inşa edilen bankacılık sistemi ve vatandaşların bankacılık işlemleri büyük bir risk altına girmiştir. Bu zafiyet nedeniyle kötü niyetli kişiler tarafından vatandaşların zararına neden olacak işlemlerin sorumlusu kim olacaktır, bu tür işlemlerden doğan zararların tazmini kim tarafından karşılanacaktır?