Sözcü yazarı: Bu nasıl bir terbiyesizlik, Gökçek'in burada yazması 'basın özgürlüğü' değil!

Sözcü yazarı: Bu nasıl bir terbiyesizlik, Gökçek'in burada yazması 'basın özgürlüğü' değil!

Sözcü yazarı Can Ataklı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talebi üzerine Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı görevinden istifa eden Melih Gökçek'in “Partime zarar vermemek için konuşmam. Yazılanları, yorumları yakından takip ediyorum Eğer yönetim uygun bulursa Sözcü’de yazmayı da çok isterim. Farklı görüşler olur” açıklamasını değerlendirdi. Gökçek'in, yazarlık teklifinin reddedilmesi sonrası sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlara da tepki gösteren Ataklı, "Gökçek'in Sözcü'de yazması 'basın özgürlüğü' değildir. Basın özgürlüğü hukuk karşısında Gökçek'in hakkının savunulmasıdır" dedi.

Gökçek ne demişti?

Sözcü başyazarı Rahmi Turan'ın  "Tüm AKP'lilerin günün birinde Melih Gökçek gibi doğruyu bulacağı düşüncesiyle Sözcü o sözlere yer verdi. Melih Gökçek'le dünya görüşümüz ve demokratik anlayışımız çok farklıdır. Tabii ki onun Sözcü'de yazması diye bir şey söz konusu olamaz" ifadesine tepki gösteren Gökçek, sosyal medya hesabında şu paylaşımları yapmıştı:

“Rahmi Turan yazmış; ‘Tüm AKP'lilerin günün birinde Melih Gökçek gibi doğruyu bulacağı düşüncesiyle Sözcü o sözlere yer verdi. Melih Gökçek'le dünya görüşümüz ve demokratik anlayışımız çok farklıdır. Tabii ki onun Sözcü'de yazması diye bir şey söz konusu olamaz!’ Rahmi beycim birincisi; Sözcü de yazmanın doğruyu bulmakla ne ilgisi var? Benim Sözcü’de yazmam demem sizin yanlışlarınızı düzelten birinin bir köşeyi doldurması demek. İkincisi Sözcü yazarlarının meydanı boş bulmaması demek. Üçüncüsü; ‘tabii ki onun Sözcü'de yazması diye bir şey söz konusu olamaz!’ demişsiniz. Bunun böyle olacağını ben zaten tahmin ediyordum. İstedim ki demokratlığız (!) tescil edilsin. Harbi söyleyin. Sağ medyanın size tahammülsüz olduğunu iddia edip duruyordunuz. Ama siz bu davranışınızla sizin sağa tahammülsüz olduğunuzu kanıtladım mı? Bundan böyle ağlama şansınız kalmadı. Daha ben Sözcü’de yazmadan ortalık kel alinin bağına döndü. Ta bide yazsaydım. Tandı gülüm keten helva. Rahmi beycim, bir de; ‘tabii ki onun Sözcü'de yazması diye bir şey söz konusu olamaz!’ demişsin. Anlaşılan Sözcü’nün patronu sensin. Bu suretle kamuoyu öğrenmiş oldu. Sevgili Saygı Öztürk. Son sözlerim sana. Arkadaşlarının demokratlığını gördün. Bir daha sizinkilerin demokratlığından bahsetmezsin sanırım. Son iki günün linçle geçmiş. Sana verdiğim sıkıntı içinde beni mazur gör lütfen."

Sözcü yazarı Can Ataklı'nın "İkinci 'Mor Beyin’i külahıma anlatın' yazısı" başlığıyla yayımlanan (14 Ocak 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Nasıl bir terbiyesizliktir bu böyle"

Sözcü Gazetesi AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın görevden aldığı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'le bir röportaj yayınladı. Gökçek “Sözcü'de yazmak isterim, maaş önemli değil” diyordu bu röportajda ve yer yerinden oynadı. Sözcüokurları Gökçek'i asla gazetelerinde görmek istemediklerini haykırdılar. Elbette zaten gazete yönetiminin böyle bir niyetinin olmasını bir kenara bırakın şakasını bile yapmaları mümkün değildi. Ancak o bildiğimiz, her şeyi en düşük düzeyde polemiğe çevirmeyi adet edinmiş Melih Gökçek “Ben size tuzak kurdum, demokratlığınızı test ettim, farklı görüşlere tahammül edemiyorsunuz” diye üste çıkmaz mı? Demokrasinin hukukun, insan haklarının, özgürlüğün ne olduğunu bilmeyenler bunu kendi kafalarına göre tarif edip zekâdan yoksun bir kurnazlıkla kendilerine yontarlar. Gökçek'in Sözcü'de yazması “basın özgürlüğü” değildir. Basın özgürlüğü hukuk karşısında Gökçek'in hakkının savunulmasıdır. Eğer Sözcü haksızlığa uğrayan, kumpasa getirilen, tuzağa düşürülen bir Melih Gökçek'in hakkını görmezden gelirse o zaman basın özgürlüğüne, demokrasiye, hukuka ihanet etmiş olur. Gökçek ve onun gibilerin bunu anlaması pek kolay değildir.