Üniversite öğrencisi Şule Çet'in ölümüyle ilgili "cinayet", "nitelikli cinsel saldırı" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle Çağatay Aksu ve Berk Akand hakkındaki davanın ilk duruşması sona erdi. Duruşmada sanıkları suçlamaları kabul etmezken mahkeme heyeti, Çet'in düşmeden önce mağdurun herhangi bir darba maruz kalıp kalmadığına ilişkin rapor alınmasına hükmetti. Heyet, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek davayı 15 Mayıs'a erteledi.
Hem sanık hem de müdahil avukatları ile sanıklara bugünkü duruşma için son sözleri soruldu. Sanık Çağatay Aksu, suçsuz olduğunu belirterek, beraatini istedi. Salonda bulunan sanık yakınları ayağa kalkarak alkışladı. Bunun üzerine seyirciler arasında bulunan Çet ailesinin üyeleri bu duruma tepki gösterdi. Seyirciler arasından bir kadın “Siz bizim kızımızı öldürdünüz neyi alkışlıyorsunuz” dedi.
Aksu’nun avukatı Levent Ekmen ise Çet ailesinin avukatlarını “sosyal medyaya yalan bilgi vererek algı yaratmakla” suçladı. Ekmen ayrıca iddianameyi de eleştirdi.
Sanık Çağatay Aksu’nun avukatıEkmen, iddianameye lehlerine olan hiçbir noktanın konmadığını ve bunun sosyal medyada yaratılan algıyla yürütülen bir dava olduğunu belirtti.
Raporda yer alan cinsel saldırı bulgularının delil niteliğinde olduğu Şule Çet'in avukatları tarafından belirtildi. Avukatlar, sanıkların sadece 'cinsel saldırı'dan değil; 'insan öldürme' suçundan da tutuklanmasını ve tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
Hem sanık hem de müdahil avukatları ile sanıklara bugünkü duruşma için son sözleri soruldu. Sanık Çağatay Aksu, suçsuz olduğunu belirterek, beraatini istedi. Salonda bulunan sanık yakınları ayağa kalkarak alkışladı. Bunun üzerine seyirciler arasında bulunan Çet ailesinin üyeleri bu duruma tepki gösterdi. Seyirciler arasından bir kadın “Siz bizim kızımızı öldürdünüz neyi alkışlıyorsunuz” dedi.
Aksu’nun avukatı Levent Ekmen ise Çet ailesinin avukatlarını “sosyal medyaya yalan bilgi vererek algı yaratmakla” suçladı. Ekmen ayrıca iddianameyi de eleştirdi.
Sanık avukatları da iddianameyi eleştirerek, sanıkların suçsuz olduğunu iddia etti.
Sanık Çağatay Aksu’nun avukatı Levent Ekmen, iddianameye lehlerine olan hiçbir noktanın konmadığını ve bunun sosyal medyada yaratılan algıyla yürütülen bir dava olduğunu belirtti.
Şule Çet'in babası ve abisiyle konuşulduktan sonra duruşmanın ikinci bölümü tanıkların ifadesiyle devam etti. Olayın yaşandığı plazada güvenlik görevlisi olan tanık dinlendi. Güvenlik görevlisinin ifadesi şu şekilde:
"Çağatay Aksu plazaya 00.30 civarında geldi. 03.50 civarında yüksek bir ses duyduk, etrafı kolaçan ettik. Önce bir şey bulamadık ama sonra geri dönüp bilgisayar ekranlarından kontrol ederken asansörde Berk Akand ve Çağatay Aksu'nun olduğunu gördük. Çağatay aracına binip ayrıldı Berk ise plazada kaldı. Çağatay ayrılırken çok sakindi ama Berk'e sürekli "Hadi gidelim" diyordu. Sonra Berk'in yanına doğru gittim. Çağatay arabayla ayrıldıktan sonra Berk, Çağatay'ı arayıp telefonu hoparlöre aldı ve 'Neredesin lan şerefsiz' dedi. Çağatay da 'Geliyorum' dedi.
Şule Çet'in olay gecesi mesaj attığı ev arkadaşına olay günü hakkında sorular soruldu. Ev arkadaşı geceyi , "Şule, olayın olduğu gün bana "Çağatay bana sürekli yazıyor ne yapayım, gideyim mi? Hem alacak param var, hem iş görüşmesi yapacağız" dedi. Şule, daha önce de Çağatay'ın kendisine asıldığını söylemişti. Sonra restorandan kalkıp ofise gittiklerinde konuşmuştuk, Şule'ye "Çık, gel" dedim" şeklinde anlattı.
Berk Akand'ın o gece arayarak plazaya çağırdığını iddia ettiği tanığın ifadesine geçildi. Tanık ifadesinde, "Berk beni plazaya davet etti. Aramalar devam etti ve bana videolar gönderdi. Berk sürekli beni aradığında 'Ne bu tacize varan aramaların' dedim. Sonra rahatsız olup telefonumu kapattım. Berk bana 'Kötü şeyler oldu, telefonu aç' yazan bir mesaj atmıştı. Sabaha karşı da 'Beni ara' yazan bir mesaj atmıştı ama mesajları sildim Sabah aradım. Olayı anlattı, ben de inanmadım. 'Saçmalama' deyip telefonu kapattım. Sonra olayı haberlerde gördüm." dedi.
Akand, ifadesinde Turgut'a attığı "Kötü şeyler oldu, telefonu aç" mesajını sabah attığını söylemişti. Mahkeme, Akand ve Turgut arasındaki konuşmaların kayıtlarının çıkartılmasını istedi.
Şule Çet’in avukat Umur Yıldırım, tanığa itiraz ederek “yemin altında beyanda bulunduğunuzu hatırlatırım. Gece 01.30 gibi uyuduğunuzu söylüyorsunuz. HTS kayıtlarına göre 2.30 dan sonra 21 dakika telefonda konuşuyorsunuz, sonra sanık Berk Akand size çok kötü şeyler oldu diye mesaj atıyor” dedi.
Dava, aradan sonra 14.15'te yeniden başladı. Şule Çet'in babası İsmail Çet, sanıklardan şikayetçi olduğunu bildirdi.
Hakimin İsmail Çet'e Şule'nin öğrenci olduğu halde neden çalışmak istediğini sorması üzerine baba İsmail Çet, "Şule kendi harçlığı için çalışıyordu, maddi sıkıntısı varsa bile çok yansıtmazdı" dedi.
İddianamenin okunmasının ardından sanıkların ifadeleri alındı. Sanık Çağatay Aksu ifadesinde iddiaları reddederek, “Şule'ye dokunmadık. Cinayet söz konusu değil. Buraya gelenler gösteriş yapıyor” dedi. Aksu, olay gecesinde neler yaşandığı sorusunu "Gece 12.30’da plazaya gittik. Orası şirket işlerimizi yaptığımız bir ofis. Bütün gece içki içtik, jelibon-kuruyemiş yedik. Laptobu açtık ve bütün gece sadece müzik dinledik. Şule ben gidiyorum deyip yan odaya geçti. Ben de arkasından gittim. Ben gittiğimde Şule sarkık vaziyette pencerede duruyordu. Ben Şule’yi tutmaya çalıştım. O sırada onu tutmaya çalışırken parmağımın tendonları koptu” sözleriyle cevapladı. Aksu, savunmasında "Şule ile abi kardeş gibiydik, kafasını dağıtmak için buluşmuştuk" ifadesini kullandı.
Sanık Çağatay Aksu’ya, raporlarda Şule’ye zorla cinsel şiddetin olduğu sorulduğunda “Ne diyorsunuz, öyle bir şey asla olmadı. Hani nerede hangi rapor? Ben de istedim cezaevinde o raporu inceledim. Öyle bir şey göremedim” dedi.
Çağatay Aksu'nun ifadesinden sonra sanık Berk Akand'ın savunmasına geçildi. Şule Çet'i nereden tanıdığı sorulan Akand, Şule ile olay günü, Çağatay Aksu vesilesiyle tanıştığını söyledi. Akand ifadesinde "Ben gittiğimde Çağatay ile oturmuş yemek yiyorlardı, Şule'nin keyfi yerinde görünüyordu" dedi. Olay anı sorulduğunda Akand şöyle cevap verdi:
"Şule İle Çağatay yakınlaştı. Ben yan odaya gittim. Yüksek müzik sesi vardı bardağın kırıldığını duydum görmedim, sadece duyduklarımı anlatıyorum. Müzik sesi durdu, Çağatay yanıma geldi. Kalk kalk hadi, Şule gitti dedi.” Şule Nereye gitti dedim. Ben gidiyorum deyip camdan atlayıp gitti dedi. Saçmalama lan dedim baksana parmağıma ne hale geldi dedi, baktım parmağı şişmişti. Çağatay çok sakindi, sonra gel gidelim dedi. Ben hiçbir şey hatırlamıyordum şok geçirmiştim
Aşağı indim güvenlikleri gördüm, buradan bir kız geçti mi dedim. Evet geçti demelerini çok istedim. Onlar da bana bir patlama sesi duydunuz mu diye sordular. Ben de ne patlaması dedim? Şule’yi bulmak istedim, belki yaşıyordur yardım ederiz diye düşündüm"
Duruşma için, Şule Çet'in ailesi, avukatı, çeşitli kadın dernekleri ve bazı sivil toplum kuruluşları, duruşmayı izlemeleri yönünde takipçilerine sosyal medyadan çağrı yapmıştı. 250 kişilik mahkeme salonuna sığmayacak bir kalabalık, Çet davasına destek için duruşmaya katıldı. Gazeteciler, milletvekilleri, avukatlar, kadın dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarından katılım gösterildi.
Duruşmayı izleyenler arasında HDP'li Filiz Kerestecioğlu ile CHP'li milletvekilleri Mahmut Tanal, Canan Yüceer, Sezgin Tanrıkulu ve Gamze Taşcıer'in yanı sıra çok sayıda kadın örgütü ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi de bulunuyor.
Ankara Kadın Platformu üyesi bir grup, duruşma öncesi adliye önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. "İntihar değil cinayet", "Şule Çet'ler için adalet" ve "Boyun eğme" yazılı pankartlar taşıyan gruptakiler adına yapılan açıklamada, Şule Çet'in harçlığını çıkarmak için çalışırken öldürüldüğü ve cinayete intihar süsü verilmek istendiği belirtildi. Ankara Kadın Platformu üyeleri, yaptıkları açıklamada "Bugün burada oluşumuz kadınların mücadelesinin bir kazanımıdır" dedi.
23 yaşındaki Şule Çet’in, 29 Mayıs’ta eskiden yanında çalıştığı Çağatay Aksu’nun ofisinin olduğu plazanın 20. katından aşağıya atlayarak intihar ettiği iddia edilmiş ancak cinsel saldırıya uğradığı ve ölümünün şüpheli olduğu ortaya çıkmıştı. Davada Adli Tıp Uzmanı Mehmet Nuri Aydın’ın “Bir kadın bir erkekle tenha bir yerde içki içmeyi kabul etmişse ve hele erkeğin yalnız yaşadığı evine, odasına giderek birlikte içmiş olursa cinsel ilişkiye rıza göstermiş sayılır” ifadelerinin yer aldığı bir mütalaa raporu olduğu öğrenilmişti.
Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, şüpheli ölümden kısa bir süre sonra polislerce çekilen “dinlenme odası” fotoğrafı dava dosyasına girdi. Fotoğraf, şüphelilerin olay sonrası temizlik yaptığı iddiasına kanıt olarak gösteriliyor. Savcılığın hazırladığı iddianamede, fotoğrafta pencerenin önünde duran sehpadaki tavlanın bile yerinden oynamadığı vurgulanıyor.
Duruşması öncesinde Evrensel’den Derya Kaya’ya konuşan Şule Çet’in Avukatı Umur Yıldırım, dosyanın ilk duruşmasında beyanlarını ve aldıkları raporları mahkemeye sunacaklarını belirtti. Büyük ihtimelle dosyanın kovuşturma aşamasında tekrar adli tıbba gönderileceğini belirten Yıldırım, ilk duruşma olacağından olumlu ya da olumsuz bir gelişme beklemediklerini, sadece sürecin başlayacağını ve tutuklulukların devamına karar verilmesini beklediklerini söyledi. Sanıkların ilk defa canlı olarak sorgularının mahkemede olacağını anlatan Yıldırım şöyle konuştu: “Onların ilk tepkileri, beyanlarını orada duyacağız. Bir sanık ‘Hiçbir şey görmedim, duymadım’ diyerek olumlu, olumsuz hiçbir şey söylemiyor. Diğer sanığın da anlattığı bir hikaye var. Sanıklardan birisi konuşabilir. Çünkü birçok delil var ve anlattıklarının tamamen aksine bu deliller. Bu açıdan birisinin artık konuşacağını, gerçekleri söyleyeceğini düşünüyorum. Çünkü artık deliller birçok şeyi ortaya koydu”
Çet’in dosyasında sanık avukatlar tarafından alınan ve medyada da tepkilere neden olan “Bir kadın bir erkekle tenhada içmeyi kabul etmişse cinsel ilişkiye rıza göstermiştir” ifadelerinin yer aldığı uzman mütalaa raporuna ilişkin de Yıldırım, bu raporun adli tıp raporu olmadığının altını çizdi. Taraflardan herhangi birisinin dava ya da soruşturma aşamasında haklılığını ispat etmek için uzman kişilerden mütalaa alabildiğini belirten Yıldırım, mütalaa raporunun uzman kişiler tarafından bilimsel görüşlere göre hazırlanmasına rağmen Şule’nin dosyasında yer alan raporun hiçbir bilimsel görüş içermediğini ve tarafsız olmadığını vurguladı. Yıldırım, “Tek bir tarafı aklamaya yönelik bir rapor. Bu soruşturma aşamasında dosyaya girmişti. Savcı dahil hiç kimse dikkate almadı zaten” dedi.