Star yazarı Lütfü Oflaz, darbe girişiminin ardından gündeme gelen idam cezası tartışmalarıyla ilgili olarak "Temel ve evrensel hukuk ilkelerine göre, bir yasanın kesinleştiği tarihten itibaren uygulanabileceğini, geçmişte işlenen suçlara tatbik edilemeyeceğini iktidardakiler bilmezler mi? Bilmemeleri mümkün olmadığına göre bu yaptıkları siyaset değil hamaset" dedi. "Bugün iktidardakilerin konuştukları alanlar, Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği günlerdeki gibi 'İdam isteriz' diye inliyor" diyen Oflaz, "Başta Fetullah Gülen olmak üzere, Fetullahçı darbecilerin asılmaları isteniyor. İktidardakiler de onları asacakları görüntüsünü veriyor. Ama ben de 'Onlar asılamaz' diyorum" ifadesini kullandı.
Lütfü Oflaz'ın "Hukuk idam edilmedikçe FETÖ’cüler idam edilemez" başlığıyla yayımlanan (10 Kasım 2016) yazısı şöyle:
İktidardakilerin konuştukları alanlar “İdam isteriz” diye inliyor.
İdam yanlıları, başta Fetullah Gülen olmak üzere, 15 Temmuz’da darbe yapmaya kalkışanların asılmalarını istiyor.
İktidardakiler de millete, idam cezasını geri getirip Fetullahçı darbecileri asacakları görüntüsünü veriyor.
Oysa idam cezası geri getirilse bile, Fetullahçı darbecilerin hukuken asılması imkansız değil mi?
Temel ve evrensel hukuk ilkelerine göre, bir yasanın kesinleştiği tarihten itibaren uygulanabileceğini, geçmişte işlenen suçlara tatbik edilemeyeceğini iktidardakiler bilmezler mi?
Bilmemeleri mümkün olmadığına göre bu yaptıkları siyaset değil hamaset!
Fakat kısa vadede getirisi olsa bile, orta vadede siyasetçiyi madara eden bir yöntemdir hamaset!
Bu hamaset geçmişte Başbakan Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli’yi de madara etmedi mi?
Malumunuz, PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın teslim alınıp Türkiye’ye getirildiği günlerde ülkemizi Bülent Ecevit’in başında olduğu bir hükümet yönetmekteydi.
Halk hükümetin Abdullah Öcalan’ı idam edeceğinden yüzde yüz emindi.
Başbakan Bülent Ecevit ve daha sonra Bülent Ecevit Hükümeti’nde Başbakan Yardımcısı olan Devlet Bahçeli, idam kararı kesinleşir kesinleşmez Abdullah Öcalan’ı asacakları şeklinde halka bir görüntü vermekteydi.
Zaten o günlerde idam cezası da Türkiye’de yürürlükteydi.
Ben o günlerde çok okunan Leman dergisinde yazmaktaydım.
Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin üzerinden henüz birkaç gün geçmişti ki, “Abdullah Öcalan’ı asamazlar; assalar assalar onun resmini duvara asarlar!” diyen bir yazı yazdım.
Türkiye medyasında, hükümetin Abdullah Öcalan’ı asamayacağını söyleyen tek yazardım.
Bu yazıma korkunç tepkiler yağdı.
Şehit aileleri ayaklandı.
Can güvenliğim tehlikeye girmişti.
Abdullah Öcalan’ın asılacağına inananlar beni lanetlemişti.
Aradan epey bir zaman geçti.
Başında Bülent Ecevit ile Devlet Bahçeli’nin bulunduğu hükümetin Abdullah Öcalan’ı asamayacağı kesinleşti.
“Abdullah Öcalan’ı asamazlar; assalar assalar onun resmini duvara asarlar” dediğim zaman beni protesto etmek için ayaklanan şehit aileleri, onun asılamayacağının kesinleşmesi üzerine ziyaretime geldi.
Ziyaretime gelen şehit ailelerinin sözcüsü, “Apo’yu asamazlar dediğiniz için sizi lanetlemiştik; ama haklı çıktınız; sizden özür dileriz” dedi.
Yazımın başında da dediğim gibi, bugün iktidardakilerin konuştukları alanlar, Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği günlerdeki gibi “İdam isteriz” diye inliyor.
Başta Fetullah Gülen olmak üzere, Fetullahçı darbecilerin asılmaları isteniyor.
İktidardakiler de onları asacakları görüntüsünü veriyor.
Ama ben de “Onlar asılamaz” diyorum.
Bunu dediğim için bana kızılacağını biliyorum.
Bana kızanlara, idam cezası geri getirilse bile Fetullah’ın da Fetullahçı darbecilerin de hukuken asılmalarının mümkün olmadığını bir kez daha hatırlatıyorum.
Evet, Fetullah’ın da Fetullahçıların da en ağır şekilde cezalandırılmalarını ben de istiyorum.
Ancak hukuk idam edilmedikçe, onların da idam edilemeyeceklerini biliyorum!