Soykırımın tanığı kemanlar

Soykırımın tanığı kemanlar
Serinin en büyük konseri çarşamba gecesi verildi. İsrail Devleti’nin kuruluşunun 60’ıncı yılı kutlamaları kapsamında Kudüs’te düzenlenen açık hava konserini 3 bin kişi izledi. 16 tarihî kemandan birini, projenin yaratıcılarından Cihat Aşkın çaldı.Yahudilerin özellikle kemanı seçmelerinin nedeni bu aletin hafif ve kolayca taşınır olması. Düşmandan kaçarken onu da kolayca beraberlerinde götürmek için!” Bu yanıt, ünlü Yahudi keman virtüözü Isaac Stern‘e ait. Stern’e yöneltilen soruysa şu: “Niye bu kadar çok Yahudi kemancı var?” Dünyanın en iyi keman virtüözlerinin pek çoğunun Yahudiler arasından çıktığı biliniyor. Yaşasalardı belki de dünyaca ünlü keman virtüözü olacak yüzlerce müzisyen, genç ve çocuk ise II. Dünya Savaşı sırasında Yahudi soykırımına kurban gitti. Nazi kamplarında ölümü beklerken bile enstrüman çalan, gaz odasına götürülen arkadaşlarına müzikleriyle moral vermeye çalışan bu müzisyenlerin kemanlarıyla geçen hafta Kudüs’te bir konser verildi: “Umudun Kemanları”. Keman virtüözü Cihat Aşkın 3 bin kişilik açık hava konserinde, dünyaca ünlü meslektaşları Shlomo Mintz ve Yair Dalal ile aynı sahnede keman çaldı. Onlara İstanbul Filarmoni Orkestrası ve İsrail Ra’anana Symphonette Orkestrası eşlik etti. Aşkın’ın düzenlemesini yaptığı Yahudi halk şarkıları süiti ve “Avinu Malkeynu” isimli eser de konserde ilk kez seslendirildi. “Violins of Hope / Umudun Kemanları” projesinin fikir babalarından biri sizsiniz. Nasıl çıktı bu fikir? Keman yapımcısı ve restoratörü Amnon Weinstein’ın Yahudi soykırımından kalan kemanları tamir ettiğini duydum. Aklıma II. Dünya Savaşı’ndan beri çalınmayan o enstrümanları yıllar sonra Türk ve Yahudi kemancıların çalacağı bir resitaller projesi geldi. Weinstein ile birlikte gerçekleştirdiğimiz proje sayesinde 2001 yılında Neve Şalom Sinagogu’nda bir konser verdik. Konserlere 2005’te İzmir ve İstanbul’da devam ettik. 2006 yılında yine aynı enstrümanlarla resital için Paris’te sahneye çıktık. Bu serinin en büyük konserini geçen hafta İsrail Devleti’nin 60’ıncı kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında verdik. 'Kamplardakiler gaz odalarına gönderilen arkadaşlarına müzikle eşlik ediyorlardı'Konserde müzisyenlerin çaldığı 16 keman, Yahudi soykırımına tanık olmuş. Bize bu tarihî kemanların hikâyesini anlatır mısınız? Bu konserin teması Nazilerin Yahudilere yaptığı soykırımdan kurtulan kemanlar. II. Dünya Savaşı’nda milyonlarca Yahudi katledildi. Öldürülenler arasında çok sayıda değerli besteci, müzisyen ve orkestra üyesi vardı. O dönemde müzisyenler kamplarda da enstrüman çalıyordu. Gaz odalarına gönderilen arkadaşlarına müzikle eşlik ediyorlardı. Kamplardaki müzisyenler öldürüldü ama onlardan geriye enstrümanları kaldı. Amnon Weinstein sahipleri 60 yıl önce öldürülen bu kemanları nasıl buldu? Bu kemanlara II. Dünya Savaşı’nın bitiminde yani 1945’ten itibaren ulaşıldı. Weinstein konserde yer alacak 16 kemanı kamplardan, gettolardan, ölenlerin ailelerinden ve müzelerden buldu. Kemanların hikâyelerini dinledi. Onları tamir etti ve her birini tekrar çalınabilecek hâle getirdi. Restore edilen bir kemanla çalmanın kendi kemanınızla çalmaktan ne farkı var? Kemanların ömrü 500-600 yıllıktır. Birilerinin kemanları yoktur, kemanların kemancıları vardır; çünkü kemanın ömrü asırlara uzanıyor. Çok sayıda müzisyen o kemanla buluşuyor, onu çalıyor. Ben çaldığım tarihi, el yapımı kemanı bir tablo, bir sanat eseri gibi görüyorum. 16 keman içinden sesini sevdiğim bir enstrümanı seçtim. Aslına bakarsanız kemanın sesinden çok o manevî değeri tadabilmek önemli. Savaştan kalan kemanların bir kısmı kaliteli bir kısmı ise alt kalitede; ama onları etkileyici yapan kaliteleri değil hikâyeleri. Siz, konserde çalacağınız kemanın hikayesini öğrendiniz mi? Benim çalacağım keman Zvi Zviter adlı amatör bir kemancıya aitmiş. Kendisi pedagogmuş. Yıllarca çocuk şarkıları yazmış, gazetelerde çocuk pedagojisi üzerine sayısız makale yayımlamış. Bu kemanla sahneye çıktığınızda ne hissettiniz? Çok dokunaklı bir olay, o atmosfere siz de ister istemez giriyorsunuz. Keman sahiplerinin katledilmeleri çok hazin. Ne olacaklarını bilmeden o kampta ölümü bekliyor ve soykırım yüzünden imha ediliyorlar. Bu kemanları, benden önce katledilen o müzisyenler çaldı. Düşünün ki aradan 60 yıl geçmiş, o 60 yılda kimse çalmamış kemanları. Konser Meryem’in kilisesinin önündeki büyük alanda, Kanuni Sultan Süleyman’ın inşa ettirdiği surlar önünde yapıldı. İlk önce İstanbul Filarmoniya Orkestrası, daha sonra Ra’anana Symphonette Orkestrası davet edildi sahneye. Atmosfer çok etkileyiciydi. Çok coşkulu geçti. Duygu yoğunluğu her yana sinmişti. Konser sonrasında kültür ateşemiz geldi ve “Biz Türkiye’yi tanıtmak için uzun süredir uğraş veriyoruz. Ama sizin gibi sanatçılar bizim yıllardır yapamadığımızı bir saatlik bir konserle yapıyor” dedi. Siz İsrail’e yalnızca konser vermek için değil, yaz okulunda ders vermek için de gidiyorsunuz. İsrail müzik alanında dünyanın en gelişmiş memleketlerinden biri. İlk kez 1999’da Keshet Eilon Müzik Okulu’nun yaz kursuna davet edildim. 1999’dan beri her yaz bu okulda ders veriyorum. Motele’in dinamit dolu kemanı Keman restoratörü Amnon Weinstein konserde soykırıma tanık olan kemanların hikayesini de anlattı. Bunlardan en ilgi çekici olanı Motele’inkiydi. Hikâye şöyle: Belarus ormanlarında yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlardan oluşan bir grup partizan bir gün ormanda Almanlardan kaçan kimsesiz bir erkek çocuğuna rastlar. Partizanlar, yanlarına aldıkları Motele’nin ustalıkla keman çaldığını görünce bu yeteneği Nazilere karşı kullanmaya karar verirler. Tüm ailesini savaşta kaybeden ve Yahudi olduğunu inkâr ederek hayatta kalabilen Motele partizanlarla bir plân yapar. İşgal altındaki kasabanın meydanında para dilenmek amacıyla keman çalar. Motele, Alman askerlerin dikkatini çeker ve Nazilerin lokalinde çalmaya başlar. Kısa sürede öğrendiği Almanca şarkıları da çalmaya başlayınca oluşan güven ortamından faydalanan Motele, kemanında sakladığı dinamit lokumlarını lokale getirir. Her birini duvar aralarına, kapı kirişine gizler. Yeterince dinamit biriktiğinde dinamitleri patlatır ve kaçar. Motele o gece 200’den fazla Alman askerini öldürmeyi başarır. Kendisi de bir yıl sonra 12 yaşındayken bir çatışmada ölür. “Umudun Kemanları” konserinde Motele’nin kemanını, onun öldüğü yaşta, 12 yaşındaki İsrailli bir kemancı çaldı. Cihat Aşkın “Genç kemancı bir partizan şarkısını yorumladı. Ona tüm orkestra eşlik etti. Konserin kapanışı da bu parça ile yapıldı” diyor. Aşkın daha önce yine aynı proje kapsamında Motele’in kemanını çalma şansını yakalamış. “Babamın paramparça kemanından bu sesin çıkması müthiş” Kemanını çaldığım Zvi Zviter’in kızı konserin ertesi gün beni aradı. Telefonda bana babasını anlattı. Konsere geldiğini, beni babasının kemanını çalarken dinlediğini, çok duygulandığını söyledi. Babasının kemanı çalınır hâle gelmeden önce paramparçaymış. Onu Amnon’a götürmüş ve tamir ettirmiş. Telefonu kapatırken “O parçalanmış kemandan bu sesin çıkması müthişti” dedi. Sahneye Mintz ve Dalal ile çıktı Kudüs’teki konserde Cihat Aşkın’ın yanı sıra Shlomo Mintz ve Yair Dalal da vardı. Babası da keman ustasıydı Amnon Weinstein’in (solda) babası da keman ustasıydı. Weinstein’in oğlu da dedesinin ve babasının izinden gidiyor. Pek çok orkestra için kemanlar yapan Amnon Weinstein, 1998 yılında Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası’nın yaylı çalgılarını onarmıştı. Weinstein ve Aşkın’ın dostlukları bu proje sırasında başladı.