Yeniçağ gazetesi yazarı Altemur Kılıç, bugünkü yazısında Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek ile Zaman gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne'yi karşılaştırdı. İki isim arasında ters bir bağ olduğunu belirten Kılıç, bunun da bugün Türkiye'deki ikilemi ve açmazı özetlediğini söyledi. Mustafa Özbek, “Özbek gibi Türk-Bozkurt gibi Bozkurt ve adam gibi bir adam”, Mümtazer Türköne ise, ne “mümtaz”, ne “er”; tersine bir sözde Türk!" diyen Kılıç, şunları yazdı:"Mümtazer Türköne”ne “er”, “öne” değil, Türk’ün tersine giden, bir sözde Türk! Şu sırada çanaka medyada revaç bulan, bir aydın taslağı! Türköne eskiden MHP’li ve de ülkücü imiş... Sonra, Tansu Çiller’in danışmalığını yapmış, velhasıl her kalıba girmiş! Şimdi tersine veya “aslına” dönmüş! Yarın hangi yöne döner belli değil! Para neredeyse herhalde oraya! Onu tanımak için, eski eşinin Bayülken’e anlattıklarına bakın! Türköne, bu eski eşini dövmeye kalktı, ama yandaşları, sözde “kadın hakları şampiyonları” hiç ses çıkarmadılar!" Sözde vatandaşDönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de, 20 Mart 2005 tarihinde Mersin'deki Nevruz kutlamaları sırasında çıkan olaylarda Türk bayrağını yakma girişiminde bulunanlar için 'sözde vatandaş' demişti.Genelkurmay, bir gün sonra da şu açıklamayı yapmıştı: 'Sözde vatandaş ifadesi, belirli bir kesimi tanımlamak için kullanılmamıştır. Anayasamızda yer alan Atatürk milliyetçiliği kapsamında, kendisini Türk milletinin bir parçası olarak görmeyen, Türk Bayrağı'na saygısızlık eden, vatandaşlık haklarını istismar edenler için kullanıldı."