Sözcü başyazarı Rahmi Turan, Yeniçağ gazetesine yönelik saldırıya ilişkin olarak, "Yeniçağ'ı hedef alanlar, camianın içinden kışkırtılan, yönlendirilen serseriler, kopiller olabilir. Bu mutlaka araştırılmalıdır. İlkelerinden kopan, davadan dönen bazı ahmaklar güya Yeniçağ ve yazarlarını korkutmaya çalışıyorlar" görüşünü dile getirdi. "Yıkılıp yok olmaktan korkan, koltuklarını muhafaza etmek için her türlü zorbalığı mübah gören kafalar böyle bir saldırıyı tezgâhlamış olabilirler" diyen Turan, "Devletin polisi, alçakça saldırıyı yapanları ve yaptıranları bulup ortaya çıkarmak zorundadır. Saldırının hesabı sorulmazsa, yeni saldırılar da olabilir" ifadesini kullandı.
Turan'ın Sözcü'de "Taşlı sopalı saldırı" başlığıyla yayımlanan (11 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Ülkemizde basın özgür mü? Hayır! “Basın özgür” diyen siyasilere inanmayın siz! Bugün (yalaka ve yandaşlar hariç) düzgün ve dürüst basın kelle koltukta görev yapıyor. Bunun son örneği, Yeniçağ Gazetesi'ne yapılan, taşlı, sopalı, ilkel ve vahşi baskın! Bir sürü ipsiz-sapsız serseri, gazetenin İstanbul Yenibosna'daki merkez binasını basarak tahrip etti. Bu arada silah seslerinin de duyulduğu belirtildi. Neden bu saldırı? Korku salmak, gözdağı vermek için… Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda demokrasiden söz etmek mümkün müdür?
* * *
Yeniçağ, Atatürkçü, milliyetçi düşüncede yayın yapan düzgün bir gazete… MHP çizgisinde olmakla beraber MHP yönetimini sert bir biçimde eleştiren bir yayın organı. Genel Yayın Yönetmeni Hayri Köklü ve İcra Kurulu Başkanı Ahmet Yabuloğlu başta olmak üzere Yeniçağ'da tanıdığım birçok yazar vardır: Arslan Bulut, Selcan Taşçı, Timuçin Mert, Kenan Akın, Orhan Uğuroğlu gibi… Kişi olarak tanımadığım, fakat her gün okuduğum diğer yazarlar da hep milliyetçi çizgide, düzgün, sağlam kişilerdir. Bunları şunun için yazıyorum: Gazetenin böyle bir saldırıya uğraması provokasyon da olabilir ama gerçek sebebin, MHP yönetimine muhalefet olduğunu sanıyorum. “Ağacın kurdu içinde olur” derler ya… MHP'nin de kurdu içinde gibi… Camia iki kutba ayrılmış durumda… Doğruyu söyleyen, ülkesinin özgürlüğünü savunan her gazete böyle alçakça saldırılara hedef olabilir. Kanunsuz, hukuksuz, insanlık dışı, ilkel bir yol!
* * *
Yeniçağ'ı hedef alanlar, camianın içinden kışkırtılan, yönlendirilen serseriler, kopiller olabilir. Bu mutlaka araştırılmalıdır. İlkelerinden kopan, davadan dönen bazı ahmaklar güya Yeniçağ ve yazarlarını korkutmaya çalışıyorlar! Yıkılıp yok olmaktan korkan, koltuklarını muhafaza etmek için her türlü zorbalığı mübah gören kafalar böyle bir saldırıyı tezgâhlamış olabilirler. Devletin polisi, alçakça saldırıyı yapanları ve yaptıranları bulup ortaya çıkarmak zorundadır. Saldırının hesabı sorulmazsa, yeni saldırılar da olabilir.
* * *
Yeniçağ yazarlarından Arslan Bulut “Yeniçağ Gazetesi'ne saldırıyı kim örgütledi?” diye soruyor ve cevabını kendisi veriyor: “23 Nisan 1920'de kurulan Türk Devleti'ni kimler yıkmak istiyorsa onlar örgütledi!” Başka düşmanımız yok!” *NOT: Yeniçağ Gazetesi'ne ve tüm mensuplarına “geçmiş olsun” diyorum. Ne yazık ki, günümüz Türkiyesi bu hale geldi! R.T.