Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, 17 - 25 Aralık savcılarından Zekeriya Öz ile Celal Kara'nın kendilerine ait pasaportla sınır kapısından rahatlıkla geçtiklerini öne sürdü. Öztürk, "Bu kişiler hakkında herhangi bir kısıtlama olmamasına da 'Onların çıkışlarına bilerek göz yumuldu. Çünkü, konuşmaları halinde bugün etkili konumda olan bazı kişiler hayli zor durumda kalırdı' yorumu yapılıyor" iddiasını dile getirdi.
Saygı Öztürk'ün "Çok şey bildikleri için mi gönderildi?" başlığıyla yayımlanan (2 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Eski Cumhuriyet Savcısı ve CHP eski Milletvekili Ali Özgündüz, “Ergenekon” olarak bilinen soruşturmayı yürüten, yüzlerce kişinin mağduriyetlerine yol açan Zekeriya Öz ile AKP'li bakanların, çocuklarının karıştığı 17 Aralık soruşturmasını yaparken soruşturması elinden alınan, meslekten çıkarılan Celal Kara'nın da Gürcistan'da olduğunu öne sürüyor. Yaygın söylentileri bu ülkenin en yetkililerine sormak gerekiyordu. Trabzon'dan Batum'a gitmeden önce bu önemli ilimizde olanlara da duyarsız kalmak olmaz. İstanbul'da Ayasofya Kilisesi'nin camiye dönüştürülmesi tartışması devam ederken, Trabzon'da bulunan Ayasofya Kilisesi'nin yarısının duvarları, tavanlarını kontrplaklarla kapatıp fresklerin görüntüsü ortadan kaldırılmış. Ancak, bu caminin cemaati yok denecek kadar az…
Rusya'ya ait uçağın düşürülmesi, canlı bomba, bomba yüklü araçlı eylemler nedeniyle turizm büyük darbe yedi. Sayısı azalmakla birlikte, Arap turistlerin gözde yeri haline gelen Uzungöl bu durumdan fazla etkilenmedi. Arapları şaşırtan ise ülkelerinde alışık olmadıkları elektrik kesintileri oldu. Kesinti anında alışverişteler ise sanki kendilerine saldırılacakmış gibi dışarı kaçıyorlar. Bu durum, esnafı utandırıyor.
60 yıllık Uzungöl Belediyesi kapatılınca burası da mahalleye dönüştürüldü. Uzungöl Mahallesi'nin içme suyu için “içilmez” raporu verilmiş. Su bozuk ama su sayaçları sağlam ve halktan tıkır tıkır parası da alınıyor. Trabzon Büyükşehir Belediyesi'nin eli Uzungöllülerin cebinde ama hizmet gitmiyor. Götürülmüş olsa o doğa harikası bataklığa dönüşür müydü?
Son dönemde her sınır kapısında olduğu gibi Gürcistan'a açılan Sarp Sınır Kapısı'nda da denetimler alabildiğine sıkı… Bu kapıdan geçişte iki eski savcı sorunla karşılaşmamış. İlginçtir, meslekten çıkarılmasına rağmen hakkında “yurtdışına çıkış yasağı” konulmamış, pasaportu iptal edilmemiş. O yüzden, kendilerine ait pasaportla sınır kapısından rahatlıkla geçmişler.
Bu gidiş önlenebilir miydi? Eğer pasaport bölümünde deneyimli bir polis memuru olsaydı, Zekeriya Öz'ü tanır, geçmeden önce belki bazı makamlara böyle bir geçişin olacağı bildirilir, belki de buna göre o an acil önlem de alınırdı. Bunların hiçbiri yapılmadı. Çünkü, Öz'ün işlemini yapan 10 gün önce göreve başlayan bir memurdu. Yalnız onlar değil 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde yakalanan, sonra serbest bırakılan “Hava Kuvvetleri İmamı” olduğu öne sürülen Adil Öksüz de izini kaybettirdi. Onun da yurtdışına kaçırıldığı söyleniyor ama hâlâ izi bulunmuş değil.
Özellikle Zekeriya Öz'ün, Celal Kara'nın kendi pasaportlarıyla, hiçbir engelle karşılaşmadan geçişiyle ilgili bir inceleme de yapıldı. Bu kişiler hakkında herhangi bir kısıtlama olmaması da “Onların çıkışlarına bilerek göz yumuldu. Çünkü, konuşmaları halinde bugün etkili konumda olan bazı kişiler hayli zor durumda kalırdı” yorumu yapılıyor.
Onların Batum'da yakalandıkları, sonra Tiflis'e götürüldükleri iddialarını da daha çok eski Savcı Ali Özgündüz gündeme getiriyor. Bu durumu Acara Özerk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Zurap Pataradze'ye sordum. Böyle bir şeyden haberinin olmadığını söyledi. Dahası, Türkiye'nin bu kişilerin arandığına ilişkin kendilerinden de bir talebinin bulunmadığını ekledi. Demek oluyor ki, bazı makamlar bu gidişten memnun bile oldu.
Özerk Cumhuriyetin Devlet Başkanı Pataradze, Gürcistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu, Ankara Büyükelçiliği görevlerinde bulunmuş. Türkçe konuşuyor. Türklerin ülkelerine yatırım yapmalarından da son derece memnun. İlk oteli yapan Nurol firmasının patronu Nurettin Çarmıklı'nın da bir caddeye adı verilmiş. Eski Milletvekili Metin Arifağaoğlu da otelle girdi ama daha büyük projeleriyle gündemde… Son dönemde adı sıkça konuşulan Galip Öztürk de, son dönemde Batum'da oteller zinciriyle büyüyen bir isim. Tabii ki her otelin kumarhanesi de var. Müşterileri de ağırlıklı olarak Türk vatandaşları…
En çok giriş-çıkışın Kapıkule'den, Habur'dan yapıldığını biliriz. Ama öyle olmadığını öğrendim. Geçen yıl 6 milyon 300 bin giriş-çıkışla Sarp Sınır Kapısı en işlek kapı olmuş. Gürcistan'dan Türkiye'ye günübirlik giriş çıkışlar fazla… Türkiye'den daha çok kumar için gidiliyor. Akaryakıt, et, bal, içki Türkiye'ye göre çok ucuz. Gümrük ve muhafaza ekipleri kısıtlı olanaklarına rağmen kaçakçılıkla mücadelede hayli etkili… Sarp Sınır Kapısı bir aya kadar yıkılacak ve yeni kapı açılacak. Bu kapı önündeki yığılmalar ancak personel artışı ve yeni kapıyla mümkün olacak.