Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a aşk duyduğunu, medyaya onun misyonunu sürdürmek üzere girdiğini söyleyen işadamı Ethem Sancak’ın gazetesi Star’ın bugünkü (11 Temmuz 2015) manşetinde, Doğu Türkistan eylemlerinde yapılan saldırıların “yeni bir Gezi tuzağı” olduğu iddiası yer aldı.
“Uygurlar üzerinden Gezi tuzağı” başlığıyla yayımlanan haberde, Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı insan hakları ihlalleri gerekçe gösterilerek Çin lokantaları, turistler ve Tayland Konsolosluğu’na yapılan saldırıların asıl amacı Türkiye ile Çin arasındaki ticaret hacmi...
“Ağaç bahanesiyle sokağa dökülen Geziciler dev projelerin durdurulmasını istemişti” denilen habere göre, Uygurları bahane ederek saldırıları düzenleyen ‘provokatörler’in hedefinde Türkiye ile Çin arasındaki milyon dolarlık yatırımlar, füze anlaşması ve teknoloji transferleri var...
Star gazetesinin manşetinde, Saadet Oruç imzasıyla yayımlanan “Uygurlar üzerinden Gezi tuzağı” başlıklı haber şöyle:
Çin yönetiminin Uygur Türklerine yönelik baskıları protesto etmek için İstanbul ve Ankara’da düzenlenen eylemlerde, provokatörlerin karışmasıyla amacını aştı. Hedefin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin ziyaretinin sabote etmek olduğu vurgulandı.
Çin’in Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan Müslümanlara yönelik uygulamaların, abartı şekilde soysal medya platformlarında ve basında sürekli gündeme getirilmesi provokatif olayları da beraberinde getirdi.
4 Temmuz’da Sultanahmet’te Doğu Türkistan’a destek yürüyüşü sırasında bir grubun Çinli zannettikleri Koreli turistlere saldırması, İstanbul’da 8 Temmuz’da Tayland Krallığı Fahri Konsolosluğunun kapı ve camlarının kırılarak içerdeki evrakların sokağa saçılması ve yine 9 Temmuz’da Ankara’da yapılan protestoda bir turistin tartaklanması, olayların ardındaki provokatif boyutu gözler önüne serdi.
STAR’a konuşan Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık yetkilileri, basında ve sosyal medya platformlarında hızla artan “Doğu Türkistan” haberlerinin abartılı biçimde verilmesinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Temmuz’da gerçekleşeceği Çin ziyaretini sabote etme amaçlı olduğuna dikkati çekti. Cumhurbaşkanlığı yetkilisi, Erdoğan’ın ziyaretinin ikili anlaşmalar bağlamında çok önemli olduğunu, ziyarette ayrıca G20 gündeminin ele alınacağını belirtti. Son dönemde Türk ve Çin yılı kutlamalarına da atıfta bulunan yetkili, Çin Yatırım ve Sanayi Bankası’nın Türkiye’de 700 milyon dolar civarındaki yatırım yaptığını ve aynı bankanın çalışmalarının devam etmesinin planlandığını hatırlattı. Füze Savunma Sistemi ihalesinde de Savunma Sanayi Müsteşarlığının İtalyan-Fransız konsorsiyumunun yanı sıra Çin ile de müzakereleri sürdürdüğünü ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti sırasında bir anlaşmanın beklenmediğini söyleyen Cumhurbaşkanlığı yetkilisi, “Çin ziyaretinde bu konu da görüşülecek” ifadesini kullandı. Bütün bunlar konuşulurken söz konusu haberlerin sürekli gündeme geldiğini kaydeden yetkili, şöyle konuştu: “Çin Büyükelçisini çağırdık, hassasiyetlerimizi ilettik. Ancak abartılı haberlerin amacının Cumhurbaşkanımızın Çin seyahatini sabote etmeye yönelik olduğunu düşünüyoruz. Çinlilere yönelik saldırılar arttı. Serinkanlı olmak gerektiğini düşünüyoruz. Barışçıl gösteri elbette haktır ancak provokatif eylemler de oldu.”
Sosyal medyadaki ve kamuoyundaki abartılı yorumlara bakıldığı zaman MHP tabanı ile ulusalcıların da işin içine girdiği yorumunu yapan yetkili, Türkiye’nin Uygur Türklerine yönelik politikalarının açık olduğuna dikkat çekti.
“Suriye’den kaçan 2 milyon insana kapımızı açtık. Bu insanlar da kaçıyor. Bu insanlara da kapımız açık” diyen yetkili, abartılı ve provokatif eylemlerin Uygur Türklerine hiçbir katkısının olmadığını vurguladı. Konuyla ilgili analiz yayımlayan İngiliz the Economist dergisi de Türkiye’nin, Çin ile ilişkilerini sıcak tutmak istediğini belirterek, füze savunma sistemi konusunda yapılan müzakerelere atıfta bulundu. Başbakanlık yetkilileri de Doğu Türkistan haberlerinin abartılarak verildiğini hatırlatarak, “iç ve dış kaynaklı bir operasyon yapıldığını” düşündüklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı döneminde 26 Ocak 2013’te 24 TV’de canlı yayınlanan “Sansürsüz Özel” programında gündeme ilişkin soruları yanıtlarken, “Türkiye, AB sürecini unuttu mu?” sorusunu şöyle yanıtlamıştı: “AB bizi unutmak istiyor ama çekiniyor unutamıyor. Halbuki bir açıklasa biz rahatlayacağız. Oyalayacağına, açıklasın biz de işimize bakalım. Geçenlerde Sayın Putin’e ‘Bizi Şangay Beşlisi içine alın’ dedim. Biz de AB’ye ‘Allahaısmarladık’ diyelim, ayrılalım oradan. Bu kadar oyalamanın ne anlamı var?”
Şanghay Beşlisi, Asya’da gelişmekte olan siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel işbirliği örgütlenmesi olarak kuruldu. 1996 yılında Çin’de bulunan Şangay eyaletinde yapmalarından ötürü, bu adı aldı. Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan,Tacikistan bu kuruluşun ilk üyeleri olduğundan ilk başta “Şanghay Beşlisi” ismini almıştı. Ancak 2001 yılında örgüte Özbekistan’ın da katılmasıyla adı” Şanghay İşbirliği Örgütü” olarak değişti. Son olarak dün Rusya Devlet Başkanı Putin, Hindistan ve Pakistan’ın da Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katıldığını açıkladı.