Şubat ihracatı yüzde 35 düştü

Şubat ihracatı yüzde 35 düştü
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye'nin 2009 yılı şubat ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 35'lik düşüşle 6 milyar 866 milyon dolar oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, şubat ayı ihracat rakamlarını, Bursa'da düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Büyükekşi'nin verdiği bilgiye göre, Türkiye'nin şubat ayındaki ihracatı, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 35'lik'lik düşüşle 6 milyar 866 milyon dolar oldu. İlk iki aydaki ihracat 13 milyar 908 milyon dolar, şubat ayı itibarıyla geriye dönük bir yıllık ihracat ise yüzde 8,01'lik artışla 121 milyar 68 milyon doları geride bıraktı. Büyükekşi, şubat ayı ihracat rakamlarını açıklamak için Uludağ İhracatçı Birlikleri'nde düzenlediği basın toplantısında, ihracat açısından çok önemli bir il olan Bursa'nın, 2008 yılında gerçekleştirdiği 11,5 milyar dolarlık ihracatla Türkiye'nin en fazla ihracat yapan ikinci ili konumunda bulunduğunu belirtti. Otomotiv endüstrisinin Bursa'yı bir dünya kenti yaptığını anlatan Büyükekşi, bunun yanı sıra tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon, makine, demir - çelik gibi sektörlerde de kentin çok ciddi bir oranla ihracat gerçekleştirdiğini bildirdi. Büyükekşi, Bursa'nın küresel rekabette dünya standartlarında bir sanayi merkezi olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: "Küresel kriz en çok Bursa'yı vurdu. Bunun nedeni açıktır. Küresel krizden en dramatik bir şekilde etkilenen endüstri, finanstan sonra otomotiv olmuştur. Otomotiv endüstrimizin ihracat hacmi ve dış pazarlara olan yüksek bağımlılığı nedeniyle en büyük zararı otomotiv ve yan sanayi ihracatçısı arkadaşlarımız gördüler. Ama biz burada otomotiv endüstrimize de kısa vadeli bakmıyoruz. Elbette ihracatımızda belirli dalgalanmalar yaşanacaktır. Ancak, bu krizde bir gün sona erecektir. Kriz sona erdikten sonra Bursa ilimiz de başta otomotiv sektörü olmak üzere tekstiliyle, konfeksiyonuyla, gıda ürünleriyle ve birçok sektörüyle ihracat potansiyelini arttıracaktır." Bursa'nın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da 2023 yılı için koydukları 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmada en önemli ve stratejik iller arasında yer alacağını vurgulayan Büyükekşi, buna dair kuşkularının bulunmadığını belirtti. G8'ler için deniz bitmiştir Büyükekşi, dünyanın global anlamda büyük bir krizle savaştığına dikkati çekerek, krizden ne zaman çıkılacağı konusunda henüz hiçbir fikir birliğine dahi varılamadığını, en iyimser tahminlerin bile krizden çıkış sürecinin başlangıcı olarak 2010 yılının başlarını gösterdiğini söyledi. Buna rağmen hiçbir krizin insanları ümitsizliğe sevk etmemesi gerektiğine işaret eden Büyükekşi, TİM olarak kendilerinin de bu çerçevede ihracatçıları dinleyerek ne tip önlemler alınması gerektiği hususunda gerekli çalışmaları yaptıklarını anlattı. Büyükekşi, finansal krizin tüm dünya ölçeğinde bir tüketici güveni krizine dönüştüğünü belirterek, şöyle devam etti: "Bugün temel sorun, daralan tüketim - üretim döngüsünü tekrar canlandırmak ve genişletmekten geçmektedir. Burada ilginç bir ikilemle karşı karşıyayız. Bu kriz öncesine kadar dünyanın gelişmekte olan ülkelerini, gelişmiş ülkelerin tüketim gücü ayakta tutuyordu. Başta Amerika olmak üzere gelişmiş ülkelerin halkları ürettiklerinden çok fazlasını tüketmek için borçlandılar. Bu borçlanmayı başta Çin olmak üzere Ortadoğu'nun ve dünyanın petrol dolarları finanse etti. G8'ler için deniz bitmiştir. Dünya ne yapacak, biz ne yapacağız?" ABD ve AB ülkelerinin krizin etkilerini hafifletmek için peş peşe paketler açıkladıklarını, bundan sonraki görevin gerileyen tüketici güvenini yeniden inşaa etmek olduğunu dile getiren Büyükekşi, şunları kaydetti: "Ancak görünen o ki bu güven uzun süre yerine gelmeyecek ve güven yerine gelse de tüketim için eskisi gibi ucuz ve bol kaynak yaratılamayacak. Bu nedenle şunu anlamak zorundayız ki bir çağ kapanmış, başka bir çağ açılmıştır. Bu durumda gelişmekte olan ülkeler ve biz bu denli dışa bağımlıyken nasıl büyüyeceğiz? Cevap açıktır, iç pazarımızı büyüterek ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ticareti artırarak. Gelişmekte olan ülkelerin iç pazarlarının hacimleri orta vadede büyümeye çok yaktındır. Bizim pilavımızın kaldıracağı su çoktur." Mehmet Büyükekşi, Türkiye'de kişi başına borçluluk oranlarından kamu borcunun gayri safi milli hasılaya oranına kadar birçok göstergenin şu anda G8'lerden çok daha iyi olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Hele son açıklanan paketlerden sonra oluşacak rakamlar, Maastricht kriterlerine en uygun AB ülkesini Türkiye haline getirebilir. Evet, küresel krizin anahtarı G8'lerin tüketim gücünün yerine gelmesini beklemek değil, gelişmekte olan ülkeler arasındaki ticaret hacmini bir an önce artırmaktır. Bu sefer dünyayı kurtaracak potansiyel, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini büyütebilmek becerisinde saklıdır. Dünya gözünü bu noktaya dikmek zorundadır. Krizin taşıdığı fırsat burada saklıdır. Bu fırsatı kullanabilirsek eğer, dünya çok daha uygar, güzel ve adil bir yurt haline gelir. İç pazarı büyütelim."