Sudan'da ordu Pazartesi günü darbe yaparak yönetime el koydu. Darbe, ülkenin çalkantılı tarihinde son kriz oldu.
Gözaltındakiler arasındaki görevden alınan Başbakan Abdullah Hamduk daha sonra serbest bırakıldı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Hamduk ile telefonda görüştü. Amerikan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Blinken'ın Sudan ordusuna, tutuklanan tüm sivil liderleri serbest bırakma çağrısını yinelediği belirtildi.
Siyasi gerginliklere ek olarak yüksek enflasyon, gıda, yakıt ve ilaç kıtlığı yüzünden Sudan ekonomisi de derin bir kriz içinde.
Ülkenin uluslararası ilişkilerde yıllarca tecrit edilmesinin ardından son dönemlerde kurulan ilişkiler de darbe nedeniyle yeniden sekteye uğradı.
Peki Sudan'da neler yaşandı?
30 yıl boyunca Sudan Devlet Başkanı olan Ömer el-Beşir'in Ağustos 2019'da darbe ile devrilmesinin ardından, askeri ve sivil liderler iktidarı paylaşıyordu.
Göreve darbeyle gelen el Beşir yine bir askeri darbeyle devrilmiş ancak sivil yönetim talebiyle düzenlenen kitlesel sokak protestoları sonucu ordu, demokratik bir hükümet hedefleyen bir planı müzakere etmek zorunda kalmıştı.
Sudan geçiş sürecini yaşıyor; sivil ve askeri liderler, Sudan Egemenlik Konseyi adı altında ortak bir komite üzerinden ülkeyi yönetiyordu.
Ancak konseydeki sivil ve askeri gruplar arasında sorunlar yaşanıyordu.
Geçici hükümetteki askeri liderler, sivillerden reform talebinde bulunmuş ve kabinede değişiklik çağrısı yapmıştı. Sivil liderler ise bunu ordunun iktidardaki gücünü artırma girişimi olarak değerlendirip reddetmişti.
Sudan'da 2019'dan bu yana birçok başarısız darbe girişimi olmuş, bunların sonuncusu daha geçen ay yaşanmıştı.
En üst düzey sivil lider olan Başbakan Abdullah Hamduk, darbe girişiminden el-Beşir taraftarlarını sorumlu tuttu.
Son haftalarda, başkent Hartum'da ordu yanlısı gösterilerin yanı sıra başbakanı destekleyen kitlesel karşı gösteriler de düzenlendi.
Ordu yanlısı göstericiler, hükümeti Sudan'ı kalkındıramamakla suçladı.
Hamduk'un ekonomide reform girişimleri, akaryakıt için verilen devlet desteğinin azaltılması gibi önlemler de içerdiğinden bazı kesimlerin desteğini alamadı.
Sudan'ın siyasi kırılganlığı ise çok eskiye dayanıyor.
Geçmişte siyasi partilerin sürekli bölünmesi, konsensüs sağlayamamaları ordunun müdahalelerine yol açmış, "düzenin yeniden tesisi" gerekçesiyle darbeler yapılmıştı.
Bugün Sudan'da en az 80 siyasi parti var. Bu bölünmüş yapı Sudan Egemenlik Konseyi'ni de etkiliyor, askerler ve siviller arasındaki iç çekişmeler nedeniyle siyasi konsensüs sağlanamıyor.
Darbe sonrası hangi kararlar açıklandı?
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, darbe sonrası olağanüstü hal ilan edildiğini, hükümetin ve konseyin dağıtıldığını açıkladı. Seçimlerin Temmuz 2023'te yapılacağını duyurdu.
Ülkede internete kısıtlama getirildi.
Afrika Birliği, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'nin yanı sıra Arap Birliği ve ABD ise darbeye ilişkin endişelerini açıkladı.
Afrika uzmanı Alex de Waal'e göre, darbe henüz nihai sonucuna ermiş değil ve Sudan'da "sivil hareket büyük bir kapasiteye sahip".
BBC'nin Newshour programında konuşan Waal, "Ordu ne zaman sınırı aştıysa sokaklar hareketlendi ve halk askerlere geri adım attırdı. Şimdi de aynı şeyi yaşayacağız sanırım" yorumunu yaptı.
Hartum'da göstericiler sokaklarda.
Ordu ise gösterileri sınırlama çabasında.
Haziran 2019'da demokratik geçiş süreci konusunda anlaşmaya varılmadan önce askerler göstericilere ateş açmış ve Hartum'da 87 kişi hayatını kaybetmişti.
İki taraf karşı karşıya gelirken, bu katliamın hatırası da halkın hafızasında canlılığını koruyacak görünüyor.