Star yazarı: Evlilik programları yasal zorlamayla yayından kalkmamalı

Star yazarı: Evlilik programları yasal zorlamayla yayından kalkmamalı

Star gazetesi yazarı Özay Şendir, televizyonlarda haber programları dışında stüdyodan yayın yapan programların azaldığına değinerek, haberler dışında canlı yayınlanan ender yayınlardan olan evlendirme programlarının yasaklanmaması gerektiğini belirtti. 

RTÜK'ün evlilik programlarıyla ilgili haklı eleştirileri olduğunu ifade eden Şendir, eskiden çok sayıda canlı yayın yapıldığını ancak bugün Türk televizyonculuğunun dizilerin hakimiyeti altında olduğuna vurguladı.

Şendir'in bugün yayımlanan (28 Şubat 2016) ''Evlilik programları kalkmasın'' başlıklı yazısı şöyle:

RTÜK’ün izdivaç programlarıyla ilgili haklı endişeleri var. Tüm bunlara rağmen, televizyonculuğun geleceği adına, evlilik programları yasal zorlamayla yayından kalkmamalı. Televizyonculuğun geleceğiyle ne alakası var diyeceksiniz, çok alakası var. Haberler dışında televizyonlarda canlı yayınlanan tek program çeşidi izdivaç programları.

Reyting listesini elinize alıp, bir bakın. Baştan sona kanallara kaset teslimi dağıtılan dizilerin hakimiyeti var televizyonculuğumuzda. Evlilik programlarını çıkarırsak tüm kanallarda kalan stüdyo programlarının sayısı iki elin parmaklarını geçmez.

Mesela stüdyo şefi diye bir meslek vardı eskiden, çok da önemli bir işlevi vardı o mesleğin artık kalmadı gibi. Aktüel kamera kullananlarla stüdyo kameramanları arasında fark olurdu. Şimdi hepsi bitiyor teker teker ve insanın canı sıkılıyor televizyonculuk adına.

***

Şimdi bazı programlar isimleri sayacağım size: Şahane Pazar, Laf Lafı Açıyor, İner misin Çıkar mısın, En Zayıf Halka, Bir Kelime Bir İşlem, Evet Hayır, Başka Yerde Yok, Film Gibi mesela...

Eskiden canlı olarak gelirdi bu programlar ekrana, ciddi televizyonculuk emeği vardı hepsinde. Diziler desen onlar da daha televizyonculuk dürtüsüyle çekiliyordu. Şimdi reklam kuşağı açabilmek için uzattıkça uzatılıyor diziler. Oysa Süper Baba’dan tutun da, Bizimkiler’e, Şahnaz Tango’dan tutun da Mahallenin Muhtaları’na kadar hepsi televizyonculuk adına yapılıyordu.

Haber programları bir hatırlayalım, mesela A Takımı vardı rahmetli Savaş Ay’ın sonra Siyaset Meydanı, Ateş Hattı, 32. Gün, Objektif, Durum, Genç Bakış, Kazan Kaynıyor, Teke Tek daha bir sürü program saymak mümkün. O günleri mumla arıyor şimdi televizyonculuğumuz. 

Kanal yönetmek demek artık tutacak dizi bulup araya haberler ve reklamları yerleştirip kadın programları ve dizi tekrarlarını yayına vermek demek oldu.

Oysa dekorundan, ışığından, stüdyoya gelecek seyircisine kadar bir sürü heyecanlı aşaması vardı televizyonculuğun, bitti maalesef.

***

Televole’lerin toplum üzerindeki etkisi sosyolojik araştırmalara konu olmuştu bir zamanlar. Haklı bir tartışmaydı o, 200 kişinin yaşamını tüm İstanbul’un yaşamı  zannedenler de olmuştu, kanallarda Sibel Can muhabirliği gibi uzmanlık alanları da...

O zaman böyle televizyonculuk anlayışı olmaz diye isyan edenlerden biriydim bugün de böyle televizyonculuk anlayışı olmaz diyorum.

Geldiğimiz noktayı anlamak adına bir örnek vereyim: Endemol Shine dünyanın en önemli televizyonculuk formatı üretim şirketlerinden biridir, Türkiye’de dizi de çekiyor. İşte evlilik programları içerik, fayda-zarar hesabı tartışmalı olsa da unutulan televizyonculuğun yaşatılmaya çalıştığı tek alan. O yüzden yasaklanmamalı...

***

RTÜK  haber bültenlerini reyting yarışından çıkarsın demeyeceğim, bültenler o gün kaldırılır öyle bir karar alınırsa.

Ancak dizi tekrar sayılarına,  aylık yayın saatlerinde asgari haber-tartışma, canlı yayın, müzik gibi kıstaslar koysa daha doğru olur.

Eskiden tüm kanallar erken saatlerde halk müziği programı ya da klibi yayını yaparlardı zira mecburiyetler vardı. Mecburiyet yayıncılıkta iyi değildir ama dizi tekrarından daha iyi şeyler de çıkabilir...