Ankara'da bir plazanın 20. katından şüpheli şekilde düşerek hayatını kaybeden üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Şule Çet’in ölümü hakkındaki devam eden davada bugün 6. duruşma Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Çağatay Aksu’ya müebbet ve 12 yıl 6 ay hapsine, sanık Berk Akand’ın ise 18 yıl 9 ay hapsine hükmetti. Duruşmanın ardından konuşan Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, mahkemenin takdiri indirim uyguladığını ve kararı istinafa taşıyacaklarını belirtti.
Davanın geçen duruşmasında mütalaasını açıklayan savcı sanıklardan Çağatay Aksu'nun "kasten öldürme" suçundan müebbet ve "cinsel saldırı" ile "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçundan 39 yıla, Berk Akand'ın ise bütün bu suçlara yardımdan 31 yıla kadar hapsini istemişti. Ayrıca sanık Çağatay Aksu'nun Berk Akand'a yazdığı mektuplar ortaya çıkmıştı. İddiaya göre sanık Aksu mektuplarda Akand'a, 'ağzını sıkı tut' diyerek, "Ya beraber çıkarız ya beraber batarız" yazdı.
Duruşmanın başlamasıyla son savunmasına başlayan Çağatay Aksu, #SuleCetİcinAdalet etiketini şikâyet etti ve sosyal medyada halkın galeyana getirildiğini iddia etti. Aksu savunmasına şu sözlerle devam ettii:
"Şule’ye tecavüz etmedim. Cinsel ilişkiye girmedim. Sahte otopsi raporları ile bizi suçladılar. A4 parçaları, yalan sosyal medya haberleri ile biz tutuklanmak zorunda kaldık. Neden tutuklandığımı ve neden yargılandığımı bilmiyorum. Sinir krizleri geçiriyorum. Şule’ye dokunmadım. Suçluysam beni asın. İstediğiniz yerde asın beni. Şule’nin neden intihar ettiğini bilmiyorum. Cinsel ilişkide psa’ nın bir kriter olmadığı, uzun yıllar vücutta kaldığı, zaten kadınların vücudunda bulunan bir hormon olduğu bilirkişi raporlarında yazıyor. Tecavüz değil belki ilişki olabilir dediler ama benim spermim bulunmadı. Bizi cinayet büroda 3 saat dövdüler ters sorguda. Elinizi vicdanınıza koyun bana küfür etmeyin. Ben suçsuzum. Şule’de benim DNA'm yok. İsterseniz yalan makinası getirin. Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim. Ben suçsuzum. Vicdanınıza sığınıyorum. Beraat istiyorum."
Sanık Berk Akand ise, "Hiçbir şey görmedim. Hiçbir şey bilmiyorum. Çağatay’ı bırakın, kendime bile yardım etmedim bu davada. Eğer yardım ettiysem kafama sıkmış olurdum" dedi.
Akand'dan sonra konuşan sanık Aksu'nun avukatı Levent Ekmen, "Şule zorla tutuluyorsa, defalarca çıkış kapısından geçmiş. Neden gitmedi. Olay yerinde darp yok. Tecavüz yok. DNA yok. Hiçbir şey yok. Oratada delil yok. Maktül Şule boyuna göre yapılı hiç direnmemiş. İddia edilen boğuşma. Neden sanıkların üzerinde yok? Çağatay’a ait bir tane DNA yok. Şule neden direnmedi? Şule’nin elindeki saç intihar ettiğini gösteriyor. Şule tecavüze karşı mücadele etmemiş. Öldürülmeye karşı mücadele etmemiş. Çağatay’ın suç işlediğine inanmıyorum. Çağatay’ın suç işlemediğinden dolayı beraatini ve tahliyesini talep ediyorum. Ortada delil yok. Delilerler de karartılmadı. Sosyal medya yüzünden bu dava buraya geldi.
Berk Akand'ın avukatı Paşa Büyükkayaer de, "Berk’in olaydan haberi yok. Berk’in suçlu olması kamuoyu baskısından dolayı. Kamuoyu baskının etkisi altında kalmadan karar vermenizi istiyorum. Gece yatarken başınızı yastığa rahat koyun. Vicdanınıza bırakıyorum. Berk’in tahliyesini talep ediyorum. Kamuoyu baskısıyla Şule Çet davası çarpıldı. Sosyal medyadaki cadı avcıları yüzünden buradayız." ifadelerini kullandı.
Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Çağatay Aksu'ya kasten öldürmeden müebbet hapis, nitelikli cinsel saldırıdan 10 yıl, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmadan 2 yıl 6 ay; Berk Akand'a ise kasten öldürmeye yardımdan 12 yıl 6 ay, cinsel saldırıya yardımdan 5 yıl, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmadan 1 yıl üç ay hapis cezası verdi.
Karar üyeler arasında oy çokluğu ile alındı çünkü mahkeme heyetinden bir üye Aksu'nun sadece cinsel saldırıdan dolayı cezalandırılması gerektiği, Akand'ın ise tüm suçlardan beraat etmesi gerektiği yönünde muhalefet şerhi koydu.
Duruşma sonrası açıklama yapan Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım şunları söyledi:
"Karar her ne kadar yüreğimize su serpse de istediğimiz bir karar değildi. nitekim Türk Ceza Kanunu'ndaki 62 indirimini uygulandı. Kızına sahip çıksaydın diyen bir zihniyete bunun uygulanmaması gerektiğini söyledik. Maalesef ki mahkeme bu noktada takdiri indirimi uyguladı. Hükümde Çağatay Aksu kasten öldürmeyi bir suçu gizlemek amacıyla yaptığından dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Buna 62 indirimi uygulanarak müebbet hapis cezasına çevrildi. Aynı şekilde Berk Akand da tüm bu suçlara yardım eden sıfatıyla katıldığından dolayı toplamda 18 yıl 9 yıl hapis cezası aldı. Bu bit yıldır süren bir adalet süreciydi. Bu noktada sizlerle beraber barolarla, STK’larla aklınıza gelebilecek herkesle birlikte mücadele ettik. Artık mahkeme son noktayı koydu. Bizim için buruk bir sevinç. Bir babanın acısına bir nebze su serpti. Ama gelinen noktada bu kararı istinafa taşıyacağız. Takdiri indirimin uygulanmaması gerektiğini düşünüyorduk. Mahkeme bu noktada bizden farklı düşündü."
Takdiri indirim nedenleri Madde 62- (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi beş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failingeleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir. |