Sözcü yazarı Zeyrek: AK Parti'deki yaprak dökümünün en önemli nedenlerinden biri de ana akımdan uzaklaşması

Sözcü yazarı Zeyrek: AK Parti'deki yaprak dökümünün en önemli nedenlerinden biri de ana akımdan uzaklaşması

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, "Ekonomik sorunlar, işsizlik gibi nedenler elbette etkilidir ama içinden iki parti çıkan AK Parti'deki yaprak dökümünün en önemli nedenlerinden biri de ana akımdan uzaklaşmasıdır." düşüncesini dile getirdi. 

Zeyrek, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının ilk 5 yıl partinin çıkış sloganlarına uygun hareket ettiklerini belirtereki "2007 yılına gelindiğinde, çıktıkları siyasi akımın, kendileri tarafından da 'aşırıcı' ilan edilen bazı talepleri ara ara kendini göstermeye başlamıştı. 'Demokrasi menzile giden yolda bir araçtır' yaklaşımıyla, 'aynı menzile gitmek isteyenlerle birlikte yol yürüme' hevesi, aşırıcı muhafazakar gruplarla, cemaatlerle, tarikatlarla siyasi ittifakları da beraberinde getirdi. Bu ittifakların yarattığı 'güç' ortamında, başta Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Teşkilatı olmak üzere devletin kritik kurumlarını tam kontrol altına alma, Atatürk'ün ismini her yerden silme, eğitim sistemini imam hatipler üzerine şekillendirme,  zinayı suç sayma, Ayasofya'yı ibadete açma gibi hedefler sıkça dillendirilmeye başlandı. Zamanla içeride iktidar mücadeleleri, yol kazaları, aynı menzile giden grupları kavgaya tutuşturdu, ittifaklar bozuldu, yeni ittifaklar kuruldu. Dışarıda ise AB ile ilişkiler dibe vururken, ABD ve Batı ittifakıyla bırakın müttefikliği neredeyse 'düşman kardeşler' gibi olduk." görüşünü savundu. 

Zeyrek, "Bugün geldiğimiz noktada AK Parti'nin 'muhafazakar demokrat' kimliğinin yerini 'milliyetçi muhafazakâr' bir kimlik aldı. 'Ayasofya ibadete açılsın', 'zina suç sayılsın', 'Ülkedeki dört okuldan biri imam hatip lisesi olsun' gibi açıklamalar artık vaka-i adiye. Geçmişle tek bir fark var: Bu tür çıkışlara artık 'laikliğin savunucusu' CHP'den önce, bir dönem AK Parti'de Başbakanlık, Başbakan Yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı yapmış isimlerin kurduğu 'muhafazakâr demokrat' partiler karşı çıkıyor. 2002'de Partiyi kurarken, 'Batı ile iyi geçinmek', 'Avrupa Birliği'ne tam üyeliği savunmak', 'NATO ile sorunu olmamak', 'İsrail ile iyi ilişkiler kurmak', 'Serbest piyasa ekonomisini, özelleştirmeleri savunmak', 'laiklikle barışık yaşamak' gibi görüşleri savunan, 'özgürlükler', 'demokrasi', 'adalet', 'hukuk devleti' gibi kavramlara dört elle sarılan, en önemli sloganı 'yasaklarla, yolsuzlukla ve yoksullukla (3 Y) mücadele' olan AK Parti, doğal olarak 'ana akım' unvanını almış ve tek başına iktidara gelmişti." ifadesini kullandı. 

Zeyrek, "Bugün geldiğimiz noktada, 'yasak' sözcüğü hayatımızın vazgeçilmez bir unsuru. 'Yolsuzlukla mücadele' hakgetire. 'Yoksulluk', Koronavirüs'ten hızlı yayılıyor.  Başta düşünceyi açıklama olmak üzere temel özgürlükler ve insan hakları ile hukuk devleti ilkeleri konusunda çok ciddi ihlaller var. Bakın, kadın katilleri ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşırken, vatanseverliklerinden kimsenin şüphe duymadığı saygın gazeteciler, 'yazılmayan haber' gerekçesiyle 'casuslukla' suçlanabiliyor ve evden gözaltına alınabiliyor.  Meslektaşlarımız Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel'in başına gelenler, AK Parti'nin ana akımdan uzaklaştığının, yönetimde özgürlük, adalet, insan hakları yerine, 'aşırı güvenlikçi'  yöntemleri tercih ettiğinin son örneğidir. Siyasi partileri aşırılıklar zayıflatır." değerlendirmesinde bulundu. 

Yazının devamı için tıklayın