Sözcü yazarı: Erdoğan'ın uyarıları, 6 ay sonra yapılacak bir seçimin sinyali

Sözcü yazarı: Erdoğan'ın  uyarıları, 6 ay sonra yapılacak bir seçimin sinyali

Sözcü yazarı Can Ataklı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Bu yıl sonuna kadar il teşkilatlarımız, ilçe teşkilatlarımız, belde teşkilatlarımızın tamamını güncelleyeceğiz. Çünkü ortada bir metal yorgunluğu var. Bunu aşmamız lazım" ifadesini, "kasım ayında yapılacak bir seçimin sinyali olarak gördüğünü" söyledi. 

"AKP'nin bir genel seçimde alacağı oy oranı Erdoğan'ı fazla ilgilendirmiyor" görüşünü dile getiren Ataklı, "Amacı elbette ilk turda seçilmektir ama hesabını ilk turda birinci çıkmaya göre kuracaktır. İkinci tura kaldığı an seçilmesi neredeyse kesindir" diye yazdı. 

Can Ataklı'nın "Erdoğan sanki seçim sinyali verdi" başlığıyla yayımlanan (31 Mayıs 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Son gelişmelere “dağ fare doğurdu” demeyeceğim ama yandaşların şişirdiği gibi “büyük temizlik” veya “büyük tasfiye” olmadı AKP'de. Ayrıca partide bir heyecan dalgası da yok. Erdoğan'ın yeniden genel başkan olması coşkuyla karşılandı, o kadar. Çünkü bir tasfiye beklentisi var. Herkes hem birbirinden hem kendinden korkuyor. Yine herkes biliyor ki eğer cemaatle bir ilişki o kişinin tasfiyesine yol açacaksa koca parti içinde kendini kurtarabilecek tek kişi bile yok. Herkes bir şekilde cemaatle ilişkiliydi çoğu da çok ciddi maddi kazanımlar elde etti.

O halde AKP içinde kimse güven altında değil. Hiç umulmadık kişilerin bile başına bir anda “FETÖ belası” açılabilir. Tabii bu durum ister istemez parti içinde bir “denge” oluşmasına da neden oluyor. Bir ihbarla okka altına herkes gidebilirse bunun da kontrol altında tutulması gerek. Zaten gördüğüm kadarıyla özellikle saray tetikçileri bu nedenle ateş püskürüyor. Kendi hedeflerindeki kişilerin hâlâ partide duruyor olmasından çok rahatsız ve bunu Erdoğan'ın sonu olarak bile görüyorlar. Sanıyorum Erdoğan da bu durumun farkında beklentilerin aksine genel başkan olduktan sonra hızlı bir tasfiyeye girişmedi. Bunu yapmadı ama uyarıyor, diyor ki “Partide bir metal yorgunluğu hissediyorum. İlk günkü gibi çalışmaya tekrar başlamalıyız. Partimiz gençleşmeli, devrimci bir parti olarak üzerimize düşeni yapmak zorundayız.” Sonra da 180 günlük yani 6 aylık bir süre tanıyor herkese, aba altından sopa gösterir gibi “Oldunuz oldunuz, olamadınız görürsünüz gününüzü” diyor. Ancak söylemeliyim ki bu denge politikası sürdürülemez. Partide mutlaka çatlak oluşur, kendini rahatsız hissedenler 2 yıl dayanamaz. İşte bu nedenle Erdoğan'ın “uyarılarını” 6 ay sonra yani Kasım'da yapılacak bir seçimin sinyali olarak görüyorum. Şunu bilmeliyiz; Erdoğan'la fiilen başlayan ancak resmen 2019 seçimlerinden sonra yürürlüğe girecek yeni rejimde parlamentonun bir önemi kalmayacak. Artık önemli olan başkan seçilmek. Başkan seçildiği andan itibaren kral gibi olacak. Her şeye karar verecek, parlamento umurunda bile olmayacak. Erdoğan eğer 2019'a kadar AKP'de bir parçalanma olmaz, merkezde bir parti kurulmaz ve muhalefet herkesin destekleyeceği bir aday bulamazsa kesinlikle seçilecektir. Çünkü diğer olası bütün adaylara karşı Erdoğan'ın partisi AKP'nin çok üzerine çıkan bir kişisel oyu var. Bu nedenle AKP'nin bir genel seçimde alacağı oy oranı Erdoğan'ı fazla ilgilendirmiyor. Amacı elbette ilk turda seçilmektir ama hesabını ilk turda birinci çıkmaya göre kuracaktır. İkinci tura kaldığı an seçilmesi neredeyse kesindir. Kısacası AKP'nin başkanlık seçiminde Erdoğan'a katacağı fazla bir şey yoktur. Bu nedenle seçimleri erkene çekmek Erdoğan için çok caziptir. Bu kararı alacak olmasındaki ikinci faktör, şu anda konuşulmuyor ama 2019'da yapılacak yerel seçimlerdir. AKP'nin bu seçimden hüsranla çıkması hemen ardından gelecek başkanlık seçimini tehlikeye sokabilir. Erdoğan'ın yerinde olsam böyle bir riske girmem. O seçimlere başkan olarak girerim ve durumu lehime çeviririm. O halde bu yılın sonunda yapılacak bir seçim sürpriz olmayacaktır, herkes hazırlıklı olsun