Federal Alman Meclisi’nde, 1915 Ermeni tehcirini soykırım olarak tanımlayan karar tasarısı oylanırken çekimser kalan Hristiyan Demokratik Birlik (CDU) Oliver Wittke, DW Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Meclis kararının geleceğe değil geçmişe odaklandığını, günümüz sorunlarının aşılmasına katkı sağlamayacağını söyleyen Wittke, kendisi gibi düşünen birçok milletvekili arkadaşının oylamaya katılmadığını söyledi. Wittke, “Bu denli önemli bir konuda 630 milletvekilinden sadece benim tahminime göre 400 milletvekilinin katılması yani üçte birinin katılmaması dikkat çekici” diye konuştu.Türkiye kökenli çok sayıda kişinin yaşadığı Gelsenkirchen kentinden seçilen CDU’lu Oliver Wittke’ye yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle: DW Türkçe: Oylamada karar lehine oyunuzu kullanmadınız, çekimser kalmayı tercih ettiniz. Nedenini açıklar mısınız?Wittke: Soru her daim şu: Siyasi hedefiniz ne? Benim için önemli olan Türkiye’de dini özgürlüklerin olması, yeni kiliselerin inşasının mümkün olması ve dini azınlıkların korunmasıdır. Bu karar bu konularda ilerleme sağlamamıza katkı sağlamayacaktır. Karar geçmişe doğrultulmuş, geleceğe bakmayan bir nitelik taşıyor. Ben geleceğe odaklanan siyasetten yanayım ve bu nedenle meclisteki karar için evet oyu kullanamadım. DW Türkçe: Federal Hükümet kısa bir süre öncesine kadar konunun tarihçilerin alanına girdiğini söylüyordu. Ancak konu tekrar gündeme geldi ve karar kabul edildi. Bu sürece hangi gelişmelerin kaynaklık ettiğini düşünüyorsunuz?Wittke: Gerçek şu ki konuyu gündeme, Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ve Sosyal Demokratlar değil, muhalefetteki Yeşiller taşıdı. Ancak koalisyon hükümetinde de oldukça etkili bazı kişiler, ‘Artık bu konuyu halledelim, rahatlayalım’ dedi. Ben bunun yanlış olduğu kanaatindeyim. Çünkü sadece geriye bakamayız, geleceğe bakmalıyız. Türkiye’nin geleceğini Türkiye’yi karşımıza alarak değil ancak Türkiye ile şekillendirebiliriz. Havaya kaldırılmış bir işaret parmağı yanlış bir nasihat biçimi.DW Türkçe: Başbakan Angela Merkel, Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier oylamada yoktu. Bu ne anlama geliyor? Merkel karardan ötürü rahatsız mı sizce?Wittke: Hayır rahatsızlık duyduğunu düşünmüyorum. Çünkü Merkel, Hristiyan Birlik partileri grup toplantısına katıldı ve oylamada tasarı lehine elini kaldırarak net bir şekilde pozisyonunu ortaya koydu. Ancak gayet tabii ki ne başbakan, ne başbakan yardımcısı ne de dışişleri bakanının oylamaya katılması dikkat çekici. DW Türkçe: Çekimser kalmanızdan ötürü tepki aldınız mı? Eleştiren oldu mu?Wittke: Gayet tabii ki aynı yolu gitmemek açıklama gerektiren bir tutum. Ancak birçok arkadaşım bunu anlayışla karşıladı ve benim gibi düşünüp oylamaya hiç katılmayanları da biliyorum. Oylamada lehte oy vermemek mi, yoksa hiç katılmamak mı, bu herkesin kendi kararıdır. Ancak Federal Meclis’te bu denli önemli bir konuda 630 milletvekilinden sadece benim tahminime göre 400 milletvekilinin katılması yani üçte birinin katılmaması dikkat çekici.DW Türkçe: Meclis kararı Türkiye ile ilişkileri zedeleyecek mi sizce?Wittke: Zedelemeyeceğini ümit ediyorum. Türkiye gayet tabii ki tepki gösterecektir. Ve sadece resmi Türkiye, Türk Hükümeti değil. Aynı zamanda Almanya’daki Türk toplumunun büyük bir bölümünde karar reddediliyor. Ama çok büyük bir hızla normalleşmeye dönmemizi ümit ediyorum. Çünkü şu açık: Bizim Türkiye ile şu anda sahip olduğumuzdan çok daha yoğun ve yakın ilişkilere ihtiyacımız var. Türkiye ve Almanya, Türkiye ve AB sadece ekonomik açıdan değil siyaseten de çok çok önemli ortaklar. Bu nedenle kararın bizim, birbirimizden uzaklaşmamıza yol açmamasını umut ediyorum. Gelecekteki zorlukların üstesinden birlikte gelmeliyiz.