Necati Doğru*
Bugün köşeme gelip oturan metin sadece “tekzip” açıklaması değil, “tekzibin tekzibi” bir mahkeme kararı oldu. Şöyle anlatayım: Ben önce bu köşede “Türk basınına havuz modeli sokulduğunu, gazeteciliğin iktidar beslemesine dönüştüğünü” yazdım. Bu yazıya mahkeme kararıyla “tekzip” açıklaması geldi. Onu da yayınlandım fakat altına kendimce bunu haksız bulduğumu anlatan “köhnemiş bir tekzip” başlığıyla 10 cümlelik bir yazı yazdım. Amacım siz okurlara seslenmekti. Bunun üzerine İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'ne benim 10 cümlelik “köhnemiş bir tekzip düzeni” açıklamama bir tekzip daha gönderme başvurusu yapıldı. İstanbul 8. Sulh Mahkemesi bu talebi, hukuki değil diye, reddetti. Ancak bu kez İstanbul 9. Sulh Mahkemesi'ne itiraz başvurusu yapıldı ve kabul edildi. Aynı Adliye'nin aynı koridorunda birbirine bitişik komşu salonunda “itirazın hukuki olmadığı kararı” reddedildi. Bugün gelen işte o 10 cümlelik açıklamanın tekzibi; yani “tekzibin tekzibi” oluyor. Böylece ben 200 yıllık basın tarihinde “tekzibe tekzip yaptırmaya yol açacak eleştiri yazısı yazan ilk gazete yazarı” oluyorum. Değerli okurlarım, size seslenirken hem basın, hem adalet tarihine geçtim.
Sözcü Gazetesi'nin 11.06.2017 tarihli nüshasının 3. Sayfasında müvekkil şirket adına alınmış olan Hakimlik kararına dayalı olarak “Düzeltme ve Cevap Metni” yayınlanmış, ancak aynı köşe yazarı tarafından düzeltme ve cevap metnimizi VE AYRICA MAHKEME KARARINI HİÇE SAYAN, mahkeme kararı ile adeta alay eden “Köhnemiş Bir Tekzip!” başlığı altında başka bir yayın kaleme alınmıştır. Sözcü Gazetesi gazetecilik ilke ve değerlerini hiçe sayılarak Müvekkiller aleyhine kasıtlı olarak yayın yapmaya devam ettiği gibi, mahkeme kararlarını da hiçe saymakta, Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından verilen tekzip kararlarına “köhnemiş tekzip düzeni” diyerek açıkça aşağılamaktadır. Sözcü Gazetesi bu tarz yayınlarına derhal son vermelidir.
Tekzibimize konu olan köşe yazısının ve yazı içeriğindeki ifadelerin FETÖ üyesi kişiler tarafından, 17 Aralık 2013'de başlatılan terör eylemlerine dayalı olduğu, artık tüm kamuoyunun dahi malumudur. Müvekkil şirketin ticari alım satım işlemleri, 3. kişilerin de ulaşabileceği şekilde resmi olarak sicilde kayıtlıdır. Sözcü Gazetesi, tekzibimize konu yaptığı köşe yazısıyla terör örgütünün suç teşkil eden zırvalarını, mahkeme kararına rağmen tekrar tekrar dillendirmekte, ısrarla ve inatla adeta “terör örgütü propagandası” yapmaktadır. Sözcü Gazetesi'nin bu hareketinin amacı anlaşılmadığı gibi oldukça manidardır. Tekraren yapılan ve artık bayatlamış, Müvekkil aleyhine kamuoyu yaratma amacıyla kaleme alınan bu ve benzeri iftira içerikli yayınla Müvekkilin yıpratılmaya çalışılması beyhude bir çabadan öteye gitmemektedir. Müvekkilin her daim millet ve memleketten yana tavrı devam edecektir.
Tekzibe konu köşe yazısı içeriğine bakıldığında mahkemeler tarafından verilen tekzip metni yayınlanması kararının “köhnemiş tekzip düzeni” olarak tanımlandığı görülmektedir. Sözcü Gazetesi muhtemelen daha önceden yapılmış gerçek dışı haberleri ve yazıları ile ilgili olarak kendi aleyhine çok sayıda tekzip kararı aldığından ve bu kararlara dayalı tekzip metinlerini yayınlamak zorunda kaldığından Mahkeme kararlarını hiçe sayar ifadelerle adeta alay etmektedir. Neticeten Sözcü Gazetesi tarafından ısrarla, gerçek dışı ve Müvekkil i töhmet altında bırakan ifadelerle, Müvekkili hedef gösteren iftira niteliğindeki yayınlara devam edilmesi, amacın haber vermek olmadığını açıkça göstermektedir. Tekzibe konu haberde yer alan gerçek dışı bilgi ve açıklamaları; kötü niyetli ve hayali senaryoları; kısacası gazeteciliğin etik değerlerine yakışmayan bu köşe yazısını yayınlayan gazetenizi kınıyor, asılsız suçlamalara karşı cevabımızı kamuoyuna saygıyla sunuyoruz. Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. (Sabah Gazetesi) Vekili Av. Fatih Savaş
* Bu yazı ilk kez Sözcü gazetesinde yayımlanmıştır.