Star yazarı: Erdoğan "AYM kararına uymuyorum" sözlerini uygulatsaydı, cezaevinin kapısına zincir vurdururdu!

Star yazarı: Erdoğan "AYM kararına uymuyorum" sözlerini uygulatsaydı, cezaevinin kapısına zincir vurdururdu!

Star yazarı Resul Torun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AYM’nin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Erdem Gül  karara ilişkin “Saygı duymuyorum. Tanımıyorum” sözlerine tepki gösterenleri eleştirdi. Torun, “Erdoğan ‘AYM kararına uymuyorum’ sözlerini uygulatsaydı, cezaevinin kapısına zincir vurdururdu!” dedi. Erdoğan’ın hukuka daha saygılı olduğunu söyleyen Torun, “Cumhurbaşkanı AYM’nin kararına saygı göstermemişti ama uymamazlık yapmamıştı. ‘Uymuyorum’ sözünü de aslında saygı duymayacağını te’yiden söylemişti. Çünkü kendisi kararı uygulayacak merci değildi. Eğer ‘uymuyorum’ sözüyle kararı uygulatmamak gibi bir niyeti olsaydı cezaevinin önüne o da binlerce insanı yığar, kapılara zincir vurdurtur ve sanıkların salıverilmesine en azından engel olmaya çalışırdı” ifadesini kullandı.

Torun’u Star’da “Erdoğan mı onlar mı, hukuka kim daha saygılı?” başlığıyla bugün (08.03.2016) yayımlanan yazısı şöyle: 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Dündar ve Gül hakkındaki kararına tepki gösterdi. Karara saygı göstermeyeceğini ve uymayacağını söyledi.

Başta kayyum atanan gazete olmak üzere muhalif medya cumhurbaşkanının bu tavrını tahkire varan ifadelerle eleştirdi.

Oysa cumhurbaşkanı AYM’nin kararına saygı göstermemişti ama uymamazlık yapmamıştı. ‘Uymuyorum’ sözünü de aslında saygı duymayacağını te’yiden söylemişti.

Çünkü kendisi kararı uygulayacak merci değildi. Eğer ‘uymuyorum’ sözüyle kararı uygulatmamak gibi bir niyeti olsaydı cezaevinin önüne o da binlerce insanı yığar, kapılara zincir vurdurtur ve sanıkların salıverilmesine en azından engel olmaya çalışırdı.

Oysa AYM kararının haksızlığını te’yiden söylediği sözler sebebiyle eleştirilen aynı Erdoğan kendisine haksız yere verilmiş olan cezanın infazı için cezaevine kendi ayaklarıyla gitmişti!

Çünkü okul kitaplarında bulunan bir şiiri okuduğu için verilen ceza tamamıyla 28 Şubat post modern darbesinin etki ve baskısıyla verilmiş yüzde milyon kez haksız bir hükmüydü.

Cumhurbaşkanı AYM kararının haksızlığını ilan için ifade hürriyeti sayılabilecek bir tepki göstermiş ama eylem planında hiçbir şey yapmamıştı, yaptırmamıştı!

Bir de kayyum atanan gazetenin yazarlarının ve hâmisi cemaatin yaptığına bakın. Birçoğu korkusundan soluğunu yurt dışında aldı.

Şimdi de henüz ortada bir ceza yok. Tıpkı AYM gibi hatta AYM’den daha yetkili olan bir mahkeme devam eden davanın selameti için elinde bulunan delillere istinaden kayyum atadı.

Bu gazete yetkililerinin, devlet aleyhinde çalıştıkları, Avrupa'da terör örgütü PKK'nın üst düzey yetkilileri ile toplantılar yaparak terör örgütüyle dayanışma içinde oldukları, traj hilesi yaparak devletten haksız kazanç elde ettikleri gibi gerekçelerle kayyum atandı.

Belki beraat edecekler belki de ceza alacaklar bilmiyoruz. Ama ortada henüz bir ceza kararı yok sadece tedbiren kayyum kararı var.

Ama biz varsayalım ki bu karar yerden göğe kadar haksız bir karar. Gazete sahipleri ve hamileri bu karara saygı duymayabilirler. Tıpkı Erdoğan’ın AYM kararına saygı duymadığı gibi.

Ama onlar değil miydi daha bir hafta önce Erdoğan’ı eleştirirken ‘saygı duymasan da karara uyacaksın’ diye yayınlar yapan?!

Ne oldu, kendi haklarında saygı duymadıkları bir karar çıkınca dün söylediklerini yalayıp kararı uygulatmamak için direnmeye başlamadılar mı? Kararı uygulamak isteyenleri engellemek için gazetenin kapısına zincir vurup direnme amacıyla şemsiyeler yığmadılar mı?

Hani saygı duymasan da hukukun kararına uyacaktın?

Daha da ileri gittiler kararı uygulatmamak için gazete personelini ve cemaatin masum insanlarını gazete önüne yığıp uygulamaya direndiler.

Hani saygı duymasan da mahkeme kararına uyman gerekiyordu?!

Kim hukuka daha saygılıymış, uymam deyip karar uygulanırken kılını bile kıpırdatmayan Erdoğan mı yoksa uyarım deyip kapılara zincir vuran ve cemaati gazetenin önüne yığıp direnenler mi?

Üzülüyorum.

Hayatları boyunca hiçbir haksız uygulama ve baskı karşısında sokağa çıkmayan, hatta dini duyarlılık gösterilmesi gereken baskılar karşısında bile her şeyi sineye çeken bu cemaat, dünyevi çıkarları uğruna adliye, banka ve gazete önlerine başörtülü hanımlarını çıkartıp direnecek kadar savruldu da ona üzülüyorum.

Dün Erdoğan’ı eleştirdikleri konuda bugün başörtülü kadınlarını sokaklara dökecek kadar ilkesizleştiler de ona üzülüyorum.

Direnecekseniz de siz direnin, o başörtülü hanımları sokaklara döküp niye duygu sömürüsü yapıyorsunuz?!