Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, "Türkiye'de bütün baroların ortak paydasıyken, herkesi şoke eden 180 derecelik dönüşüyle, Türkiye'deki bütün baroların ortak utancı haline gelen Metin Feyzioğlu, hukuk fakültesi mezunu. Papağan gibi 'hukuk herkese lazım' deniyor ama aslında 'hukukçu' lazım herkese. Herkese yetecek kadar hukuk var. 'Hukukçu' yoksa, kıymeti var mı?" düşüncesini dile getirdi.
Özdil, "Baroları bölmeye çalışıyorlar, demokratik yapısını bozmaya çalışıyorlar, dava açma yetkilerini iptal etmek istiyorlar, ellerinden gelse lağvedecekler… Bunu yapmaya çalışan iktidarın adalet bakanı Abdülhamit Gül, Ankara Üniversitesi hukuk fakültesi mezunu. 80 şehrimizin baro başkanları, adalet isteğiyle Ankara'ya yürüdü… Adalet isteyen baro başkanlarını polis zoruyla Ankara'ya sokmayan Ankara valisi Vasip Şahin, hukuk fakültesi mezunu. Türkiye'de bütün baroların ortak paydasıyken, herkesi şoke eden 180 derecelik dönüşüyle, Türkiye'deki bütün baroların ortak utancı haline gelen Metin Feyzioğlu, hukuk fakültesi mezunu." görüşünü savundu.
Özdil yazısında şunları kaydetti:
Papağan gibi “hukuk herkese lazım” deniyor ama… Aslında “hukukçu” lazım herkese. Herkese yetecek kadar hukuk var. “Hukukçu” yoksa, kıymeti var mı? Bakın mesela, aynı üniversitelere gittiler, aynı dersleri gördüler, aynı diplomayı taşıyorlar, aynı kanunlar çerçevesinde hareket ediyorlar ama… Bu yukarda adı geçen arkadaşların, Ankara'ya yürüyen baro başkanlarımızla veya Celal Ülgen gibi duayen avukatlarımızla aynı fakültelerden mezun olduğuna inanmak mümkün mü?
Hukuk fakültelerinden her mezun olan “hukukçu” sayılır mı? Bu adı geçen arkadaşlar, sayılmaması gerektiğinin kanıtı değil mi? Bana sorarsanız, AKP'den kurtulur kurtulmaz yapılması gereken ilk işlerden biri… Hukuk fakültelerindeki eğitim sistemini yeniden ele alıp, hukuk'tan önce “hukukçu” kavramını benimsetmek olmalı.
Yazının devamı için tıklayın