Star yazarı Selahaddin E. Çakırgil, "Hiçbir fikir ızfırabı çekmeden ve 'Reis' adına, lider adına tetikçilik yapan kişilere 'Reis'in iznş var mıdır?" diye sorulduğunu iddia etti. Çakırgil, "Bu pespâyelikler, ‘Reis‘ adına yapılsa da, Reis’in bu ahlâksızlığa gözyummaya karakteri elvermez. Onlardan haberi bile yoktur, herhalde. Ve onlar at sinekleri gibi kolayca ezilmezler de, kovulmazlar da" ifadesini kullandı.
Selahaddin Çakırgil'in "‘Kralımızın atı bana baktı!’ diyen ‘yanaşma’ tipler.." başlığıyla yayımlanan (27 Şubat 2017) yazısı şöyle:
Bazıları, ‘Hiç bir fikir ızdırabı çekmeden ve ‘Reis‘ adına, lider adına tetikçilik yapan bu nevzuhûr kişilere ‘Reis’in izni var mıdır?‘ diye soruyorlar.
Sanmıyorum..
Yıllar boyu Demirel’e saldıran birisinin sonra ona yaklaşması üzerine rahatsız olanlara Demirel, ‘Oradan bize havlıyacağına, buradan o tarafa havlasın..‘ dermiş.
Siyaset bu (mu?)!
***
Bu pespâyelikler, ‘Reis‘ adına yapılsa da, Reis’in bu ahlâksızlığa gözyummaya karakteri elvermez.. Onlardan haberi bile yoktur, herhalde.. Ve onlar at sinekleri gibi kolayca ezilmezler de, kovulmazlar da..
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, gazeteci Cemil Barlas ve Türkiye yazarı Fuat Uğur'un adını anmadan "Kendisini kelepçeyle meclis kürsüsüne bağlayan CHP'li kadın milletvekili üzerinden hiç anlamadığımız, hiçbir zaman da anlayamayacağımız şekilde 'seks içerikli, derili merili' espriler yapmayı 'uygun' bulan adamla aynı kafada, aynı safta, aynı mahallede sanılmaktan çok bunaldık be reis" demişti. Yeni Şafak yazarı ve AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal da İsmail Kılıçarslan'ın söz konusu yazısını sosyal medya hesabında paylaşarak Barlas ve Uğur'u hamam böceğine benzetmişti. Ünal, daha sonra kaleme aldığı yazısında AKP reklam kampanyalarının mimarı Erol Olçok'un "mahalleye dadanan haşerat tarafından 'ihanet'le itham edildiğini" öne sürmüştü.
Türkiye yazarı Fuat Uğur ise, İsmail Kılıçarslan'a yönelik olarak "15 Temmuz gecesi saat 23.00’te bile neden 'Aman sükûnette fayda var' diyebildiklerini de. Aynı kişinin ve benzerlerinin 17 Aralık’tan sonra da Fetullah Gülen amcasına toz kondurmamasını unutmuştuk ama artık acı biçimde hatırlıyoruz" demiş, Yeni Şafak gazetesini "Erdoğan karşıtlığına yakıt taşımak"la suçlamıştı. Uğur, Aydın Ünal için ise, "Her neyse, sonuçta bu şeffaflık iyidir. Evvelden ne müttefik belliydi, ne de sığınakların yeri" ifadesini kullanmıştı.
Star yazarı Ahmet Taşgetiren, Fuat Uğur'un söz konusu yazısına tepki göstermişti. Taşgetiren, "Fuat Uğur Yeni Şafak’ı, yıllardır Cumhurbaşkanı’nın konuşma metinlerini yazan Aydın Ünal’ı yargılıyor. Pes artık" ifadesini kullanmıştı. Taşgetiren, 'bunca zaman nerelerde dolaştıkları bilinmeyen ve bugün hasbelkader AKP'nin orasına burasına sıvanmaya çalışan insanların, buldukları her platformda kendisini hedef aldığını' savunarak "Bazıları, benim de zaman zaman rica - minnet davet edildiğim TV ekranlarından Ethem Sancak'a seslenip 'Niye hala Star'da yazdırıyorsun ki' diye soruyor. Sosyal medya diye bir çamur deryası var zaten, oranın trolleri dolu dizgin" diye yazmıştı.
Yeni Şafak yazarı ve eski Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk ise tartışmaya "Bütün birikimimizi heder ediyorlar. Bir sel gelip, sanki tırnaklarımızla biriktirdiğimiz tüm değerleri silip süpürdü. Bütün birikimimiz, bütün çabamız, bir 'kuş' kadar beyni olmayan, yeni yetme yayın yönetmenleri, köşe yazarları, tv yorumcuları tarafından heder ediliyor gözümüzün önünde" sözleriyle katılmıştı. Öztürk, Ahmet Taşgetiren'e yönelik 'mahallede gösterilen tepkilerle' ilgili olarak ise "Bu medyaya doluşmuş lejyonerlerin, önüne gelen herkesi suçlayan, hakaret eden yazılarına, Ahmet Taşgetiren gibi bu camianın en vicdanlı isimleri de hedef oluyor artık" demişti.
Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu, eşine dostuna, okuruna, izleyenine 'Ezelden beri AKP'liyim fakat bu sefer biraz bunaldım' havası veren kişilerin kendisini şaşırttığını savunarak "Öyle safça sormak istiyorum bazen. Yahu ne zaman bu 'beyazlaşma' sürecine girdiniz? Yoksa, 16 Nisan'dan sonra direksiyon tamamen milletin eline geçecek, 'mahalle'nin hükmü bitecek diye mi korkuyorsunuz?" görüşünü dile getirmişti.