Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen’in ‘Onursal Başkanı’ olduğu ABD’deki Peace Islands Institute’ün Küresel İşler Merkezi Direktörü Mehmet Kılıç imzasıyla BM üyesi ülkelerin büyükelçilerine 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası AKP hükümetinin politikalarına ağır eleştirilerin yer aldığı mektuplar gönderildiği öğrenildi.
Star gazetesinden Zeynep Tuğrul'un haberine göre, gönderilen mektup "AKP hükümetine ihanet" niteliğinde. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, sözkonusu mektubun varlığını geçen hafta BM’de düzenlediği basın toplantısında açıklamıştı.
Star'ın öne sürdüğü mektupta, "Başbakan’ın kendisinin ve üç bakan oğlunun müdahil olduğu dört ayrı yolsuzluk soruşturması, Türkiye’nin demokratik kurumlarını önemli ölçüde zayıflatan, hukukun üstünlüğünün, insan haklarının, basın özgürlüğünün ve ifade özgürlüğünün çöküşüne neden olan, muazzam bir hükümet tepkisini harekete geçirdi" ifadeleri yer aldı.
Star'ın öne sürdüğü mektubun tercümesi ve haberi şöyle:
STAR ABD’deki Gülen grubu örgütlerinin Washington ve New York’taki yabancı elçiliklere gönderdiği Türkiye’yi karalayan ‘ihanet mektupları’na ulaştı. İddialara ve iftiralara dayanan ispiyon mektupları, Fethullah Gülen’in ‘Onursal Başkanı’ olduğu ABD’deki Peace Islands Institute tarafından, BM üyesi ülkelerin büyükelçilerine gönderildi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, sözkonusu mektubun varlığını geçen hafta BM’de düzenlediği basın toplantısında açıklamıştı. Gülen grubunun ABD’deki örgütlerinden biri olan PII Küresel İşler Merkezi Direktörü Mehmet Kılıç imzasıyla gönderilen ve ‘ispiyon’ niteliği taşıyan mektuplar, ispatlanmamış iddialara ve iftiralara dayanıyor.
Mektuplarda “90 yaşındaki Türkiye demokrasisi büyük bir krizle yüzleşiyor” denilerek, özellikle Bediüzzaman Said Nursi’ye ve kitaplarına yönelik hapis, yasaklama yılları olarak bilinen ‘tek parti’ dönemi de bu ‘demokrasi yılları’ içinde sayılması dikkat çekti.
Başbakan’ın Fethullah Gülen’i ‘dikkatleri başka yöne çekmek için’ karalamaya çalıştığı öne sürülen mektuplar “Türkiye’deki muazzam büyüklükteki bir yolsuzluk soruşturması dünya çapında manşetlere çıktı” diye başlıyor ve New York Times, Wall Street Journal gibi ABD gazetelerinde yer alan Türkiye aleyhtarı haberler referans gösteriliyor.
İhanet mektubu, “Uygun olduğunuzda sizinle görüşmeyi dört gözle bekliyoruz” diye bitiyor. Mektupların 3 sayfalık ‘sıkça sorulan sorular’ ekinde ise Türkiye ile ilgili inanılmaz suçlamalara yer veriliyor. Mektupta, gerçeklere aykırı olarak, görev yerleri değiştirilen emniyet mensupları ile savcıların, Temyiz Mahkemesine başvurduğu ve bu başvuruda haklı bulundukları iddiası da bulunuyor. Ayrıca, Gülen Cemaati’nin siyasi hiçbir eyleminin bulunmadığı iddia ediliyor.
Söz konusu eklerde 17 Aralık operasyonu esnasında Türkiye’de de sosyal medya hesapları üzerinden yayılan montaj kasetlerden alıntılar yapıldı. Söz konusu operasyonunun sadece yolsuzluk amaçlı yapıldığı yalanının yazıldığı mektupta hükümetin tepkilerine de yer verildi. Basına da yansıyan görüşlerin ilgili bölümlerinin alınmasıyla verilen görüşlerde hükümetin büyük bir baskı havası oluşturduğu iddia ediliyor.
İhanet mektubu bu süreçte Türkiye’de medyaya erişimin ciddi biçimde engellendiği, emniyet, yargı ve STK’lara üst düzeyde baskı uygulandığı savunulurken hedefe Fethullah Gülen grubunun konulduğu öne sürüldü. Hükümetin bu eylemlerinin STK ve Gülen gurubunun haklarına bir ‘tecavüz’ olduğu ileri sürülen mektupta ilgili bölümün başlığının “Sayın Gülen ile Sayın Erdoğan arasında siyasi bir güç mücadelesine mi tanık oluyoruz?” olması ise oldukça dikkat çekiciydi.
Mektupta, Gülen örgütünün siyaset üstü bir yapı olduğu savunularak “Biz demokrasiyi ve sosyal adaleti savunan bir sivil toplumuz” denildi. Mektupta ayrıca Fethullah Gülen’in bütün bu olup bitenler karşısında sessizliğini koruduğu iddia edildi.
Sizin de farkettiğiniz gibi, Türkiye’deki muazzam büyüklükteki bir yolsuzluk soruşturması dünya çapında manşetleri oluşturdu ve aynı zamanda, New York Times, Wall Street Journal, Washington Post ve daha birçok ABD yayınlarında yer aldı. Şu ana dek, skandallar 3 Bakan’ın istifasına ve 5 milletvekilinin de AK Parti’den istifasına sebebiyet verdi. Birçok bürokrat ve diğer sektörlerden kişiler, AK Parti’nin ve onun liderliğinin, sözkonusu soruşturmaya müdahale etme, yargıya, savcılara, polise ve basına gözdağı verme çabalarını protesto etti.
Türkiye her zaman için, Ortadoğu’da, anayasal demokrasi modeli olarak değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, 90 yaşındaki bu demokrasi, şimdi büyük bir krizle yüzleşiyor. Başbakan’ın kendisinin ve üç bakan oğlunun müdahil olduğu dört ayrı yolsuzluk soruşturması, Türkiye’nin demokratik kurumlarını önemli ölçüde zayıflatan, hukukun üstünlüğünün, insan haklarının, basın özgürlüğünün ve ifade özgürlüğünün çöküşüne neden olan, muazzam bir hükümet tepkisini harekete geçirdi.
Dikkatleri, skandallardan başka bir yöne çekmek girişimi ile, AK Parti üyeleri ve liderliği Peace Islands Institute(Barış Adaları Kuruluşları) Onursal Başkanı Sayın Fethullah Güle’i karalamaya çabalamaktadır. Bu şekilde, bazı kaygılara yanıt vermek ve ortaya çıkabilecek sorulara yanıt verebilmek umuduyla, gelişmelerle ilgili size kısa bir özet sunmayı arzu ediyoruz.
Zamanınızın ne kadar değerli ve kısıtlı olduğunu tamamen takdir ederek, Türkiye’deki son gelişmeleri özetlediğimiz, kaygılara ve belki de bazı sorularınıza yanıt verdiğimiz bir yazılı özetin, ofisiniz için çok yararlı olacağına inanıyoruz.
Gösterdiğiniz nezaket için şimdiden teşekkür ediyor ve uygun olduğunuzda sizinle görüşmeyi dört gözle bekliyoruz.
Saygılarımla,
Mehmet Kılıç,
Center for Global Affairs, Müdürü
İşte o mektuplar: