Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye'de düzenlediği Fırat Kalkanı Harekâtı'nın devamı niteliğinde olacağı iddia edilen ve Irak'a yönelik düzenleneceği konuşulan yeni harekâtın adının "Dicle Kılıcı" olarak belirlendiğini iddia etti. Öztürk, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da bu konuda fikrinin alınacağını ifade etti.
Saygı Öztürk'ün "Yeni harekatın adı ve şer ittifakı" başlığıyla yayımlanan (11 Nisan 2017) yazısı şöyle:
Türk Silahlı Kuvvetleri, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin 51'inci maddesinden kaynaklanan “Meşru Müdafaa Hakkı” gereği, IŞİD başta olmak üzere terör örgütlerinin yarattığı tehdidi bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak amacıyla 24 Ağustos 2016 tarihinde “Fırat Kalkanı Harekatı”nı başlatmıştı. Harekatta istenilen sonuçlar yeterince alınmadan, hatta bütün aşamaları tamamlanmadan Cumhurbaşkanı ve Başbakan “Fırat Kalkanı Harekatı'nın bitirildiğini” açıkladı. Bu karar askerleri de şaşırttı. Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında toplam 230 meskun mahal ve 2 bin 225 kilometrelik alanda kontrol sağlandı. Hani askerimiz Menbiç'i terör örgütü YPG'den yani PKK'nın Suriye uzantısı olan teröristlerden kurtaracaktı? Hani Rakka'ya girip dinci terör örgütü IŞİD'i bu kentten atacaktı... Bunlar gerçekleştirilmeden, “Fırat Kalkanı” aslında yeterince amacına ulaşamadan sonlandırıldığını askeri yetkililer söylüyor.
Suriye'de de, Irak'ta da hem IŞİD hem KK var. Her iki örgüt de, Türkiye'ye karşı hainlikte birleşiyor. Diğer komşumuz Yunanistan adalarımızı işgal ediyor, bayrağını çekiyor, her fırsatta karasularımızı, hava sahamızı ihlal ediyor. Yunanistan Cumhurbaşkanının Türkiye'ye ait adaya gidip Yunan askerlerini ziyaret etmesine bile ses çıkarmıyoruz. Askerlerin adada bulunması yetmiyor, milislere silahlı eğitim veriliyor. Adada bulunan madenler gemilerle adalarımızdan alınıyor. Bunların da sadece seyircisiyiz...
Terör örgütü PKK, yıllarca Kandil'i üs olarak kullandı. Sincar bölgesinde üsler kurmaya başladığında, buna Barzani'nin engel olması istendi. Barzani, Türkiye'de ayrı, Irak'ta farklı konuşuyor. PKK'ya karşı sözde mücadele ediyormuş izlenimi yaratıp, sessiz kalmayı tercih etti.
Aslında geçmişte de böyle yaptılar. PKK ile mücadele edecek diye Barzani ve Talabani'ye bu devlet yıllarca para verdi. Yetinilmedi, sınır boylarında peşmergeler için 35 karakol yaptırıldı. Ancak bunların tamamı kısa süre sonra içindeki araç‐gereç ve silahlarla birlikte PKK'nın eline geçmişti. Şimdi de, Sincar'da Türkiye'nin isteklerinin tam tersi gelişmeler oluyor. Sincar'da kamp sayısını artırdılar, Ezidileri de aralarına aldılar. Onları da Türkiye'ye karşı kullanacak, böylece Türkiye karşıtı cephe genişletilecek.
Hani miting meydanlarında bazı siyasilerimiz “Asker Kandil'i niçin yerle bir etmiyor” diye soruyor, kalabalık ise “Asker Kandil'e, asker Kandil'e” diye bağırıyor. Bundan sonra “Asker niçin Sincar'da bulunan terör kamplarını yerle bir etmiyor” diye duyacağız, bu kez aynı kalabalıktan, “Asker Sincar'a” sloganını duyacağız. Türkiye'ye karşı ülkeler gibi terör örgütleri de işbirliği yapıyor. Bunun son örneği Sincar'da görülüyor. “Olmaz olmaz” demeyin, çeşitli nedenlerle IŞİD'den kaçan ya da gönüllü olarak ayrılanlar, şimdi PKK ile işbirliği içinde. Örgütün kafa adamlarından da katılımlar var.
IŞİD'den kaçanların tek yaptığı saçı‐sakalı kesmek oluyor. Eğitimli, silahlı bu teröristler, şimdi PKK'lı oldu. IŞİD'i yakından tanıyanlar, onların önemli bir bölümünün dinle‐diyanetle ilgisinin olmadığını belirtiyor. IŞİD ile YPG savaşsa da çıkarları için ortak hareket ediyor. İkisi de karşılıklı mal‐alıp veriyor, ikisinin de kendilerine göre gümrük kapıları var. Bu yolla örgütler, örgüt ağaları önemli de gelir elde ediyor. İşte, iki azgın terör örgütü bazen çatışıyor ama ortaklık da yapıyor. Bu ortaklık, önümüzdeki dönemde Türkiye'ye karşı güçlendirilecek. Bunun hesapları da yapılıyor.
Teknolojinin bütün olanaklarından yararlanılıyor, bir terörist öldürmek için bile uçaklardan bombalar yağdırılıyor, bunun için masraftan kaçınılmıyor. Türkiye, yurtiçinde bölücü terör örgütüne karşı etkili mücadele veriyor vermesine ama örgütü bu hale getiren de zamanında mücadele değil müzakere yapan yine bu hükümettir. Evet, hava operasyonlarıyla etkili olunuyor ama önemli olan askerimizin postalının dağa‐taşa değmesidir. Güvenlik güçleriniz, vatandaşınız yolları rahatlıkla kullanabiliyor mu, kamu görevlileriniz helikopter, uçak dışında karayollarından gidebiliyor mu, bunlara bakmak gerekiyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, sınır ötesi harekatı bu kez Irak ağırlıklı olacak gibi gözüküyor. Adına “Dicle Kılıcı Harekatı” denilmesi planlandı. Askerler böyle düşündü ama bu konuda da Cumhurbaşkanının görüşü alınacak. Türkiye, sınır ötesi harekatlarda koalisyon güçleri tarafından yalnız bırakıldı. Sahada kazanılanın masada kaybedilmemesi gerekiyor. 71 şehidimizi de unutmayın.