Eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’de gerçekleştirilecek NATO zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya gelmesini, Sözcü yazarı Uğur Dündar’a değerlendirdi.
“Türkiye-ABD arasındaki sorunlar dondurulup askeri, siyasi ve de ticari iş birliğine odaklanılacak!..” diyen Elekdağ, AB ile ilişkiler için de, “Fransa ve Almanya'nın ortak bildirisi, Türkiye'nin Mavi Vatan'dan vazgeçip Anadolu'ya hapsedilmeyi kabul etmesi demektir” dedi.
Elekdağ, Erdoğan- Biden görüşmesine ilişkin olarak şu öngörülerde bulundu:
“Türkiye ile ABD arasındaki sorunlara ve tarafların bu sorunlara ilişkin tutumlarına bakarsak şu aşamada, ilişkilerde beyaz sayfa açma hedefinin gerçekçi olmadığının çarpıcı biçimde ortaya çıktığını görürüz. Sorunların başında, ABD'nin beslediği ve koruduğu FETÖ geliyor. Ankara'nın altı yıldır yoğun siyasi ve hukuki girişimlerine rağmen Washington bu konuda henüz hukuki süreci dahi başlatmış değil…
S-400'ler konusunda ise ABD, bir ara Türkiye tarafından önerilen ‘Girit formülünü’ kabul etmedi. ABD, sistemin Türkiye'den ve Türkiye mülkiyetinden çıkarılmasında ısrar ediyor. Ayrıca bu sorun halledilmeden diğer sorunların müzakeresini reddederek, Türkiye üzerindeki baskısını CAATSA yaptırımlarını uygulama tehdidiyle sürdürüyor.
Washington ayrıca, ülkemiz için varoluşsal önemde olan üç sorunda da Türkiye'ye karşı kesin cephe alıyor. Bunlardan birincisi; Suriye'nin kuzey doğusunda PYD/PKK garnizon devleti kurma projesidir. Washington bu projeyi gerçekleştirmek hususunda kesin kararlı hareket ediyor. İkincisi: Doğu Akdeniz'de Yunanistan'ın deniz yetki alanları konusundaki iddialarıdır. Washington, Yunan tezlerini kuvvetle desteklemek suretiyle, Türkiye'ye uluslararası hukuka uygun, meşru hak ve çıkarlarından vazgeçmeyi dayatıyor. Son olarak Washington, Kıbrıs konusunda da Yunanistan ve Rum yönetimi yanında yer alıyor…”
Erdoğan’ın Biden'a “ilişkilerde beyaz sayfa açma” önerisine de değinen Elekdağ, şunları kaydetti:
“Erdoğan ‘Beyaz sayfa umudunu’ gerçekleştirmek için çok gayret sarf etti. Bizzat Washington'a gönderdiği mesajlarda, Türkiye'nin, ABD'nin sağlam ve güvenilir bir müttefiki ve stratejik ortağı olmak için gerekli adımları atmaya ve NATO/ABD çizgisinde bir dış politika izlemeye hazır olduğunu vurguladı. Ayrıca Türkiye'nin, NATO ittifakından kaynaklanan ortak çıkarlara riayet edeceği hususunda teminat verdi.
Fakat bu sıcak mesajlar Erdoğan iktidarına şüpheyle bakan Biden yönetimini pek etkilemedi! Washington, Türkiye'ye yönelik baskı ve sıkıştırma politikasını psikolojik yöntemlerle de sürdürmeye devam etti. Örneğin: Irak, Suriye ve Libya'ya giden ABD Dışişleri Bakanlığı heyetleri Türkiye'ye uğramadılar. Oysa Türkiye, Irak, Suriye ve Libya'da siyasi gelişmelerin seyrini etkileyen önemde bir role sahipti. Bu nedenle Amerikan heyetlerinin, ülkemizi itibarsızlaştırmaya yeltenen bir art niyetle hareket ettikleri belliydi. Keza, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın Kahire'yi ziyaret edip görüştüğü Cumhurbaşkanı Sisi'nin Filistin krizindeki arabuluculuk rolünü göklere çıkaran methiyelerinin de Ankara'ya nispet verme amacını güttüğü gözden kaçmadı.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.