Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, "HDP'lilerin fezlekeleri TBMM'ye geldiği an, ihtimaldir ki, içeride Millet İttifakı çatırdayacak, dışarıda Avrupa Birliği ile köprüler atılacak. Artık HDP'nin kapatılmasının yüksek sesle dillendirileceğini düşünüyorum." görüşünü savundu.
Saymaz, "Kars Valisi Türker Öksüz'ün, kayyum olarak atandığı gün belediye binasının önünde cuma namazı kılması, pek alışıldık bir manzara değildi. Sanki 'şükür namazını' andırıyordu. Zira Kars Belediyesi, bir hafta öncesine kadar HDP'li başkan Ayhan Bilgen tarafından yönetiliyordu. HDP'nin kayyum atanmayan tek şehir belediyesiydi. Aralarında Bilgen'in de olduğu 17 HDP'linin 6-7 Ekim 2014'teki Kobani gösterilerinden ötürü tutuklandığı bu dosyayı, geçmişteki HDP soruşturmalarından ayırmak gerekir. Çünkü HDP'nin eski eş başkanları ve merkez yürütme kurulu (MYK) üyelerinden oluşan sanıklar cinayet, cinayete teşebbüs, yağma ve insanları hürriyetlerinden yoksun kılmaya azmettirmekten yargılanacak. Suç listesinde 37 cinayet, 27 cinayete teşebbüs, 15 yağma, 400'ü aşkın yaralama var." ifadesini kullandı.
"Bence Kobani soruşturması, HDP'nin siyasi yolculuğu bakımından dönüm noktasıdır" diyen Saymaz, "Çünkü şu anda milletvekili olan yedi HDP'li hakkında fezleke düzenlendiğini biliyoruz. Bu isimler arasında partinin Eş Başkanı Pervin Buldan, eski eş başkanlar Serpil Kemalbay ve Sezai Temelli, grup başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç ile genel başkan yardımcısı Garo Paylan var. Fezlekeler TBMM'ye geldiği an, ihtimaldir ki, içeride Millet İttifakı çatırdayacak, dışarıda Avrupa Birliği ile köprüler atılacak.Artık HDP'nin kapatılmasının yüksek sesle dillendirileceğini düşünüyorum.Eğer bir partinin eş başkanları ve üst yönetimini 37 cinayet ve 25 cinayete teşebbüsün talimatını vermekle suçluyorsanız onları çete olarak görüyorsunuz demektir. Ayrıca HDP'nin TBMM'den çekilmesi de gündeme gelebilir. Hangi karar verilirse verilsin… Bilinmeli ki… Hukuki olmaktan evvel siyasi bir karar olacak." düşüncesini dile getirdi.
Yazının devamı için tıklayın